“Sokağımızı Suriyeliler bastı”

NİLGÜN TAZE

 Suriyeli vatandaşların Türkiye’ye kabul edilmelerinin ardından ciddi sıkıntılar yaşamaya başladıklarını söyleyen Konak 871 Sokak esnaflarından restoran işletmecisi Derman İçka, özellikle gelen turistlerin dilenen Suriyeliler yüzünden yarım saat oturup rahat yemek yiyemediklerini belirterek, “Suriyeliler konusunda çok sıkıntımız var. Evet, insanlar ve Allah kimseyi o durumlara düşürmesin. Ancak bizler zaten zor kanaat geçiniyorken onlara her Allah’ın günü ne buradaki esnaflar ne de müşteriler yardımcı olamaz. Sen önce kendi halkının bir refah seviyesini artırıp oh dedirt ki daha sonra kime ne yardım yapılacaksa yapalım. Kendimizde olmayan şeyi bir başkasına verebildiğimiz nerede görülmüş. Ülkemiz yöneticileri bırakın dışarıdan gelenleri önce kendi vatandaşının karnını doyursun. Zaten kendi gençlerimiz işsizlikten hırsızlık, kapkaç yapıyor ve kahve köşelerini bekleyerek tavla atıyorlar. Bunların çoğu eğitimsiz mi? Hayır. Üniversiteler açıp mezun edip ardından sokağa bırakmak hangi ülkede görülmüş bir sistem. Gelecek yok, teminat yok, güven yok. Çok içtenlikle söylüyorum eğer elimde yeterli imkanlarım olsa ben kendi ülkemde bir dakika dahi durmayacağım. İnsanlara insanca davranan bir ülkeye gidebilsem çok çok mutlu olacağım. Geçenlerde bisikletle 40 ülke ve beş kıta gezebilen bir adam Türkiye’ye geldiğinde öldürülebiliyor. Gençler sırt çantalarını alarak otostopla dünyayı geziyor, bizim ülkemize gelenler önce tecavüz edilip sonra öldürülüp bir kenara atılıyor. Burası yasası, cezası olmayan, herkesin yaptığı yanına kar kalan ülkem. Başımızdakiler zaten halkını değil sadece kendilerini düşünüyorlar. Yolda yürürken bile can güvenliğimiz yok.  Sokağımızın başlıca problemlerinden diğerleri ise trafik ve kanalizasyonların temizlenmemesinden kaynaklanan böceklenme ve sineklenmeler. Özellikle yaz aylarında oluşan koku ise cabası.  Lağım fareleri, hamam böcekleri, karafatmalar, sivrisinekler ve sinekler sokağımızın başlıca sakinlerinden. Biz dükkanlarımızı düzenli olarak ilaçlasak da kaynak olan kanalizasyon temizlenmediği için bizim şahsi ilaçlamalarımız kalıcı bir çözüm üretemiyor. Biz esnaflar olarak zaten çok dar olan sokağımızın trafiğe kapatılmasını istiyoruz. Park etmek isteyenlerle yoldan geçmek isteyenler arasında sürekli bir tartışma yaşanıyor. Sadece bir araç geçmeye kalktığında yayalar yürüyecek yer bulamıyorlar. Kemeraltı’nın en azından belli saatlerde trafiğe kapatılmasını istiyoruz. Gündüz saatlerinde koca kamyonun burada ne işi var. Bir mal yıkımı yapılacaksa bu çalışmalar bazı trafiğe kapalı sokaklarda olduğu gibi belli saatlerde yapılabilir. Trafik problemi buradaki esnafların satışını önemli ölçüde etkiliyor. Sokağımızın ışıklandırması gayet iyi. Sokak direklerimizin ışıkları geceleri yanıyor. Güvenlik konusunda da bir sıkıntımız yok çünkü güvenlik görevlileri sürekli devriye geziyorlar.  Hırsızlık gibi vakalar nadiren olmakta, olduğunda da zaten polisler hemen müdahale ediyor. İşletme Kemeraltı’nda 30 yıllık esnaflık yapıyor ancak ben 10 yıldır buradayım. Sokağımızda ne iyiye doğru ne de kötüye doğru bir gelişme var. Olduğu gibi yerinde sayıyor. Sokak esnafları müşterilerimize karşı çok nazikler. Anafartalar caddesinde ve diğer bazı sokaklarda olduğu gibi çığırtkanlık yaparak yoldan geçeni dükkanlarına sokabilmek için değişik sözlü tacizlerde bulunmuyorlar. Bu sokağımızın avantajlarından bir tanesi” dedi.

 TRAFİK ÇÖZÜM BEKLİYOR

 Sokak restoranlarının masa ve sandalyelerini çok fazla kaldırımlara taşırmalarından şikayetçi olduğunu ve bu sebepten yayaların geçecek yer bulamadıklarını belirten bakkal Hakan Can, asfaltlarında uzun zamandır yenilenmediğini söyleyerek, “Trafik konusunda da kavga dövüş sokağımızda hiç eksik olmaz çünkü araç sahipleri park edilmemesi gereken yerlere park ediyorlar. Sokak dar olduğu içinde yayalar bu sefer geçemiyor ve kavga başlıyor. Asayişle ilgili hırsızlık gibi vakalara rastlamıyoruz. Sürekli olarak polisler dolaşıyorlar. Polis karakolunun buraya yakın olmasının avantajlarını yaşıyoruz ve çok memnunuz. Burası 25 yıllık bir dükkan ancak biz 2 yıldır esnaflık yapıyoruz. Sokağımızda hiçbir değişim yapılmıyor. Hep aynı. İşin güzel tarafı kötüye de gitmiyor.  Ben turistler çok geldiği için sokağımızın albenisin çok olmasını isterdim. Kendimi açıkçası yabancıların sokağımızı bu kadar ilgi ve bakımdan yoksun görmesi iyi hissettirmiyor. Kemeraltı’na renkli zemin taşları yapıldığını düşünün ya da rengarenk ışıklandırmalarla doldurulduğunu.  Gece geç saatlere kadar çalışmadığımız 17.00 sularında dükkanımızı kapattığımız için şu anki sokak ışıklandırılmalarının nasıl olduğu konusunda bir şey söyleyemiyorum” şeklinde konuştu.

 SOKAK BÖCEK KAYNIYOR

 Özellikle geceleri saat 17.00 ile 22.00 arasında sokakta çok yoğun bir sineklenme yaşandığını belirten Restoran işletmecisi Şafak Şentürk, sokaktaki binaların bir kısmının ahşap olduğu için sürekli yangın tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını ifade ederek, “Özellikle yaz aylarında çatı katlarının aşırı ısınmasıyla oluşan yangınlara geçmişte rastlanmış. Sokakların dar olmasından dolayı itfaiyede giremiyor. İzmir’in klasik problemi yoğun yağmur yağışları olduğu zaman su taşkınlarının yaşanması. Işıklandırma konusunda bir sıkıntımız yok gayet yeterli. Ben 20 yıldır esnafım. Sokağımızda bir ilerleme var ancak hissetmesi çok zor olan yavaş bir ilerleme. Hızlı, gözle görülen, kendini fark ettiren bir Kemeraltı kendini çok daha işlevsel hale getirecektir. Sokağımızda süsleme çalışmaları gerçekleştirilerek bu çok kolay bir şekilde halledilebilir.  Sokağımıza çöp arabasına girmesi bile bir problem. Belediyenin temizlik ile ilgili ciddi bir planlaması yok. Yağmur zamanlarında kanalizasyonların taşması, çatılarda akmaların yaşanmasından dolayı oluşan çatlamalar ve nem var” açıklamasını yaptı.

 YAŞAM TÜRKİYE’DE PAHALI

 Belediyenin rögarları yapmasıyla birlikte eskiyle kıyaslandığında çok fazla su taşkınları yaşanmadığını belirten esnaf Ahmet Safi yaşam koşullarının gitgide daha da zorlaştığını belirterek, “En şikayetçi olduğum konu mal yıkım araçlarının gündüz 10-11 sularında sokağa girmesi. Belli saatler dışında Kemeraltı’nın araç trafiğine kapatılması hem esnaflar hem de gezmeye gelenler açısından daha sağlıklı olacaktır. Belediyemiz temizlik konusunda çok iyi, sık sık sokağımız süpürülüyor ve çöplerimiz alınıyor.  İzmir’de 41 yıldır, bu sokakta ise 26 yıldır esnaflık yapıyorum. Sokakta 26 yıl öncesiyle kıyasladığımda otobüs 25 kuruş, taksi 50 kuruştu yani bedava.  Bana o zamanlar kazandığım para yetiyordu. Şimdi ise otobüs ve dolmuş fiyatları 2 lirayı geçiyor. İstanbul’da durum daha kötü.  Bir yerden bir yere gidebilmek için tek gidiş 4 lira yol parası vermek zorundasınız. Eşimle gittik gidiş dönüş 16 lira para verdik. Gelir seviyesi belli olan insanlar için bunlar az paralar değil. İzmir bu açıdan yine iyi. Ben Rusya ve Avrupa’nın birçok ülkesinde metroları kullandım. Hiçbirinde bu kadar ciddi meblağlar istenmiyordu.  Benzin konusunda da Türkiye çok çok daha pahalı. İhsan Alyanak Kemeraltı’nı ıslah edebilmek için çok çabaladı ancak başaramadı.  Anıtlar Kurulu’na ve mal sahiplerine takıldı. Mümkün olduğu kadar restorasyon yapabildi lakin belediye yönetimlerinin de yukarıdan gelen talimatlarla ellerinden kollarından bağlı olduklarını biliyoruz. 1950’den sonra sosyal demokratların hiç iktidara gelemeyişi ve sağın istediği gibi dans etmesi ülkeyi bu hale getirdi. Erdoğan’da üzerine tüy dikti. Hırsızlık yapanlar oluyor daha geçenlerde Moldovyalı birisi gümüş çalmış ve onu satarken yakalandı. Birden fazla hırsızlık yaptığı anlaşıldığı için büyük ihtimalle tutuklanacak. Bilhassa Kızlarağası’nda gümüşçülük yapıldığı için hırsızlık burada çok oluyor.  Komiserlerimiz bu nedenle bölgeye daha çok ilgi gösteriyorlar. Önceden hırsızlar asla yakalanamazlardı ancak şimdi kameraların da yerleştirilmesi ile beraber çok rahat emniyet görevlilerimiz tarafından tespit edilebiliyorlar. Sokağımızda pek fazla ahşap ev kalmadı. Çoğu döküldü, yıkıldı. Birkaç tane restorasyon edilmiş ahşap ev kaldı elimizde” dedi.

Haber Merkezi