- Gündem
- 11.04.2025 08:49
‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadın cinayetlerine dikkat çekmek için sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi personel girişalanına kadın ayakkabısı bırakıldı
SULTAN GÜMÜŞ
İzmir Büyükşehir Belediyesi personel giriş alanına ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında kadın cinayetlerine dikkat çekmek için ayakkabı bırakıldı. İzmir’de bulunan birçok kadın sivil toplum örgütünün katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in bir kadın şehri olduğunu vurguladı. Soyer, “Kadınlar bu toplumun yarısını oluşturmakla kalmıyor, köylüsünden-kentlisine alın teri ve emeğiyle yaşamımıza yön veriyor. Düşüncesi ve bakış açısıyla geleceğimizi şekillendiriyor. Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere her türlü ayrımcılık ve şiddetle mücadele konusunda elimizden gelen çabayı göstermeyi sadece sizler için değil, ülkemiz adına çok önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz” dedi.
Bazı kadın sivil toplum örgütleri temsilcilerinin konuşmalarının ardından yağmurlu bir havada İzmirli kadınlara seslenen Soyer, “Yağmur, çamur vız gelir, tırıs gider. Helal olsun hepinize. Sizlerle beraberim sağ olun, var olun. 25 Kasım 1999’dan beri kadınlar dünyanın her yerinde, sokaklarda, meydanlarda, erkek şiddetine karşı durabilmek için seslerini çıkartmak üzere varlıklarını göstermeye çalışıyorlar. Farklı yüzlere bürünmüş cinsiyetçi erkek egemen anlayışa karşı kadınların tüm dünyadaki haykırışı elbette bu tarihten öncesine de dayanıyor. Kadınların ortak hafızaya dönüşen bu tarihsel mücadelesi kendilerine yönelik şiddete karşı önemli bir direniş hakkı oluşturmalarını sağlıyor” diye konuştu.
500’ÜN ÜZERİNDE ŞİDDET KAYDI!
“Dünyanın en baskıcı güçleri karşısında kadınların göstermiş olduğu bu özgürlük mücadelesi sadece kadınları değil, aynı zamanda demokrasiyi ve barışı talep eden tüm toplumsal kesimlere de öncülük etmektedir” cümlelerine yer veren Soyer, şöyle devam etti: “Çünkü kadına yönelik şiddetin arttığı ülkeler aynı zamanda barışın, demokrasinin, adalet ve özgürlüklerin de tehdit altında olduğu, eril bir yönetim anlayışının mevcut olduğu ülkelerdir. Bu nedenle kadın mücadelesine sahip çıkmak aslında özlediğimiz, hayal ettiğimiz toplumsal yaşama sahip çıkmak demektir. Bugün kadınlara dönük ayrımcılık ve şiddet, ailede, sokakta, iş yaşamında, siyasette yani yaşamın her alanında, her yerinde devam ediyor.” Sadece Ekim ayında 23 kadın ve çocuğun, 2019 yılında ise yine 300’e yakın kadının öldürüldüğünü kaydeden Soyer, “Sadece adliye kağıtlarına yansıyan 500’ün üzerinde şiddet kaydı var. Bu korkunç tablo en temelde siyasi kurumların ve devleti yönetenlerin sorumluluğu ve kadını toplumsal cinsiyet rollerinde belirli bir kalıba sokmaya çalışan cinsiyetçi, kirli bir zihniyetin sonucudur. Bir kadın şehri olan İzmir’i tarihsel karakterine uygun yönetmeyi görev bildik. Bu doğrultuda kadına karşı şiddetin önlenmesi, kadının yaşamın her alanında daha görünür olması için toplumsal cinsiyet eşitliği konularında etkin çalışmalar yürütüyoruz” dedi.
KADINLAR İÇİN ORTAK HİZMET
Açıklamaların ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İzmir Barosu arasında ortak hizmet protokolü imzalandı. Şiddet mağduru kadınlara yönelik güçlendirme ve farkındalık çalışması yapılmasını sağlayacak protokolü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel imzaladı. Programda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Seyhan Aydın, Ege Kadın Buluşması Platformu İzmir Sekreteri Şengül Baysak, İzmir Güç Birliği Platformu Başkanı Fatoş Yiğitel ve İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Başkanı Huriye Serter günün anlam ve önemine binaen konuşma yaptı. Serter, “Dünya sağlık örgütüne göre kadına yönelik şiddet cinsiyete dayanan ona zarar veren her türlü davranış olarak tanımlanıyor. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Bu ihlalin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi önem taşımaktadır. 1999 yılında bu sözleşmeyi imzalayan ilk ülke biz olmamıza rağmen sözleşmenin ülkemizde uygulandığı söylenemez. Eğer uygulansaydı; Emine Bulut, Asiye Güzel, Merve Kotan hayattaydı. Kadınlar hayatta kalsın istiyorsak ülke olarak yönetim olarak bu sözleşmeyi uygulamak zorundayız” dedi. Ege Kadın Buluşması Platformu İzmir Sekreteri Şengül Baysak ise “Her yıl kadına yönelik şiddete cinayete cinsel istismara karşı isyanımızı büyütüyoruz. Sadece şiddetle mücadele gününde değil her zaman şiddete karşı büyüyoruz. Öfke çığlıklarımızı hükümete duyurarak demokratik baskı yaratmak için buradayız. Biz kadınlar eşit özgür bu dünyada yaşamak istiyoruz” açıklamasında bulundu. İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de, “Kadına şiddete karşı bir güç oluşturmada Türkiye’de bir ilk olmak istiyoruz. Kadın hakları komisyonumuz istisnasız ara vermeden çalışıyor. Şiddeti ortadan kaldırmak ortak hedefimiz, engel olamadığımız yerde cezalandırmak. Biz bunun için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.