'Söz'de engelsiz İzmir!

Soyer’in ‘Söz Verdik Yaptık’ kitapçığında yer alan Engelsiz İzmir başlığının tamamlanmış projeler arasında gösterilmesine engelli derneklerinden tepki geldi: “Erişebilirliğin olmadığı yerde engelsiz kent olamaz”


  • Oluşturulma Tarihi : 19.01.2024 08:59
  • Güncelleme Tarihi : 19.01.2024 06:50
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
'Söz'de engelsiz İzmir! haberinin görseli

YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2019-2023 yılları arasındaki projelerini içeren ‘Söz Verdik Yaptık’ kitapçığında yer alan ‘Engelsiz İzmir’ başlığının tamamlanmış projeler arasında gösterilmesine engelli dernekleri tepki gösterdi. Kentte yolları, istasyonları, durakları ve toplu taşıma araçlarını engelli bireyler için uygun hale getirme hedefi taşıyan projenin sahada bir karşılığını göremediklerini kaydeden dernek temsilcileri, erişilebilirlik sorunları nedeniyle bir yerden bir yere giderken sürekli çevrede bulunan insanlardan yardım almak zorunda kalındığının altını çizdi. Eğitimde Görme Engelliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şeyma Büyükurvay Şatay, “Akrobatik hareketlerle yolda yürümek zorunda kalıyoruz. Araç içi ve araç dışı otobüslerde anons yok” derken, KEDİ (Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu ise “Erişebilirlik sağlanmadan hiçbir kent engelsiz olamaz! Kent yaşamına katılmak engellilerin de hakkı!” şeklinde konuştu.

AKROBATİK HAREKETLERLE YÜRÜYORUZ

Kentin engelliler için erişim engelleriyle dolu olmasına rağmen kamuoyunda ‘Engelsiz İzmir’ hedefine ulaşılmış gibi bir algı yaratılmasını eleştiren Eğitimde Görme Engelliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şeyma Büyükurvay Şatay, yapılan çalışmaların yetersiz olduğunun altını çizdi. Şatay, “Kendilerince ve kendi kitlelerince doğrudan engelli kişilerden alkış alabilen uygulamalar bunlar. Onay aldığı içi yapıldı sanılıyor ancak görme engellilik açısından baktığımız zaman kaldırımlar, yollar, trafik lambaları önemli noktalar. Bazı yerlerde sarı çizgi var ama kaldırımın bütün genişliği sarı çizgiyle eşdeğer… Akrobatik hareketlerle yolda yürümek zorunda kalıyoruz. Ulaşım konusunda 2019 yılından beri çalışıldığı söyleniyor ama herhangi bir gelişme yok. Araç içi ve araç dışı otobüslerde anons yok. Belediyeler tarafından otobüslerin yarısında anons olduğu iddia ediliyor ama sahada böyle bir şeyle karşılaşmıyoruz. Sürekli bizim ekiplerimiz sahada inceleme yapıyor diyorlar ama inceleme varsa bu durumu görüyor olmalılar” ifadelerini kullandı.

YARDIM ALMAK İSTEMİYORUM

Ulaşımda yaşadıkları sorunlara değinen Büyükurvay Şatay, “İZBAN istasyonunda görme engelli bir birey raylara düşmüştü. Bu olay üzerine yetkililer, tüm görme engellileri istasyona biz götürelim getirelim demişlerdi. Kişinin kendi talebi olmadan bu olamaz. Böyle önemli bir konuda engelli bir bireyin düşüncesini gözardı edemezler. Ben mesela yardım almak istemiyorum ve zorunda da değilim. Evrensel tasarı gereğine göre olması gereken İZBAN’larda, tren kenarlarına trabzan ya da bariyer tarzı bir şey yapılması gerekir. Bunun örneklerini İstanbul ve Eskişehir’de görmüştüm. İzmir’de ise İZBAN’da veya metro istasyonlarının hiçbirisinde yok, olmadığı içinde bir güvenlik zafiyeti var. Bunu da bizim isteğimiz dışında yardım almamızı sağlayarak gidermeye çalışıyorlar ama aslında biraz bütçeden pay ayırıp buralara bariyer ile donatmaları gerekir. Bir diğer sorunumuz ise İZBAN’lardaki anonslarda yeterince çalışmıyor. Hangi durakta olduğumuzu net bir şekilde duyamıyoruz. Otobüslere nazaran İZBAN’lardaki bu anons sistemi daha kontrol edebilecek durumda. Belediye ekipleri, otobüslerdeki sesli anonsların da şoförler tarafından kapatılamadığını söylüyor fakat kapatılamıyor ise yarısında anons olması lazım” dedi.

SAHADA KARŞILIĞI YOK

Sokak ve kaldırımların da fiziki engellerle dolu olduğuna dikkat çeken Şeyma Büyükurvay Şatay, “Kişi dükkanındaki eşyalarını çıkarıp kaldırımlara koyuyor. Bunun yanı sıra konteynerler, direkler, lambalar gibi birçok şey kaldırımda yer işgali yapıyor. İzmir’de bakıldığında da ağaçlandırmalar çok yetersiz. Var olan ağaçlarda kaldırımın ortasında ve insanların güvenliğini tehdit eden durumda” diye konuştu. Şatay, hem görme engelliler hem de diğer engelli grupları adına yerel yöneticilere şöyle seslendi: “Belediyeler, engelliler için birtakım çalışmalar yapıyor fakat sahada hiçbir karşılığı yok. Ya da çok küçük bir kesim için karşılığı var. Dolayısıyla engelli bireyler için yapılacak ilk şey onları gerçekten ‘önceliklemek’ ve ciddi bir bütçe ayırarak emek harcamak!”

ÇALIŞMALAR YETERLİ DEĞİL

KEDİ (Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam) Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, Engelsiz İzmir kapsamında yapılan çalışmaların yeterli olmadığını vurgulayarak, “Kentlerde engelli erişimi ile ilgili problemler olduğu kadar İzmir’de de var. Bütün engel gruplarına ulaşan çalışmalar yok ne yazık ki. Daha çok fiziksel engellilere yönelik çalışmalara ağırlık veriliyor ki, onlar da yeterli değil. Otizm konusunda biz daha fazla çalışma yapılmasını istiyoruz” dedi.

TOPLUMDA OLMAK ONLARIN DA HAKKI

Engelli bireylerin en temel talebinin bir başkasına bağlı olmadan özgürce hareket edebilmek olduğunu söyleyen Ahmetoğlu, “2 yıl önce sınava girecek tekerlekli sandalyede olan bir gencin taşındığını gördük. Onlar taşınmak istemiyor, sınav salonuna gireceği kapıda gerekli rampaların olmasını istiyor. Erişebilirlik yasası var ve yönetmelik bununla ilgili bir erteleme yaşıyor. Bununla ilgili yasal olarak düzenlemeler konusu maalesef ertelenip duruyor. Erişebilirliğin sağlanması için aslında sadece kamu binalarında değil özel binalarda da birçok düzenleme yapılması gerekir. Erişebilirlik sağlanmadan hiçbir kent engelsiz olamaz! Kent yaşamına katılmak engellilerin de hakkı!’ Bu düzenlemeler yapılmadığı zaman insanlar eve kapanıp asosyalleşiyor ve böylelikle istihdama katılmaları da engellenmiş oluyor” mesajını verdi.

SONUCA GİDEN İŞ BİRLİĞİ YAPILMALI

Yerel idarelerin engellilik alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapması gerektiğine işaret eden Ahmetoğlu, “Her birey kadar toplum hayatına karışmak engellilerin de hakkı olduğu için bu haklarının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Bu konuda devlete de belediyelere de çok iş düşüyor. Kentlerde yaşadığımıza göre; belediyeler, erişebilirlik düzenlemelerinde devletten sonra ikinci derecede sorumlu olan mercidir. Belediyelerin sivil toplum kuruluşlarıyla özellikle erişilebilirlik noktasında daha verimli, sonuca giden iş birliği yapması lazım. Sonuçta çözümleri de sunabilecek olanlar öznelerin kurduğu derneklerdir” açıklamasını yaptı.

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ