Sayfa Yükleniyor...
Sakaryada Suriyeli bir kadının iki çocuğu ile birlikte vahşice öldürülmesine ilişkin Halkların Köprüsü Derneği, Emani ve çocuklarının, nefret, ayrımcılık ve ırkçılık nedeniyle kurbanları olduğunu biliyoruz. Hiç tanımadığımız Emaninin yasını tutuyoruz şeklinde açıklama yaptı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Sakaryada Suriyeli Emani Al-Rahmun adlı hamile kadının tecavüze uğradıktan sonra 10 aylık bebeğiyle birlikte öldürüldüğü olay herkesi derinden üzmüştü. İzmirde mültecilerle ilgili çalışmalar yürüten Halkların Köprüsü Derneği, yaşanan üzücü olayın ardından basın açıklaması düzenledi. Vahşice öldürülen Suriyeli kadın ve çocukları için yas tuttuklarını açıklayan dernek üyeleri, Suriyeli mültecilere yönelik provokasyonlara tepki gösterdi. Suriyeli kadın ve iki çocuğunun ölümüne ayrımcı ve ırkçı söylemlerin beslediği nefretin sebep olduğunu belirten dernek yöneticisi Zerrin Kurtoğlu Şahin, Türkiyedeki mültecilerin yüzde 47sini kadınlar ve yüzde 45ini çocuklar oluşturuyor. Kadın ve çocuk olmak bir hayatı yeterince kırılgan ve yaralanabilir yaparken, buna bir de mülteci olma sıfatı eklendiğinde şiddete maruz kalma olasılığı hızla katlanmaktadır. Emaninin ve çocuklarının hayatlarına son veren saldırı, mülteci kadınların hayatın her alanında karşılaştıkları cinsel şiddetin en korkunç halidir. Emani, mülteci kadınların korkularının adı; taciz, tecavüz ve aşağılanmayla geçen mülteci hayatlarının kilidi oldu artık dedi.
KORKULARININ ADI
Emani ve çocuklarının güvencesiz ve statüsüz bir hayat yaşadıklarına dikkat çeken Şahin, Geçici koruma belgeleri, onları ne mültecilere yönelik nefret dilinden, ne aşağılanmadan, ne tacizden ne de öldürülmekten koruyabildi. Kadınların, göç sırasında ve sonrasında cinsel şiddete maruz kaldıkları artık herkesin malumudur. Yine Suriyeli kız çocuklarının erken evliliğe ve Suriyeli kadınların 2. ya da 3. eş olarak yasa dışı evliliklere yönlendirildikleri, suç örgütleri aracılığı ile fuhuşa zorlandıkları da herkesçe malumdur. Mülteci kadın olmak; kadınlığınızın sınırı geçerken, ev tutarken, işe girerken pazarlık konusu yapılması demektir. Emaninin yası, mülteci kadın dostlarımız için duyduğumuz derin kederle birleşiyor bu yüzden. Siyasal, sosyal, ekonomik alanlarda mütemadiyen, fütursuzca ama illaki ideolojik olarak üretilen nefretin hedefi haline gelen mülteciler için durum son derece kaygı vericidir. Türkiyedeki mültecilerin, yüzde 47sini kadınlar ve yüzde 45ini çocuklar oluşturuyor. Kadın ve çocuk olmak bir hayatı yeterince kırılgan ve yaralanabilir yaparken, buna bir de mülteci olma sıfatı eklendiğinde şiddete maruz kalma olasılığı hızla katlanmaktadır. Emaninin ve çocuklarının hayatlarına son veren saldırı, mülteci kadınların hayatın her alanında karşılaştıkları cinsel şiddetin en korkunç halidir. Emani, mülteci kadınların korkularının adı; taciz, tecavüz ve aşağılanmayla geçen mülteci hayatlarının kilidi oldu artık ifadelerini kullandı.
YAS TUTUYORUZ!
Mültecileri, mülteci kadın ve çocukları linçlerden, cinsel-cinsel olmayan saldırılardan, haksız bir şekilde kendilerine yöneltilen ve giderek artan nefretten, nefret dilinden korumanın yollarını aramak için yas tuttuklarını kaydeden Şahin, şu ifadelere yer verdi: Emani ve çocuklarının, nefret, ayrımcılık ve ırkçılıkla iktidarlanan erkek şiddetinin kurbanları olduğunu biliyoruz. Hiç tanımadığımız Emaninin yasını tutuyoruz; çünkü hayatın, tüm hayatların değerine inanıyoruz. Emaninin cenaze töreninde, Biz de tacize uğruyoruz, sesimizi çıkaramıyoruz. Mahkemeye başvurmak istedik bir şey çıkmaz dediler. Sürekli bu sorunlarla karşılaşıyoruz, evimize giderken bile korkarak gidiyoruz diye haykıran bir başka mülteci kadının sesini duyduğumuz için; bu ülkede Emani ve çocuklarını koruyacak, onları haklarla donatarak güvence altına alacak yasal-hukuksal olanakların tesis edilmemesinin onların öldürülmesini kolaylaştırdığını; bu erkek vahşetini besleyen her türlü ötekileştirici politikanın üreticisi, uygulayıcısı olan herkesin Emani ve çocuklarının ölümünden sorumlu olduğunu düşündüğümüz için yas tutuyoruz.
Haber Merkezi