“Sesi çoğaltmaya davet ediyoruz”

İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu Üyeleri tarafından ‘17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü’ kapsamında basın açıklaması yapıldı

  • Oluşturulma Tarihi : 17.05.2019 13:43
  • Güncelleme Tarihi : 17.05.2019 13:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Sesi çoğaltmaya davet ediyoruz” haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü için İzmir Adliyesi’nde basın açıklaması yapan İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu üyesi avukatlar, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle sistematik şekilde ayrımcılığa uğrayan kişilerin haklarına ilişkin önemli mesajlar verdi. Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu Üyelerinden Stajyer Avukat Mahmut Şeren, şunları aktardı: “17 Mayıs 1990 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü eşcinselliği psikiyatrik hastalıklar listesinden çıkartan deklarasyonunu yayınlamıştır. Bu tarih LGBTİ+’lar ve bu alanda mücadele veren STK’lar tarafından dünya çapında cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine karşı önyargıları yıkma, nefret söylemi, nefret suçu ve her türlü şiddete karşı mücadele günü olarak sahiplenilmiş ve anılmaya başlanmıştır.”
“ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
“İzmir Barosu olarak Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü hakkında farkındalığı arttırmak ve her alanda olduğu gibi bu alanda da yaşanan ayrımcılık ve hukuksuzluklara karşı mücadele kararlılığımızı gür bir şekilde haykırmak için bir aradayız” ifadelerine yer veren Şeren, “İzmir Barosu mensubu hak savunucuları olarak bizler de yaşanan tüm hak ihlalleri ve hukuksuzluklarla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha dile getirmek için karşınızdayız. Her yıl binlerce LGBTİ+, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle sistematik şekilde ayrımcılığa uğruyor, şiddete maruz bırakılıyor hatta nefret cinayetleri ile katlediliyor. Her türlü şiddete hayır diyenler biliyor ki; erkek egemen, heteroseksist, cisseksist ve militarist bu düzen kendi formunda olmayan ne varsa yok ediyor! Tam da bu nedenle; ataerkil düzenin varsaydığı kalıplara ve ‘genel ahlak kurallarına’ meydan okuyan LGBTİ+’ların, sistematik bir biçimde şiddetin hedefi olması politik bir sorundur” dedi.
AVUKATLARIN MÜCADELESİDİR
Açıklamalarına devam eden Şeren, şöyle ekledi: “Açıkça yazılı olmasa da İkili cinsiyet düzeninde yer alan ve Anayasanın 10. maddesine göre eşitliği sağlaması amaçlanan kanunlar, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eşitliğini sağlayıp, herkesi kapsamadıkça, bu anayasal gereğe uygun olamaz. Doğuştan sahip olunan haklar; eğitim, sağlık, barınma, haberleşme dahası ve en temeli yaşam hakkı, amasız herkes için eşit uygulanması gereken, insan olduğumuz için, doğuştan sahip olduğumuz haklardır. Bu bağlamda bugün LGBTİ+’ların hak mücadelesi, Türkiye’de ve dünyada yürütülen diğer hak mücadelelerinden işçilerin, kadınların, çocukların, etnik ve dini ayrımcılığa uğrayanların mücadelelerinden kopuk ve bağımsız değildir. Bu yüzdendir ki, bu mücadele toplumun her kesiminin, tüm hak savunucularının ve dolayısıyla da avukatların mücadelesidir. Bugün bir kez daha tüm kamuoyunu transfobi ve homofobiye karşı ses çıkartmaya, bu sesi çoğaltmaya davet ediyoruz. Ve ilan ediyoruz ki; Bu mücadeleye destek veren meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, aktivistler, hak savunucuları kazandıkları alanları asla bırakmayacaklar.”