Tacettin Bayır: Kitabın geliri ile çocuklara burs veriyorum

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ile 2019 yılında ele aldığı ‘Benim En Güzel Hikayem Hayatım’ adlı kitabı hakkında söyleşi gerçekleştirdik. Bayır, hem kitabına, hem de pandemiye dair konuştu


  • Oluşturulma Tarihi : 30.03.2021 08:32
  • Güncelleme Tarihi : 30.03.2021 08:32
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Tacettin Bayır: Kitabın geliri ile çocuklara burs veriyorum

2019 yılında ‘Benim En Güzel Hikayem Hayatım’ adlı eseri ele alarak yaşam öyküsünü ölümsüzleştiren CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ile kitabına dair enine boyuna konuştuk.Çapacı vekil olarak da bilinen Tacettin Bayır, maaşının tamamını ve ‘Benim En Güzel Hikayem Hayatım’ adlı kitabının gelirleri ile yoksul kız öğrencilere burs vererek destek oluyor.Şiir ve sanatla da arası iyi olan Bayır, yazdığı bu kitap ile hayat mücedelesinin her alanından bizlere kesitler sunuyor.CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ile yaptığımız o şöyleşinin detaylarını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz.

GELECEK KUŞAKLARA MİRAS

Siyaset ile uğraşmanıza rağmen kimsenin yapamadığını yaparak yaşam mücadelenizi anlatan ‘Benim En Güzel Hikayem Hayatım’ adlı kitap yayınladınız.Neden böyle bir kitap yazma gereği duydunuz?

Yaşamımın belli süreçlerinde umutlarını yitirmiş inancını kaybetmiş birçok öğrenci ile karşılaştım ve düşündüm ki; onların yaşama tekrar dört elle sarılıp mücadelede etmesi için onları yüreklendiren bir şey yapmalıyım.Tekrar umutlarını yeşertip mücadeleden korkmamaları gerektiğini anlatarak onlara destek olacak bir eser bırakmalıydım.Ve bir iz bırakmak istiyorsanız, bunun en kalıcı yolu da bir kitaptı.Hayat hikayemizin içinde atalarımızın bize bıraktığı çok güzel şeyler var. Bunların büyük bölümü duyumla anlatımdan öteye gitmiyor. Yazıyla anlatılan çok az şey var. İstedim ki gelecek kuşaklara iyi bir şeyler bırakayım. Türkiye’de kilitlenmiş olan eğitim sistemini çözmeye yönelik katkıda bulunayım.Buca’daki meslek lisesine öğretmenlerin daveti üzerine gittiğimde, hayat hikayemi anlattığım öğrencilerin çoğunun hayattan bir beklentisi kalmamıştı, geleceğe dair hayalleri yoktu ve karamsarlardı. Kiminin anne ve babası ayrılmış kimi ailesini kaybetmiş kimi çeşitli sebeplerden hayata küsmüş. Bana, 'İntihar edecektim sizin hayatınız bana ders oldu.Bu ülkede sıfırdan da bir yerlere gelinebileceğini gördüm.Ben de çabalayacağım' diyen bir gençler oldu.Bu kitabı onlar için yazdım. İçinde anılarım da var. 1974- 1975 yıllarında, suyun musluktan haftada 2 gün aktığı zamanlarda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı İhsan Alyanak bana bir kova suyla bir arabanın nasıl yıkanacağını anlattı. Suyun değerini, tasarrufu ondan öğrendim, ardından siyaset geliyor.Siyasette uğradığım haksızlıkları, gördüğüm ihanetleri yazdım.59 yıldır yaşadıklarımı aktardım. Zorluk çekmeden emek vermeden başarının gelemeyeceğini vurguladım.

Kitabı hazırlarken nasıl bir aşamadan geçtiniz, neleri konu aldınız?Hazırlık süresi uzun sürdü mü?Ayrıca kitabı hazırlarken, yardım aldığınız birileri oldu mu?

Hazırlık süreci oldukça zordu.Otobiyografi yazmak zordur, burada ince bir çizgi var. Bir insanın kendini anlatması meşakatli bir iş.Ego devreye girmemesi gerekiyor.Ağır eleştiriler alabilirsiniz.Tüm bunları düşünerek kalemi elime aldığımda, uzun bir yolcuk başladı benim için.Yazarken, anılar canlanır, duygusallaşırsınız. Başarılı olduğunuz zamanlar kadar, başarısızlığa düştüğünüz vakitler gelir aklınıza. An gelip sayfalarca yazarsınız, an gelir tek bir satır yazamazsınız. Kitabımın sonsöz bölümünde yazım sürecini anlattım. Sizlerle o bölümü paylaşmak isterim:

Benim en güzel hikâyem hayatım oldu. Özlemlerimle, pişmanlıklarımla, acılarımla, hüzünlerimle, mutluluklarımla, incittiklerimle, onardıklarımla, affettiklerimle, af dilediklerimle, yapmak istediklerimle, yapamadıklarımla... Yazım sürecinde geçmişe yol aldıkça; gördüm ki birçok fotoğraf sararmış, eş, dost, arkadaşlar yaşlanmış. Bizim zamanımızda diye başlayan cümlelerin sayısı artmış.Uçurtmanın ipi ağır ağır kısalmış, müziğin sesi ağır ağır kısılmış. Hayat bize ne güzel bir oyun kurmuş! Yaşamın bende bıraktığı izler kalemimden satırlara düşerken; anlatılamaz telaşlar, anlatılamaz sıkıntılar, anlatılamaz heyecanlar, anlatılamaz mutluluklar yaşadım. Sustum. Haykırdım. An geldi, kendimle kendim arasında dolanıp durdum. An geldi, kendime sobelendim.

Hayat bu kadardı işte…

Biliyorum ki, yazdıklarımı ilerleyen dönemlerde okudukça daha birçok anı saklandıkları yerden çıkıp bir göz kırpacaklar. Dalında patlamaya hazır bir tomurcuk gibi açmak isteyip, ahhh keşke beni de yazsaydın diyecekler bana…

Ve biliyorum ki, yaşam daha birçok sürpriz hazırlıyor.

Bu dünyada kötülük yapma isteyenlerde çıktı karşıma, yaşamıma güzellikler katmak isteyenlerde...

Güzellikle, iyilikle dokunanlar yürüdüğüm yolu aydınlattı.Kötülük yapmak amaçlı yaşamıma dâhil olmaya çalışanların bıraktığı derin yaralar da, birçok öğreti kattı bana; bunlardan biri sabretmekti.

İşin özü: Önce insan olabilmekti.

Atalarımdan, büyüklerimden aldığım öğreti doğrultusunda Mustafa Kemal Atatürk’e olan bağlılığım çocuk yaşlardan bugünlere dek, büyük bir aşka dönüştü.Bu aşkla da ülkemdeki sorunları her zaman kendime dert edindim; dert edindiğim içinde, yaşamın her alanında önce insana dokunabilmeyi, sorunlara çözüm üretebilmeyi, haksızlıklara başkaldırabilmeyi kendime görev bildim. Bundan sonraki mücadelemde ömrümün sonuna kadar, güzel ülkemde yaşayan gençlerimizin ve torunlarımızın geleceği için olacak. Hayatta gerçekleştirdiğimiz her şey, sanki kurşun kalemle yazmak gibi; bir defterden silinebilir ama tamamen değil, mutlaka bir iz bırakır ardında.Geçmişi değiştiremeyiz ama düzeltme yoluna gidebiliriz. Üzdüklerimizden, kırdıklarımızdan af dileyebiliriz, yanlış yaptıklarımızı, yanlış anlamaları düzeltip, yeniden başlayabiliriz.

Evet …

Ne demiştim kitabımın başında?

“Bir daha bir daha her şeye rağmen yeniden”

Yaşamlarınızda bir kusur işlediysem; sürçü lisan etti isem af ola!

Ayrıca, bu kitabın yazılmasında bana ciddi katkı sağlayan güçler vardı.Eşim, kızım, oğlum, gelinim bana büyük ilham verdiler.Öncelikle aileme teşekkür ediyorum.Uğur Dündar ağabeyime çok teşekkür ediyorum.Hayatımdaki ilk kitabım olan bu kitabın önsözünü yazdı.Sevgili Mustafa Balbay yoldaşıma teşekkür ediyorum.Kitabımla ilgili son düzenlemeleri, editöryal çalışmaları da danışmanım Gamze Atal yaptı.

‘Benim En Güzel Hikayem Hayatım’ adlı kitabınız çıktıktan sonra, halkın ve yakın çevrenizdeki siyasetçilerin tepkisi nasıl oldu?

Kitabımı okuyanlardan çok olumlu tepkiler aldım. “Zorluklarla, mücadelerle dolu bir yaşamınız olduğunu bilmiyorduk’’ diyenler oldu. Tabi ki, siyasetle ilgili bölümlerde yaşadığım haksızlıkları, yanlışları da anlattım. Üzüldüğüm, öfkelendiğim, kırıldığım noktaları da… Anlattıklarımın hepsi gerçek olduğu için, bazı kişileri kızdırmış olabilirim.Sonuç olarak, kitabımı yazarken, her şeyi göze aldım.Doğruluk keskin bir kılıçtır. Zaman zaman can acıtsa da doğruyu söylemekten vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim.

KIZ ÇOÇUKLARINA DESTEK OLUYOR

Kitap gelirlerinden bir beklentiniz var mıdır? Gelen gelirlerle neler yaptınız ya da yapıyorsunuz?

2015 yılında CHP milletvekili adayı olduğumda maaşımı almayacağımı tamamını yoksul kız öğrencilerimize dağıtacağımın sözünü vermiştim. Tacettin Bayır, kır çiçekleri bursu böyle oldu. Kitabım şu ana kadar 3 baskı yaptı. Kitabımdan elde edilen gelirin tamamı da Kır Çiçekleri bursuna aktarılıyor.

Kitaplarla ve özellikle şiirle aranızın iyi olduğunu biliyoruz?Genel olarak baktığınızda, siyasetçilerin sanatla olan bağlantılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçmişten günümüze sanat ve sanatçı tarihin her kırılma noktasında en önemli rolü kapmıştır. Ülkelerin tarihine bakıldığında kitapların yasaklandığı, kütüphanelerin yıkılıp yakıldığı, sanatın çok yönlü saldırıya maruz kaldığı, heykellerin kırılıp, yok edildiği, resimlerin yakıldığı, duvar resimlerinin kiliselerin tavan ve duvarlarından silinmek istendiği, sanatçıların istedikleri gibi sanat yapamadıkları, sansürlendikleri ve yasaklandıklarını biliyoruz. 19. yüzyıl sanayi devrimi, sanatçıların dikkatini işçi sınıfının, banliyölerde yaşayanların sorunlarına yöneltmiştir. Çocuk işçilerin ve kadınların uygun olmayan koşullarda çok uzun saatler çalışmaya zorlanmaları sanatçıların kaleminden yazı, şiir, tiyatro oyunu, resim, heykel olarak çıkmıştır. O güne dek kilise ve burjuva kesim için sanat yapan sanatçılarda bir aydınlanma olmuştur. Özellikle çalışanların, işçi sınıfının gündelik sorunları, sanatın konusu haline gelmiştir, bu farkında olma hali üzerine yapılan çalışmalardan para kazanamayan sanatçı, önemli toplumsal konuları ele alarak yönetimi eleştirmiş ve işçilerin sesi olmuştur. Toplumların var oluşundan bu güne değin pek çok durumla beraber, siyasetin insanlık üzerinde etkisi çok büyüktür.İnsanların yaşamında etkili olan ekonomi, kültür, eğitim, sanat, din, dil, hatta sporu kullanarak hemen her alanda siyaset yapılmaktadır.İktidara gelen yönetimler kendi düşüncelerine yakın bulmadıkları, uygun olmadığını düşündükleri ve sivri dilli gördüğü sanatçıyı, sanatını, eserlerini, kısıtlamış, sansürlemiş, engellemiş, yasaklamışlardır.Böylece sanatçıyı gözünün önünde tutarak yapacaklarını da kontrol edeceğini düşünmüştür.Bunu doğru bulmuyorum.Sanatçı özgür olmalıdır.

BEKLETTİĞİM KİTAPLARI OKUMA FIRSATIM OLDU

Pandemi süreciyle beraber evlere çekildik.Bir siyasetçi olarak bu süreçte kitaplara ya da sanata sarıldınız mı?

Genel olarak baktığınızda, çok yoğun tempo ile çalışıyoruz.İzmir milletvekiliyim fakat, Hakkari’den Şırnak’a, Uşaktan, Samsun’a, Yozgat’dan Çankırı’ya birçok şehirde çalışmalarımız oluyor.Ancak, kendimle başbaşa kaldığım nadir zamanlarda kitap okuyabiliyorum.Bu süreçte, okumak için beklettiğim kitapları okuma fırsatım oldu.Ses tonumun şiir okumaya yatkın olduğunu söylerler.Şiir okumayı severim.Müzik dinlemeyi çok severim.Klasik müzikten tutunda, türkü, Türk Sanat Musikisi… İnsan yaşamında her şeye vakit ayırmalı.Her zaman yapmak zorunda olduğum işleri, keyif aldığınız veya alabileceğim aktiviteleri belirlerim. Hepimizin kendine göre yapması gerekenler var. Ne kadar kısıtlı zamanınız olsa da, en azından bir yarım saat sevdiğiniz bir yazarın kitabını mutlaka okuyun, müzik dinleyin. En önemlisi de sevdiklerinize vakit ayırın, derim. İlgi ve özeninize ayrıca teşekkür ederim.

Haber Merkezi