Şiirden sonra öyküye geçiş yapacağımı biliyordum

Yazar-Şair Fatma Koşubaşı ile kitapları ve edebiyat üzerine konuştuk. Kısa bir süre önce ‘Yaşama Sancısı’ öykü kitabı yayınlanan yazarın ‘Hayalbaz’ ve ‘Denizin Üvey Kızı’ adını taşıyan iki de şiir kitabı bulunuyor


  • Oluşturulma Tarihi : 28.01.2021 07:31
  • Güncelleme Tarihi : 28.01.2021 07:31
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şiirden sonra öyküye geçiş yapacağımı biliyordum

ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ

Yazar-Şair Fatma Koşubaşı ‘Denizin Üvey Kızı’ ve ‘Hayalbaz’ adlı şiir kitaplarının ardından şimdi de karşımıza ‘Yaşama Sancısı’ adını taşıyan öykü kitabıyla karşımıza çıktı. Luna yayınlarından çıkan kitap 13 öyküden oluşuyor. Yaşadığımız coğrafyanın kadına bakışından okuyan insanın git gide cahilleşen topluma yabancılaşmasına, doğa talanına; kapitalizmin insan ömrünü çalan vahşi yanına, bir çocuğun dünyaya bakışından yaşlı insanların hayata tutunma çabalarına; üniversitede cemaat eline düşen bir gencin özgürleşme çabasından batıl inançlara, günümüz dünyasında sosyal medyanın insanların hayatına nasıl etki ettiğine kadar birçok konuda kitapta öykü bulunuyor. Röportajımızda kendisine son kitabıyla ilgili yönelttiğim soruya şu cevabı veren Koşubaşı, “Şiirden sonra öyküye geçiş yapacağımı biliyordum. Çünkü yazdığım şiirlerin de birer öyküsü vardı. Ve etrafımda öyküler dolanıp duruyordu. Yaşama Sancısı kitabım için ilk öyküyü yazdıktan sonra diğerleri de yolunu arayan su gibi yazmaya başlayınca yönlerini ve yollarını bulup aktılar kağıda” dedi.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Giresun-Tirebolu doğumluyum. Özgür bir çocukluk yaşadım. Doğada, dışarıda, kırlarda, ağaçlarda, fındık bahçelerinde özgürce, doyasıya oynadım. Ortaokul ve liseyi İstanbul’da okudum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı okudum. Mezuniyetten sonra programcılık yapmak yerine eğitmenlik yaptım fakat edebiyat okumak istediğim için yaptığım işi sevemedim. Sonrasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdim.

İÇTEN GELEN BİR YETENEK

Edebi anlamda bir şeyler üretmeye, yazmaya ne zaman başladınız, çevrenizin bu konuda desteği oldu mu?

Sanırım bu içten gelen bir yetenek. Ortaokul yıllarında yazmaya başladım. Öyküler, şiirler yazıyordum. Türkçe derslerinde öğretmenimizin yaptığı kompozisyon yarışmalarında birinci olurdum hep. O yıllarda günlük tutmaya başladım, üniversite bitene kadar devam etti. Lise yıllarım da edebiyat kulüplerine üye olmakla, şiir, deneme, öykü yazmakla geçti.

Hayatınızda en fazla iz bırakan olay nedir?

İnsanın unutamadığı iyi kötü birçok anısı olur fakat kötü anılar daha fazla iz bırakıyor sanırım. Araba kullanmayı yeni öğrendiğim zamanlardı. İki şehir magandasının boş yolda önümü kesip aracımı yumruklamalarını, o anda yaşadığım korkuyu, paniği asla unutamam.

Bize son kitabınız ‘Yaşama Sancısı’ olmak üzere eserlerinizden kısaca söz eder misiniz?

İlk iki kitabım şiir kitabıdır. Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz. Maalesef ki şiirin çok yazıldığı ama gerçek anlamda şiirin sevilmediği, şiirsiz ve şuursuz kaldığımız bir çağdayız. Şiir inceliktir, karşı duruştur, eleştiridir. Ne yazık ki okullarda okuma kitapları seçerken bile şiir türüne yer vermiyoruz. Yine de derslerime, çocuklara şiir okutarak başlarım. Bir müddet sonra o şiir zevkini, inceliğini yakaladıklarını görmek benim için büyük mutluluktur. Şiirden sonra öyküye geçiş yapacağımı biliyordum. Çünkü yazdığım şiirlerin de birer öyküsü vardı. Ve etrafımda öyküler dolanıp duruyordu. Yaşama Sancısı kitabım için ilk öyküyü yazdıktan sonra diğerleri de yolunu arayan su gibi yazmaya başlayınca yönlerini ve yollarını bulup aktılar kağıda.

Kitap fuarları okur-yazar buluşmaları hakkında neler düşünüyorsunuz, bu buluşmaların hem yazar hem okur açısından önemi nedir?

Tanınmış yazarları kitap fuarlarında görmek bana heyecan vermiştir. İmzalı kitap almanın tadı ayrıdır. Onur vericidir, yazarın eli değmiştir o kitaba ve artık sihirlidir sizin için. Yazar açısından da okur kitlesini görmek, onların gözlerindeki ışığa tanık olmak, yaptığı işin şevkini arttırmaktadır.

Korona pandemisinde neler yapmaktasınız?

Eğitimci olduğum için vaktimin çoğu uzaktan eğitimle geçiyor. Kalan zamanlarda günlük rutin işler ve elbette açlık gibi hissettiğim okuma yapıyorum.

Sizden ilerleyen günlerde yeni kitap veya kitaplar görecek miyiz, bize son çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

Hazır bir deneme kitabı dosyam var. Bir de “düşe-yazan” adını verdiğim mektuplardan oluşan bir dosya. Yazmaya, üretmeye devam ediyorum. Anlatacak öykülerim yaşadıkça hep olacak. Roman çıkacak belki de bir öyküden kim bilir.

HER ORTAMDA VE ŞARTTA YAZABİLİRİM

Yazarken olmazsa, olmazlarınız var mı?

Kitabımın “Kendime İthaf” bölümünde de belirttiğim gibi yazarken olmazsa olmaz dediğim hiçbir şey yok. Her ortamda ve şartta yazabilirim. Yeter ki kelimeleri coşturacak, yazmam için beni huzursuz edecek hayattan yakaladığım bir öykü olsun.

Haber Merkezi