Servi: Ortada bir hak ihlali var

Geçtiğimiz mart ayında SF Deri Fabrikası’nda işten çıkartılan14 işçi için eylem yapan diğer çalışanlar hakkında, fabrikayı zarara uğrattığı gerekçesiyle 600 bin TL’lik davanın ilk duruşması dün görüldü. Dava adliye hakimi tarafından 8 Temmuz’a erteledi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.07.2015 07:00
  • Güncelleme Tarihi : 03.07.2015 07:00
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Servi: Ortada bir hak ihlali var

ONURHAN ALPAGUT

SF Deri Fabrikası'nın 25 Mart 2015 tarihinde işten çıkarttığı 14 işçinin, mağdur olması sonucu deri fabrikası önünde işçilerin eylemleri başlamış ve ilerleyen dönemde SF deri fabrikası çalışanlara uğradığı zararı öne sürerek 600 bin Türk liralık dava açmıştı. Davanın ilk duruşması dün görülecekti fakat adliye hakiminin çeşitli sebeplerden dolayı duruşmayı ertelemesi sonucu davanın 8 Temmuz 2015 tarihi saat 14:00'da görülmesine karar verildi

SF Deri Fabrikası'nın 25 Mart 2015 tarihinde işten çıkarttığı 14 işçinin, mağdur olması sonucu deri fabrikası önünde işçilerin pankartlı eylemleri başlamış ve o günden bu zamana işçilerin eylemi süre gelmişti. SF Deri Fabrikası ilerleyen dönemde zarara uğradığı gerekçesiyle bu işçilere 600 bin Türk Lirası’na varan maddi dava açtı. Dava açılması sonucu taraflar mahkemelik oldu. Gelinen bu süreçte İzmir Bayraklı Adliyesi Ticaret Asliye Mahkemesi’nde duruşması beklenilen dava adliye hakiminin çeşitli sebepler ortaya sunarak davayı ertelemesi ile sonuçlandı. Ertelenen dava sonrası adliye önünde yetkili makamlar tarafından basın açıklaması gerçekleşti.

“İŞVEREN SENDİKAL HAKLARA UYMUYOR”

Deriteks Sendikası Başkanı Musa Servi, durum değerlendirmesinde bulundu. Servi, “Bugün burada olmamızın nedeni, SF Deri'de 25 Mart'tan bu yana işçi arkadaşlarımızın Anayasa’dan doğan haklarını kullandıklarından dolayı 14 tane arkadaşımız işten atılmışlardı. O zamandan bu yana fabrikanın çalışanları organize sanayinin girişinde direnişimiz devam ediyor. Bunun sebebi işverenin uluslararası markalara üretim yapıyor olması ve anlaşma gereği, davranış kurallarının altına imzasına koymasına rağmen sendikal haklara uymaması. Ortada bir hak ihlali, davranış ihlalleri var ve bunların çözülmesi gerekiyor. On dört işten atılan arkadaşımızın tekrar işe alınması gerekiyor. İlk etapta işverenle görüşmelerimiz olmuştu, o dönem içerisinde işveren, 'işçi arkadaşları geri alabileceğini, sendikal haklara saygılı olduğunu' söylemişti. Ancak sonrasında çağırılan arkadaşlarımız sabahleyin otobüslere binip işe gitme girişiminde bulunmuşlar fakat işveren, işçi arkadaşlarımızı otobüslere dahi almamıştı. Burada niyet ortadaydı, kendi imkanlarıyla işe gitmek isteyen çalışanlara da gidin sendikadan arının dendi. İşveren yıllardan beri uluslararası markalara yüksek fiyatta çanta satmaktadır. Bir işçi arkadaşımız satılan bu çantaları 2-3 ay dahi çalışsa alamaz. Ama işveren, asgari ücretle kötü koşullarda bu insanları çalıştırmak istiyor. Bugün geldiğimiz noktada işveren, işten atmakla yetinmiyor, haksız rekabet kurallarını ihlal ettiğimizden dolayı işçi arkadaşlarımız, sendikamız hakkında suç duyurusunda bulunarak ceza davası açtı. İşverenin, hukukçuların iddiası biz Uluslararası markalara üretim yapan firmalara burada yapılan hak ihlallerini bildirmemizden dolayı suç işlemiş olmamız. Sözüm ona firmalar üretimi kesmiş. Yapılan anlaşmaya göre senin işçilerin sendikal haklarına uyman gerekmekte. Bugün(Dün) görüşmemiz olacaktı fakat hakimin çeşitli sebepler öne sürmesi üzerine duruşma ertelendi. Somut olarak da biz önümüzdeki hafta yine burada olacağız. Mücadelemiz devam edecek, bizim amacımız üretim yapılan markalara üretimin gitmemesi değil yapılan anlaşmalara uyulmasıdır" dedi.

“MÜCADELEMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ"

Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hüseyin Karakoç ise, “Atılan arkadaşlarımız, Anayasadan kaynaklanan haklarını kullanarak sendikaya üye olmalarından dolayı işten atıldılar. Bu bağlamda işçilerin, işlerine geri iade edilmeleri ve arkadaşlarımızın emeklerinin sömürülmemesi, İşçi arkadaşlarımızın ücretlerinde iyileşme yapılması için kullanmış oldukları bu hakları işveren, ‘Ben seni işten attım, işyeri içerisine girme, boynunu bük otur’ demekte. Böyle bir durum dünya üzerinde hiç bir yerde olmaz. Arkadaşlarımız sonuna kadar mücadelelerini devam ettirecek, sendika sahip çıkacak, bizlerde buna sahip çıkıyoruz ve bu mücadele devam edecek. Başkanımızın dediği gibi biz işi durdurmadık işveren, sadece orada pankart açıldığı ve ben zarar ettim düşüncesiyle bize karşı dava açıyor. Ben ekmeğimden olmuşum elbette senin ticari itibarın zedelenecek, üretimin duracak. Bunun içinde bizler mücadele edeceğiz. Hak alabilmek için belirli bir mücadele gerekir ve biz burada bunun mücadelesini veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Eğer gerekirse de ileride bu anlaşmazlık devam ederse; gerek işi durduracağız, gerekse de eylem yapacağız, yapmak mecburiyetindeyiz çünkü başarının temelinde mücadele vardır. Biz mücadelemizi devam ettireceğiz işveren bu katı tutumundan bir an evvel vazgeçmelidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin yasaları her vatandaş için aynıdır. Herkese aynı oranda yaklaşılır ve uygulanır. İşveren, buna saygı duyacak ve işveren, işten attığı 14 arkadaşımızı işe geri alacak. Burada İşverene düşen görev sendikayla birlikte oturarak yeni bir toplu iş sözleşmesi yapmak" şeklinde konuştu.

Dün yapılması beklenen duruşma adliye hakiminin çeşitli sebepler ortaya koyması ile ertelendi. Duruşmanın 8 Temmuz 2015 günü saat 14.00’da görülmesine karar verildi. 

Haber Merkezi