- Gündem
- 07.05.2025 11:21
İTB’nin konuğu olan Başkan Soyer, 3 yıl sonra körfezin yüzülebilecek duruma geleceğini, İzmir tarım ürünlerinin ise İstanbul ve Ankara semt pazarlarında da satışa sunulacağını belirtti
NURETTİN BAKİ
İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB) temmuz ayı meclis toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer; tarımdan üretime, kentin alt yapısından turizme kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. İzmir Körfezi’ni 3 yıl içinde yüzülebilecek duruma getireceklerini söyleyen Başkan Soyer, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanlarıyla görüştüğünü; üç büyük kentin başkanları olarak İzmirli tarım üreticilerinin ürünlerini bu kentlerdeki semt pazarlarında satışa sunmaları için anlaştıklarını dile getirdi. İzmir’de aydınlatmanın olmadığı hiçbir sokağın kalmayacağını da ifade eden Başkan Soyer, İkiçeşmelik’teki spotçuların oradan mutlaka kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. İTB Meclis üyelerinin sorularını yanıtlayan Başkan Soyer, tarım projelerinin sorulması üzerine de gerçekleştirmek istedikleri 3 çalışmanın olduğunu belirterek temel olarak yapılması gerekenin girdi maliyetinin aşağıya çekilmesi olduğunu anlattı.
3 TEMEL ÖNCELİĞİMİZ VAR
Ayrıca pazarlama kabiliyetini arttırmak istediklerini de söyleyen Soyer, kırsaldan kente göçü durdurmanın önemine de değindi. Bunların, üç temel öncelikleri arasında olduğunu anlatan Başkan Soyer, “Girdi maliyetini aşağı çekerek üretimi teşvik etmek istiyoruz. Yurt dışından ithal ettiğiniz zaman vergiyi sıfırlayarak çok daha düşük fiyatla getirebiliyorsunuz ama buradaki üreticiye aynı fırsatı vermiyorsunuz. Böyle teşvikler yok. Bunu yerel yönetim olarak yapabiliriz. Yemde, gübrede yapabiliriz. Alım garantili üretim süreçleri olmalı. 2007-2019 yılları arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi 470 milyon TL’lik alım yapmış. Biz bu rakamı önümüzdeki 5 yıl için 1 milyar TL olarak hedefledik. Bu aslında iki misli gibi gözüküyor ama zamanı dikkate alırsanız 4 misli bir alım garantisi vermek demek. Her gittiğim yerde üreticiye söylüyorum; ‘Ne üretirseniz satın alacağım’ diyorum. Tek bir şartımız var, o da kooperatif bünyesi altında bunu yapacaksınız” dedi.
İZMİRLİ ÜRETİCİYE MÜJDE
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile yapılan anlaşmadan da bahseden Soyer, “Geçtiğimiz günlerde İstanbul ve Ankara başkanlarıyla birlikteydik ve anlaşma yaptık. Onların tüm semt pazarlarında İzmir’in üretici kooperatifleri bir pazar açacaklar. Lojistik desteği biz sağlayacağız, buradan gitmeleri için destek sağlayacağız. Biz sadece İzmir’in değil tüm Ege’nin kooperatiflerini ayaklandırmak istiyoruz. İstanbul’da 16 milyon, Ankara’da 5 milyonluk bir pazar var. Biz İzmir olarak yetişemeyiz. Biz aracısız, ürünlerini doğrudan doğruya tüketiciyle buluşturacağız” diye konuştu. İzmir’de, Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetindeki zeytinlikleri tespit edeceklerini kaydeden Soyer, “O kadar bakımsız zeytinliğimiz var ki! Bu milli servetin israfı demek. O zeytinlerin toplanması, zeytinyağı üretimi de istihdam demek. Onun pazarlanması istihdam demek ve İzmir’in marka değerlerinden birini yaratmak demek. Ben öyle hayal ediyorum. İzmir’in zeytinyağını üretmeliyiz” dedi.
ALICI MÜTEAHHİT ÇIKMIYOR
Ege Mahallesi’nde yapılan kentsel dönüşüm ihalelerine müteahhitlerin girmediğinin hatırlatılması üzerine Soyer, “Ege Mahallesi, İzmir’in en önce çözmesi gereken meselelerden biri. Ne onların ne bizim hak etmediğimiz, bakımsız mezbelelik bir alan. Büyükşehir Belediyesi’nin burasıyla ilgili ciddi bir çalışması olmuş. 5 bin civarında tapu sahibiyle mutabakat yapılmış. Bu son derece önemli bir gelişme. Türkiye’nin de içinde bulunduğu şartlar nedeniyle alıcı, müteahhit çıkmıyor. Biz farklı bir çalışma yapacağız. Ege Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm çalışmalarının kabasını İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak biz yapacağız. Sonrasında tesisatı, seramiği, altyapısı ne varsa onlar için ihaleye çıkacağız. Yarısını biz yapmış olacağız. Müteahhide, ‘Bu iş yürüyor girersen bitireceğiz’ güvencesini vereceğiz. Biz Büyükşehir olarak başlayacağız ve gerisini ihaleyle çözeceğiz.”
3 YIL SONRA YÜZÜLEBİLECEK
İzmir Körfezi’nin temizlenmesine yönelik çalışmaların sorulması üzerine açıklama yapan Tunç Soyer, körfezde 3 yıl sonra denize girilebileceğini belirtti. Başkan Soyer, “Temizlemek için hiçbir şey yapmayacağız. Sadece kirletmeyeceğiz. İzmir Körfezi’ne akan kanallar, dereler ne varsa hepsini temizleyeceğiz. Gediz dahil. Onun için Ege Belediyeler Birliği’ne girdik, ortak çalışacağız. Denizi kirletmediğiniz zaman doğa kendi temizliyor. Bilimsel çalışmalar gösteriliyor, kirletmezsek 3 yıl içinde denize gireceğiz” dedi. İzmir turizminin gelişmesine yönelik düşüncelerini de açıklayan Başkan Soyer, “Girin Kemeraltı’na, Havra Sokağı’na kadar devam edin, oradan Agora ve İkiçeşmelik üzerinden Kadifekale’ye çıkın. Aslında bu Saat Kulesi ile Kadifekale’nin bağlandığı yer dünyanın en güzel turistik yerlerinden biridir. O nedenle İkiçeşmelik’teki spotçuların oradan mutlaka kaldırılması lazım. Bunu yapacağız” diye konuştu.
BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ YAZMALIYIZ
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise Türkiye’nin dünyanın önde gelen süt üreticilerinden biri olmasına rağmen peynircilik alanında arzu edilen noktadan çok uzakta olunduğunu ifade etti. Başkan Kestelli, “Buna karşılık, 2017 yılı rakamlarıyla 31 milyar dolar düzeyinde olan dünya peynir ticaretinden aldığımız pay 160 milyon dolar civarında. Toplam peynir ticareti içindeki payımız sadece ve sadece yüzde yarım düzeyinde. Türkiye, yılda 661 bin ton peynir üreterek bunun 160 milyon dolarlık kısmını ihraç ederken; Konya büyüklüğündeki Hollanda, yılda 889 bin ton peynir üreterek 3.5 milyar dolarlık ihracat yapıyor. İtalya’nın Parma kentinde üretilen parmesan, Fransa’nın Roquefort kasabasında üretilen rokfor, İsviçre’nin gravyer ve emmental peynirleri tek başlarına birer milyar doları aşan ihracat rakamlarına imza atıyor. Söz ettiğimiz nitelikli üretim, markalaşma tam olarak da budur. Bizlerin benzer bir başarı öyküsünü İzmir tulumunda yazabilmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.