Sayfa Yükleniyor...
Soma’daki maden faciasını konu alan ‘Paşa Vardiyası’ belgeselinin yapımcısı Hacay Yılmaz, “Bu coğrafyadaki farklı kimlikleri ve inançları yok sayanların, emeği de yok saymalarının bir sonucudur Soma katliamı” dedi
ÇAĞLA GENİŞ-RÖPORTAJ
Soma’da yaşanan ve 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının üzerinden 7 yıl geçse de acısı belleklerde yerini koruyor. Ülke tarihinin en kanlı iş cinayetine ışık tutma amacıyla hazırlanan ‘Paşa Vardiyası’ adlı belgesel de, tanıkların çarpıcı anlatımlarıyla süreçte yaşananları ve adalet arayışını ele alıyor. İlk gösterimi geçtiğimiz haftalarda İzmir’de gerçekleştirilen belgesel, bir yandan tarihsel bir hafıza oluşturmayı amaçlarken diğer yandan farklı ülkelerdeki sendikalarla bu acı deneyimi paylaşmayı hedefliyor. Yönetmen Sevda Aydın ve yapımcı Hacay Yılmaz ile faciayı yeniden gündeme taşıyan ‘Paşa Vardiyası’nı konuştuk.
BU KATLİAM ASLA UNUTTURULAMAZ
-13 Mayıs 2014... O kara güne ilişkin tanıklıklarınız neler?
Hacay Yılmaz: Bu katliam asla unutulamaz, unutturulamaz. 301 maden işçisi, 301 can yitmiştir. O dönemde DİSK’e bağlı Dev Maden-Sen Ege Bölge Temsilcisi idim. Katliam haberini duyduktan yaklaşık 2 saat sonra arkadaşlarımla birlikte bölgeye ulaştık. Jandarma ve polis barikatının önünde biriken işçi yakınları feryat içindeydi. İlerleyen her dakika endişe artarken, ocaktan battaniyeye sarılı insanlar arkadaşlarının omuzlarında çıkarılarak ambulanslara taşınıyordu. Ağızlarına da maske takmışlardı. Ambulansların içinde yaralı birisine müdahale etmek için gerekli hiçbir donanım yoktu. Belli ki battaniyeye sararak yaralı gibi ambulanslara taşıdıkları insanlar yaşamlarını yitirmişlerdi. Bizler, ülkenin ve dünyanın dört bir tarafından gelen basın emekçilerinin, işçilerinin yakınlarının katliamın yaşandığı ocakların önündeki bekleyişinde saatler günlere evrildi. Orada 301 canın yaşamını yitirdiği kesinleşti.
-Sizi, ülke tarihinin en kanlı iş cinayetine ışık tutan bir belgesel yapmaya iten şey neydi?
Sevda Aydın: Türkiye’nin en büyük işçi katliamı olan Soma katliamı, her anlamıyla unutturulmak isteniyor. Katliamın ardından ülkede büyüyen tepkiden rahatsız olan iktidar, sermaye ve yandaş sendika işbirliği yapıp, bütün izlerini yok etmek istiyor. Soma’da sokaklardaki ailelerin, işçilerin tepkileri ve adalet talebini sönümlendirmek için her türkü baskı ortamını kurmuş durumdalar. Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ve tazminatlarını alamayan işçilerin eylemlerinin ortak sloganı bu yüzden ‘Soma uyuma, madencine sahip çık’ oldu. Biz de ailelerin ve işçilerin bu çabasına bir katkı olması için belgeseli çekmek istedik.
DÜZEN BUGÜN HALA KORUNUYOR
-Belgeselin ilk gösterimi geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirildi... Bundan sonra nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? Hedefiniz nedir?
Sevda Aydın: Soma’da meydana gelen katliamı, nedenlerini ve sorumlularının unutulmamasını istiyoruz. Bunun için Türkiye’de ve dünyada izlenilmesi için gerekli olan her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Gösterim talepleri doğrultusunda planlamalarımız olacak.
-Biz Soma’da sadece bir maden faciası mı yaşadık? Yitip giden tarımdan insan haklarına, vahşi kapitalizmden Türkiye’de adalete kadar geniş bir pencere açmak gerekirse, sizdeki ‘Soma’ ne? ‘Soma katliamı’ aslında ne?
Sevda Aydın: Katliama neden olan çalışma koşulları, sorumlular gibi bütün düzen bugün olduğu gibi korunuyor. Bugün yeni bir Soma yaşanabilir. Ailelerin verdiği adalet mücadelesi her anlamıyla bunun içindi. Karar, katliam düzeninin nasıl korunduğunu açıkça ifade ediyor. Mahkemenin kararı verdiği gün avukatlar ve ailelerin dışında sadece birkaç emek örgütü temsilcisi ile siyasetçi vardı. Kararın duyulmasının ardından bırakın sokaklarda eylemi sosyal medyada bile yeterince yer bulmadı. Bu durum aradan geçen zamanın ardından bizdeki Soma’yı gösteriyor. Soma’ya özel işlenen unutturma ve alıştırma çabaları toplumum tüm kesimine sirayet etmiş adeta. Salgın nedeniyle her gün ölen yüzlerce insanın neden korunamadığını bile tartışmıyoruz. Umutsuz değiliz belki ama toplumun yaratılmak istenen tahribattan etkilenmediğini savunmak fazla iyimserlik olur.
Hacay Yılmaz: Soma katliamı, bu ülkedeki, sermayenin sömürüsünün, onun neolibarel politikalarının ve sermayenin iktidarının emeğe, insan hak ve özgürlüklerine, demokrasi ve eşitliğe yaklaşımının göstergesi olmuştur. Başka bir değişle, sistem Soma katliamıyla kendisini ele vermiştir. Bunu, sermayenin neoliberal politikalarıyla, önce tarımı bitiren, sonra da tek seçenek olarak insanları madenlerde çalışmak zorunda bırakan siyasal iktidar biliyordu. Bu coğrafyadaki, farklı halkları, kimlikleri, inançları yok sayanların, emeği, emekçinin haklarını da yok saymanın bir sonucudur Soma katliamı. Tıpkı, 6-7 Eylül gibi, Roboski gibi.
Haber Merkezi