Su baskınları yerel nedenlerle de ilgili

İzmir’de meydana gelen su baskınlarının doğal olduğu kadar yerel nedenler de taşıdığını söyleyen Yaşar, Büyükşehir’in İzmir kıyılarının topoğrafyasının yeniden elden geçirilmesi gerektiğini belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 25.11.2023 07:08
  • Güncelleme Tarihi : 25.11.2023 07:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Su baskınları yerel nedenlerle de ilgili haberinin görseli

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER

İzmir körfezinin suyunun her yıl 10 mm civarında yükselmesi nedeniyle yaşanılan su taşmalarının normal olduğuna dikkat çeken İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir kıyılarının topoğrafyasının yeniden elden geçirilmesi gerektiğini aksi taktirde özellikle Bostanlı Emlakbank evlerinde yaşanılan su baskınlarının sona ermeyeceğini vurguladı. Yaşar, “İzmir, özellikle tektonik olarak çok hızlı çöken ve bu nedenle deniz seviyesinin hızlı yükseldiği bir bölgedir. Özetle tüm İzmir kıyılarının topoğrafyasının yeniden elden geçirilmesi gerektiğini ve bu işlemden sonra kotların hesaplanarak verilerin inşaat sektörüne verilmesini ve yapılacak olan gerek bina ve gerekse alt yapı çalışmalarına temel olması gerekiyor. Çünkü bu yüzyılın sonunda seviye en az 70-80 cm daha yükselecektir. Eğer yapılmazsa özellikle denize yakın alt yapıda ciddi sorunlar yaşanacaktır” dedi.

izmir-seferihisarda-deniz-suyu-25-m-5x0m

DÜNYA ORTALAMASININ 3 KATINDAN FAZLA

İzmir körfezinin dünya genelindeki diğer körfezlere göre, her yıl 3 kattan daha fazla yükseldiğini belirten Yaşar, bu farka İzmir’de meydana gelen tektonik hareketlerin neden olduğunu dile getirdi. Yaşar bu yükselmelere aynı zamanda iklimsel değişikliklerin de etkisi olduğuna değinerek: “Dünya genelinde deniz seviyeleri iklimsel değişimlere göre yükselir ya da düşer. Örneğin günümüzden 18 bin yıl önce majör küresel soğuma döneminde deniz seviyeleri günümüze göre 120 metre daha aşağıda idi. Yani Midilli, Sakız, Gökçeada, Bozcaada gibi tüm adalar Anadolu’nun bir parçası idi. Çünkü kutuplara yağan karlar soğukluk nedeni ile yeteri kadar erimiyor ve deniz seviyeleri düşüyordu. Ancak buzul döneminin ardından başlayan ısınma ile birlikte eriyen buzlar seviyelerin günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Günümüzde devam eden küresel ısınma nedeni ile deniz seviyeleri her yıl ortalama 3 mm civarında yükselmeye devam etmektedir. Ancak zaman zaman oluşan soğuma dönemlerinde de seviye düşer. Buna en güzel örnek İzmir Körfezinden alınan 1985-2002 arası deniz seviye verileri ile açıklanabilir. İzmir Körfezindeki deniz seviyesi, aşırı soğuma nedeni ile 0.5 derece düştüğü 1992 yılında 1986 yılına göre 100 mm kadar düşmüştü ve ısınmanın başlaması ile birlikte seviye yeniden yükselime geçmiş, 2002 tarihinde, 1992 yılına göre 140 mm daha yükselmiştir. Günümüzde ise 1992 yılına göre bu yükselimin 250 mm civarında olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü İzmir körfezi tektonik olarak her yıl 5 mm ile 10 mm arası çöker. Bu çökmeye 3 mm yükselen deniz seviyesi de eklenirse İzmir Körfezinde seviye yükselimin yaklaşık 10 mm olduğu hesaplanabilir. Yani körfezdeki su yükselimi dünya ortalamasının 3 katından fazladır. Buna yanlış kentleşme de eklenince su basmaları normaldir.” şeklinde konuştu.

su-16

ASIL SORUN YANLIŞ PLANLAMA

Kordonda meydana gelen su basmalarının asıl sebebinin yerleşim yerlerinin yanlış planlanmasının olduğunu söyleyen Yaşar, Kordondaki koku sorununun dahi bundan kaynaklandığına dikkat çekti. Yaşar, İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu konuda ayrıntılı çalışmalar yapması gerektiğini de ekleyerek, “İzmir’de 1873 yılında yapılan Kordonboyu’nun ihale şartnamesinde “Kordon’un maksimum gelgitin en az 150 cm üzerinde yapılacaktır” maddesi yer alır. Yani Körfezde su ne kadar yükselirse yükselsin (Lodosta 60-70 cm yükselir, Poyrazda ise bu kadar düşer) bunun en az 150 cm üzerinde yapılması istenmiştir. Ve 1927 yılında İzmir’de yayınlanan Yanıkyurt gazetesinde yayınlanan makalede Kordon’nun 50 cm kadar çöktüğü belirlenmiştir. İzmir, özellikle tektonik olarak çok hızlı çöken ve bu nedenle deniz seviyesinin hızlı yükseldiği bir bölgedir. Kaba bir hesapla İzmir Körfezindeki su seviyesi 1873 yılından bu yana 150 cm kadar yükselmiştir ve yükselmeye de devam edecektir. 1990’lardan sonra seviyenin 25-30 cm yükselmesi sonucu, son yıllarda oluşan aşırı yağışlarda ve lodos fırtınalarında tüm Körfezin çevresini sürekli su basmaktadır. Burada öncelikle alt yapı sorunu ve çarpık kentleşme sorunu elbette vardır ama asıl sorun kıyıların sürekli yükseltilmesi nedeni ile arka tarafların çukurda kalmasıdır. Her geçen yıl bu sorunlar büyüyerek devam etmektedir. Örneğin Bostanlı Emlakbank evleri bilim dışı diyebileceğim “sıfır”kota yapılmıştır. Beklenildiği gibi bu bölgelerde hep ciddi su basmaları yaşanmaktadır. Sonrasında Belediye bu bölgelere, en azından afetleri azaltmak için pompalar yerleştirmek zorunda ama bunlar da çok yeterli olmadı. Gerçekte bu binaların en az 1.5-2 metre kotun üzerinde yapılması gerekliydi. Ancak yapılmadığı için bu bölgeleri sürekli su basmaktadır. Yani İzmir BB’si yetkililerin tüm İzmir kıyılarının topoğrafyasını yeniden belirlemesi ve yeni yapılacak binaların belirli bir kotun üzerinde yapılması için çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyorum. Tüm altyapının da yükseltilmesi gerek. Çünkü örneğin yaz aylarında Alsancak’taki kokunun da artık bölgenin Kordona göre aşağıda kalması sebebiyle olduğunu ortadadır. Dünkü yağışlar sırasında Kordon’un dahi su altında kalması düşündürücüdür. Özetle tüm İzmir kıyılarının topoğrafyasının yeniden elden geçirilmesi gerektiğini ve bu işlemden sonra kotların hesaplanarak verilerin inşaat sektörüne verilmesini ve yapılacak olan gerek bina ve gerekse alt yapı çalışmalarına temel olması gerekiyor. Çünkü bu yüzyılın sonunda seviye en az 70-80 cm daha yükselecektir. Eğer yapılmazsa özellikle denize yakın alt yapıda ciddi sorunlar yaşanacaktır” dedi.

BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Öğretmenler ulaşımda eşitlik istedi: Sözünü tut Tunç Soyer…