SINIR KAPALI UMUT KAPISI AÇIK

Normalleşme sürecine dair beklentilerini anlatan Türkiyeli ve Ermenistanlı gençlerin ortak dileği barış, diyalog ve uzlaşı: “Barış içinde yaşamak, yanımda yaşayan milletten korkmamak ve orada yaşayanların benden nefret ettiğini düşünmemek istiyorum.”


  • Oluşturulma Tarihi : 02.02.2022 07:58
  • Güncelleme Tarihi : 02.02.2022 07:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
SINIR KAPALI UMUT KAPISI AÇIK haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

“Türk-Ermeni ilişkileri açısından, asırlardan gelen ve asırlara gidecek olan ortak yazgımız bir kez daha önümüzde. Atalarımız geçmişte kendilerine düşen sayfaları iyi kötü doldurdular. Asıl sorun bugün bizim bu beyaz sayfaları nasıl dolduracağımız. Geçmişte yaşanan büyük felaketin sorumluları gibi mi davranacağız, yoksa o yanlışlardan ders alarak yeni sayfaları bu kez uygar insana yakışır bir şekilde mi yazacağız?”

2007 yılında katledilen Hrant Dink’in bu sözleri, Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkileri normalleştirmek için başlatılan sürece geçmişten ışık tutar gibi... Bu beyaz sayfaların bugün nasıl doldurulacağı bilinmez ama 1993 yılından beri sınır kapısı kapalı olan iki ülkenin gençleri atılan normalleşme adımları sebebiyle sevincin yanına bolca umut da katıyor. Hassas ve son derece kırılgan bir zeminde ilerleyeceği düşünülen sürece dair beklentilerini anlatan Türkiyeli ve Ermenistanlı gençlerin ortak dileği ise barış, diyalog ve uzlaşı...

GERİLİM HEP SAVAŞI ANIMSATTI

37 yaşındaki Mehmet Talver, Diyarbakır’da yaşıyor. İki ülke arasında yıllardır süren gerginlikten duyduğu rahatsızlığı dile getiren Talver, olumlu yankı bulan normalleşme sürecinin geleceğe ilişkin beklentileri de artırdığını vurguluyor: “Gerilim bana hep savaşı anımsattı, savaş çağrısı yaptı. Geçmiş ile işim yok. Dünyada iyilik, güzellik ve sevgi istiyorum. Şahsi hayat görüşüm bu. O yüzden, bugüne bakıp geleceği tasarlamak gerekir diye düşünürüm. Önümüze bakarsak atılan normalleşme adımları tabiî ki çok olumlu ve güzel. Devamının daha güzel olmasını diliyorum. Sadece Ermenistan değil, bütün dünya insanlarıyla kardeşçe yaşayabilmeyi diliyorum. Çünkü dünya o zaman güzel bir yer olacak.”

GENÇLER ARASI ETKİLEŞİM SAĞLANMALI

İzmir’de yaşayan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Yağız Öztürk de Türkiye’nin sınır komşularından biriyle yaşadığı bu gerilimin oldukça üzücü olduğunu söylüyor: “Herhangi iki millet arasında gerilim olması normalde kötü ve üzücüyken, sınır komşumuzla bu duruma düşmek daha üzücü bir durumdu benim için. Sanki aynı apartmandaki karşı komşumuzla sürekli gerilim yaşıyormuşuz gibi hissediyorum. Bildiğim kadarıyla 2009 yılında bir barış antlaşması imzalanmaya çalışıldı ama başarılı olmadı. Sınır komşusu olmanın verdiği bir avantaj ile er ya da geç bir diyalog yaşanacaktı. Bu tarz durumları alttan gelen daha temiz zihinli bir nesle bırakmak daha sorunsuz bir barış yaşanmasına destek olur. İki ülke de biz bu işi uzatmak istemiyoruz ve konu çözüme kavuşsun diyorsa, o zaman genç nesiller arası bir etkileşim sağlamasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.”

ÇOK UMUTLUYUM ÇÜNKÜ...

40 yaşındaki ALS hastası Ali Var, İzmir’de yaşıyor. Var, fotoğraf sanatçısı Tahir Ün’ün, Türkiye ve Ermenistan’da yaşayan gençler arasında köprü kurmak için başlattığı ‘Aynı Gökyüzünün Altında’ projesinde de yer almış. İki ülke gençlerinin birbirlerine karşılıklı mektup yazdığı projenin diyalog açısından önemine vurgu yapıyor. Normalleşme sürecinin olumlu ancak geç kalınmış bir adım olduğunu ifade eden Var, “İki ülke arasındaki durum çok üzücü... Normalleşme süreci bence geç kalınmış bir adım. Neyse ki güzel gelişmeler oluyor. İki ülke sağduyulu duruşlarını sürdürürlerse bir sonuca varılacağını düşünenlerdenim. En azından çok umutluyum çünkü çok eskiye dayanan bir bağımız ve yaşanmışlıklar var. Ben iki ülkenin barış içinde yaşamasını çok istiyorum. İki ülke de bunu hak ediyor” diyor.

ORTAK DİL KONUSUNDA BAŞARILILAR

Tercümanlık yapan Gevory Galtakyan ise 29 yaşında. Erivan’da yaşıyor. Galtakyan, normalleşme görüşmelerinin hassas ve son derece kırılgan bir zeminde ilerleyeceğini düşünüyor: “Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkinin mevcut halini anlamak için elbette çok ciddi analizler yapmak lazım. Çünkü meselenin siyasal, ekonomik, psikolojik ve başka çok sayıda boyutları var. İlişkilerin normalleşmesi konusunda çok sayıda adımlar atıldı. Peki yeterli miydi? Bence değildi. Gençler kalıplaşmış zihniyete sahip olmadığı için iletişime açıklar ve ortak dil konusunda başarılılar. Fakat dediğim gibi burada sistemlerin karşı durması söz konusudur ve iki taraftan da ciddi sistemsel değişiklikler olmadan gençlerin çabaları da maalesef bir şeye yaramayacaktır.”

KOMŞULUK İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM

Gümrü’de yaşayan ve 12 yıldır gazetecilik yapan Anahit Harutyunyan da, Türkiye ile ilişkilerde normalleşmenin sağlanmasıyla bölgede diyalogun güçlenmesini umduklarını söylüyor: “İki ülke arasındaki gerilimin asırlık geçmişi var. Türkiye ile temasa geçip geçmeme konusunda her zaman çelişkili görüşler duydum. Bazıları bunun kötü olacağını, tarihi geçmişimizi ve yaralarımızı unutacağımızı, bazıları ise önemli ekonomik, sosyal ve politik meseleler olduğu için iletişim kurmanın gerekli olduğunu savundu. İlişkilerin normalleşmesi konusunda ne yazık ki yıllardır çok az şey yapıldığını söyleyebilirim. Bunun sebebinin bilgi ve analiz eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bu sadece Ermeni toplumu için değil, Türkiye için de gerekli. Normalleşme süreci komşuluğun başlaması için önemli bir adım.”

BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUM

Ermenistan’da yaşayan üniversite öğrencisi Diana Mkhitaryan, “Sanırım her iki taraf da ilişkilerin bu kadar gergin olmasının nedenlerini biliyor ama anlatılarımız farklı. Bu yüzden yan yana oturup geçmişimizde olan birçok konuyu tartışamadığımız için üzgünüm. Komşu ülke ile herhangi bir ilişkimizin olmaması, sınırlarımızın kapalı olması ve ne zaman biri sınırların açılması hakkında konuşmaya başlasa toplumun onları etiketlemesi benim için normal değil. Bu sefer gerçek bir şey olabilir. Benim istediğim barış içinde yaşamak, yanımda yaşayan milletten korkmamak, orada yaşayanların benden nefret ettiğini düşünmemek” sözleriyle gençlerin barış talebini yineliyor.