“Takdir topluyoruz”

MEHMET EMİN YENİAY/ANKARA
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) tarafından Ankara Balgat’ta ‘Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları’ isimli toplantı yapıldı. Türkiye’nin birçok ilinden gelen basın yayın kuruluşu temsilcilerinin katılımı ile 3 gün boyunca gerçekleştirilecek olan toplantının açılışında konuşan SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Kavlak, “Her ne kadar Suriyeli mülteciler konusu gündemimizi oldukça meşgul etmiş olsa da 400 bin civarında Suriye dışındaki uyruklar da Türkiye’de bulunuyor. Türkiye’de toplamda 85 farklı ülkeden 400 binden fazla uluslararası koruma başvuru sahibi yer alıyor. 2011 yılında toplam sayı sadece 20 bindi. 2018 yılına geldiğimizde milyon kişiye yakın bir nüfusa ev sahipliği yapıyoruz. Bu nüfus Avrupa ülkeleri arasında bir sıralama yapıldığında 22. sırada geliyor. Bu da 7-8 Avrupa ülkesinden daha fazla bir nüfusun şu anda Türkiye’de yaşadığı anlamına geliyor” diye konuştu.
2018 yılı Ocak itibari ile Suriyeliler dışındaki sığınma başvurusunun 12 binlere ulaştığını, şubat ayı başvurularıyla birlikte 20 bin kayıt işlemi gerçekleştiğini söyleyen Kavlak, “Ocak ve şubat aylarına baktığımızda, Ege kıyılarındaki yakalama ve kurtarmaların en çoğunu Afgan, Irak ve Pakistan uyruklular oluşturmaktadır. İnsanlar daha iyiye doğru bir yöneliş içerisinde olduğu için göç hareketleri devam edecektir” dedi.
“FAYDALI OLABİLİR”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca, AB tarafından Türkiye’ye ayrılan fonların devlet tarafından onaylandığı zaman yürürlüğe girdiğini vurgulayarak, mülteci konusunda basın mensuplarının bilgilendirilmesi konusunda yararlı olduğunu aktardı. Türkiye’nin mülteci konusuna bakışı ve insani yaklaşımından dolayı diğer ülkeler tarafından çok büyük takdir gördüğünü bizzat yaşadığını anlatan Akarca, “Türkiye’de Birleşmiş Milletler’e üye 60 ülkenin nüfusu kadar mülteci var. Burada bir zorluğumuz var. Bir mülteci ailenin çocuğu ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir ailenin çocuğu kavga ediyorlar. Sonra babaları da kavga etmeye başlıyorlar. Sonra gazetelerde, ‘Mülteciler Türklere saldırdı’, mülteciler şöyle yaptı, mülteciler böyle yaptı diye haberler yapılabiliyor. Mülteci başlığının öne çıkarılarak yapılan haberler böyle olunca Türk halkının mültecilere bakışını etkiyebiliyor. Şunu bilmeliyiz ki kimse evini barkını isteyerek terk etmez. Mecbur kalmış, artık bıçak kemiğe dayanmış. Karısını, çocuğunu, annesini ailesini kurtarabilmek için yerinden yurdundan ayrılmış mülteci olmuş. O açıdan yaklaşmak faydalı olabilir” diye konuştu.
AB Türkiye Delegasyonu, Türkiye’deki Mültecilere Mali Yardım Aracı Bölüm Başkanı Emma Clua Vandellos, mülteci olarak Türkiye’ye gelen kişilerin ülkeye entegrasyon sağlamaları ve zorlukların üstesinden gelebilmeleri için Türk hükümeti ile ortaklaşa olarak eğitim ve sağlık alanında ciddi projeler ve mali yardımlar gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. UNHCR Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal ise, dünyada yerinden edilerek mülteci konumuna düşmüş insanların yüzde 85’inin gelişmekte olan ülkelerde barındığını, Türkiye’nin de en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke durumunda olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından katılımcılar SGDD yöneticileri ile birlikte Ankara’da bulunan Altındağ Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezleri ile Mamak Çok Yönlü Destek Merkezi’ni ziyaret etti. HABER MERKEZİ