Sayfa Yükleniyor...
2 Temmuz Sivas Olaylarının yıl dönümünde İzmir'de Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı. Konak YKM önünde toplanan kalabalık buradan Cumhuriyet Meydanı'na doğru sloganlar atarak yürüdü
ONURHAN ALPAGUT
Sivas Olaylarının yıl dönümünde yapılan çağrıyla YKM önünde toplanan Alevi örgütleri, Sendikalar, Siyasi Partiler ve Genç Devrimci hareket örgütleri Kordon boyunca Sivasın ışığı sönmeyecek, Sivası unutma, unutturma pankartları açarak ve Katil İŞİD, işbirlikçi AKP sloganları atarak Cumhuriyet Meydanına kadar yürüdü. Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık grup günün anlam ve önemine ilişkin basın açıklamasında bulundu. Basın Açıklamasını gerçekleştiren Alevi-Bektaşi Kültür Derneği Şube Başkanı Mustafa Arslan, 2 Temmuz 1993 tarihinde 33 insanımızın, tempolu alkışlar ve sevinç naraları eşliğinde ateşe verilerek öldürüldüğü Madımak katliamının üzerinden 22 yıl geçti. Bugün Irak'ta, Suriye'de kafa kesen, ciğer söküp yiyen selefi grupların Yak ulan yak, cehennem ateşi diyerek katliamı seyretmelerini bizler unutmadık. İnsanlık tarihine bu olayla utanç sayfalarından birini ekleyen Türkiye, ne yazık ki Madımak katliamıyla yüzleşmedi, arkasındaki karanlığı aydınlatamadı, katliamın siyasi sorumluları, organizatörleri adaletin karşısına çıkarılmadı. Dersim'in kayıp kızlarının yaşadığı acılardan da, Kızıltepe'de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın öldürülmesinde de, 12 yaşındaki Koray Kaya'nın Madımak'ta ateşe verilmesinde de, 14 yaşındaki Berkin Elvan'ın öldürülmesinde de sorumlu olan devlettir. Bu devlet, farklı uluslardan ve milliyetlerden ve farklı inançlardan oluşan Anadolu halklarını Türk-İslam potasında eriterek kendisine makbul yurttaşlar yaratmak isterken Soma'da yüzlerce işçinin ölümü karşısında Bu işin fıtratında var söylemiyle taşeronlaştırmanın, sömürünün, kapitalist vahşetin üzerini örtüyor. Yetmiyor, HES projeleri ile doğayı yok ediyor, su kaynaklarını sermayeye peşkeş çekiyor, Kentsel dönüşüm projeleriyle milyonları yoksullaştırırken, iktidar destekli rant şebekelerini bir ahtapota dönüştürüyor dedi.
4+4+4 İLE ÇOCUK GELİNLER VE İŞÇİLER YARATILMAK İSTENİYOR
Arslan, Ne yazık ki Türkiye'de devlet, tarihsel bir süreklilik içinde farklı etnik ve inanca sahip yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini kullandırmayan bir geleneğe sahip. Anadolu'nun kadim kültürel, etnik inançsal zenginliklerini yok ediyor. Artık Hrant Dink, Süryaniler, Ezidiler, Yorgo yok çoktan gittiler. Bizler kimsenin dilinden, dininden, mezhebinden, cinsiyetinden dolayı aşağılanmadığı, ayrımcılığa uğramadığı, emek sömürüsünün yapılmadığı, sağlık ve eğitim gibi en temel insan haklarının piyasalaştırılmadığı, barışa ve halkların kardeşliğine gölge düşüren, daha güzel bir gelecek inşası önündeki engel zihniyet ve devlet politikalarının son bulmasına mücadele verirken, vahşi kapitalizmin, halkları birbirine düşman eden emperyalizmin yarattığı karanlığın daha da kesifleştiğine tanıklık ediyoruz. Çağdaş, bilimsel, laik bir eğitim artık yok. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesiyle çocuk gelinler ve çocuk işçiler yaratılmak isteniyor diye konuştu.
TÜRKİYE ORTADOĞU BATAKLIĞININ PARÇASI OLDU
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı padişah olmak istemekle suçlayan ve Türkiye'nin Ortadoğu bataklığına sokulduğunu söyleyen Arslan, Ortaçağ dönemlerine özgü mezhep çatışmaları kapımızda. AKP iktidarıyla birlikte Türkiye, Ortadoğu bataklığının parçası oldu. Mezhep eksenli iç ve dış politika sonucu Türkiye'nin Suriye'de, Irak'ta lojistik destek verdiği İŞİD, Nusra, El Kaide gibi cihatçı örgütler, toplumsal barış ve güvenliğimizi tehdit ediyor. Yeni Osmanlıcı bir tahayyüle Ortadoğu'nun hamisi, Türkiye'nin halifesi, padişahı Osmanlı'nın Yavuz Sultan Selimi olmak isteyen Erdoğan, teokratik bir devlete geçiş hamleleri yaparken, Anayasa'nın güçler ayrılığı ilkesini fiilen ortadan kaldırırken, bizler inadına bu coğrafyada, kadim inançların, dillerin ve dinlerin her birinin kardeşçe bir arada yaşamasından, halklarının anayasal güvencesine kavuşturulmasından yanayız. Farklı uluslardan ve milliyetlerden, farklı inançlardan oluşan halklarımız kardeşçe barış içerisinde yaşamaya inadına devam edeceklerdir" şeklinde konuştu.
YAŞASIN HALKLARIN DİRENİŞİ, HALKLARIN EŞİTLİĞİ, BİRLİĞİ
Halkların Demokratik Partisi İzmir İl Eş Başkanı Cavit Uğur ise, 23 yıl önce Sivas Madımak'ta çocuklarımızı, aydınlarımızı, haklarımızı katleden o günün rejimi ve günümüz rejimi, bir kez daha haklarımızı Ortadoğu'da, Türkiye'de, her yerde katlediyor. Farklı inançlarda olan ve kendi inançlarında olmayan herkesi yakmaya, ateşe atmaya devam ediyor. Bugün Kobane'de, Rojava Direnişi bize büyük bir ufuk veriyor. Çünkü Kobane, Rojava'da olan direniş ve mücadele, insanoğlu olarak hangi inançtan, dilden olursa olsun bir arada yaşamanın mücadelesini veriyor. Ancak o günün rejimi de bu günkü AKP de bize başka bir ihtimali bırakmıyor. Onlar diyorlar ki, Bizden değilseniz, hiçbir şey değilsiniz ama bugün insanoğullarının tek bir gerekçesi var hangi renkten, dinden, inançtan olursanız olun bir arada yaşamanın, eşitlik içerisinde yaşamanın başka bir imkanı yoktur. Bu yüzden de Kobane Direnişi insanlığın, insan olarak ayakta kalmanın büyük bir direnişidir. Bu yüzden şimdi bir kere daha görüyoruz ki, Sivas'ta yanan canlarımız , Kobane'de hayatını kaybeden canlarımız aynı mücadelede ateşin içerisinde yanmışlardır. Biz bu ateşin içerisinden hep beraber çıkacağız. Yaşasın halkların direnişi, halkların eşitliği, birliği diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Haber Merkezi