Sayfa Yükleniyor...
Egede pamukta verim kaybını önlemenin yolunun sınıflandırmadan geçtiğini belirten TÜRKTOB Başkanı Kamil Yılmaz, 10 tane çeşidi karıştırıp piyasaya sürersek burada kalite olmaz, standart olmaz dedi
KENAN YEŞİL - ÖZEL HABER
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz, Ege Pamuğunda tohum çeşitliğinden dolayı verimin düşük kaldığı konusundaki iddialar hakkında konuştu. Egede çok farklı çeşitte pamuk ekildiğini ve bu pamukların karıştırılması ile Ege Pamuğu elde edildiğini belirten Yılmaz, çiftçi tarafından farklı özelliklerdeki çeşitleri ekildiği zaman ortaya da sektörün veya sanayicinin istediği tek düze bir ürün standardı yakalanamadığını söyledi. Türkiyede bakanlığın destek politikaları vermiş oldukları prim politikaları ile pamuğun pazarda değerini bulduğunu belirten Kamil Yılmaz, pamuğun çiftçi tarafından artık daha karlı bir ürün olarak görüldüğü için ekilmeye başlandığını ifade etti. Ege Bölgesinde pamuk ekili alanların yüzde 20 artmasına rağmen verimin düşük kalmasının tohum çeşitliliğinden kaynaklandığı yönündeki iddialara da cevap veren Yılmaz, pamukta özellikle tekstil sektörünün, sanayi sektörünün talepleri doğrultusunda üretim yapılması gerektiğini vurgulayarak, Lif verimi önemli, kütle verimi önemli. Ama burada esas önemli olan sanayi için lif uzunluğu, lif mukavemeti, lif randımanı, kalitesi bunlara da dikkat edilmesi gerekir. Çok sayıda çeşit ekiliyor. Çiftçi tarafından farklı özelliklerdeki çeşitleri ekildiği zaman ortaya da sektörün veya sanayicini istediği tek düze bir ürün standardı yakalanamıyor. Böyle olunca da sıkıntılar çıkabiliyor. Burada önemli olan çiftçilerimizin üretmiş olduğu tohumdan ürünlerinin gruplandırma yapılarak sektörde kullanılması gerekiyor. Çiftçimizin farklı tohum çeşidinden ekmiş olduğu pamuğu karıştırıp sektöre sürerse burada üründe standardı, kaliteyi yakalayamayız. Dolayısıyla sanayicinin ve tekstilcinin istemiş olduğu kaliteli pamukları sağlamamış oluruz dedi.
STANDART OLMAZ
Çiftçiden sanayiciye kadar giden aradaki pazarlama alanında gruplandırma yapılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, Aynı çeşitten elde edilen ürünlerin bir grupta toplanması ve o şekilde pazara sunulması gerekiyor. Ama farklı tohumlara ait elde edilen ürünlerin karıştırılıp tek bir pamuk çeşidi gibi ege pamuğu olarak pazarlanması doğru olmadığını düşünüyorum. Burada da hem sanayicilerimizin, hem çırçırcılarımızın çeşit bazında ürün alarak piyasaya sürmesi gerekir. 10 tane çeşidi karıştırıp piyasaya sürersek burada kalite olmaz, standart olmaz. Burada sanayici açısından sıkıntı çıkar. Kalite sıkıntısı bu şekilde açılabilir. Ürün bazında, çeşit bazında sınıflandırmanın yapılarak sanayicinin kullanımına sunulması gerekiyor diye konuştu.
EGE PAMUĞU 20 ÇEŞİTTEN OLUŞUYOR
Ege Pamuğu olarak bakıldığında ise 20 çeşit pamuğun karışımından oluşan bir çeşidin karşılarına çıktığını belirten Yılmaz, Ege Pamuğu diye bakarsak içinde 20 tane çeşit vardır. 20 çeşidin karışımından oluşan bir Ege Pamuğu çıkıyor. Yetiştirme bölgesine göre değil çiftçinin kullandığı tohuma, markaya, çeşide göre ürün standardının belirlenmesi gerekiyor. Pamukta, Adana Pamuğu, Hatay Pamuğu, Urfa Pamuğu gibi kavramların doğru olmadığını düşünüyorum. Günümüz dünyasında tohumda markalar oluştu. A markasının bütün özellikleri belli. Buna göre ürünlerin gruplandırılıp piyasaya sürülmesi kalite problemini çözeceğini inanıyorum şeklinde konuştu.
ÇOK SAYIDA PAMUK ÇEŞİDİ VAR
Türkiyede çok sayıda pamuk çeşidi olduğunu belirten Kamil Yılmaz, şöyle konuştu: Ülkemizde çok sayıda pamuk çeşidi var. Bunun büyük bir kısmı Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen çeşitlerdir. Bir kısmı yabancı menşeili, bir kısmı yine bizim yerli firmalarımız tarafından geliştirilen çeşitlerdir. Zaten Egede çeşitler bellidir. Bakanlık bu pamuk çeşitlerini ruhsatlandırırken Ege Bölgesinde denemelerini yapıyor. Uygun olanları belirliyor. Yine çiftçilerimizin de Ege Bölgesine uygun olan çeşitleri dikerek yollarını devam etmeleri gerekiyor. Önemli olan burada lif verimi. Kalite ve pamuğu değerlendiren kuruluşlarında Ege Pamuğu olarak değil bunu çeşit ve marka bazında ürünleri toplayıp gruplandırarak sektörün ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini düşünüyorum.
Haber Merkezi