Sayfa Yükleniyor...
İzmir’de birçoğu kent merkezine yakın onlarca tarihi yapı kaderine terk edilmiş bir vaziyette bulunuyor. Yerel yönetimin ilgisizliği ve vatandaşların duyarsızlığı nedeniyle tahrip olan yapılar günden güne yok oluyor
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Eşsiz coğrafi konumu sebebiyle yüzlerce medeniyete ev sahipliği yapmış olan İzmir’de, geçmişten günümüze bırakılmış, birçoğu da kent merkezine yakın önemli tarihi envanterler görmezden gelinmeye devam ediyor. Çok küçük yatırımlarla kentin turizm değerine katılabilecek eserler senelerdir yerel yönetimler tarafından görmezden gelinirken, geçmişte kentin tarihinde önemli yeri bulunan Çakaloğlu İşhanı, Konak’taki Cumhuriyet Çeşmesi, Eşrefpaşa’da pazar yeri olarak kullanılan Tarihi Roma Yolu, Basmane Dönertaş Sebili, restorasyonu için yoğun bir çaba sarf edilen Karataş Köprüsü ve birçok önemli yapı kaderine terk edilmiş bir vaziyette. Çürümeye terk edilmiş yapıların kent tarihine ışık tuttuğu ve kentin bugünlere gelmesinde önemli bir yere sahip olduğu biliniyor.
Tarihi değeri yüksek ve kent merkezine oldukça yakın bir mesafede bulunan bu değerli eserlerin korunması ve restore edilip kent tarihine kazandırılması için çeşitli platformlarda yüzlerce kez çeşitli platformlarda mücadeleler veren Araştırmacı Yazar Abdülkadir Hazman, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hazman, “Toplumlar yaşamları sürece ortak değerler üretirler, bu değerleri kendilerinden sonra gelen toplumlar korur ve yeni değerler üreterek kendilerinden sonra gelen toplumlara devrederler. Bu toplumlar tarihidir. Eğer bizden önce yaşamış toplumların bıraktıkları tarihi ve kültürel değerleri koruyup onları gelecek toplumlara aktaramasak toplumsal bilinç kaybolur bu da tarihi kesintiye uğratır. Geçmişimiz olmazsa geleceğimizde olmayacaktır. Bu böyle biline. Genel olarak ülkemizde ama özel olarak ta İzmir’de ama bilinçli ama bilinçsizce geçmişin izlerini silmek için sanki bir yarış var. Kentlilik bilincinin gelişmemesi, her şeyin ranta kurban edilmesi ve kenti yönetenlerin kentin tarihi ve coğrafyası konusunda yeterli bilgi ve birikime sahip olmaması ne yazık ki özellikle de toprak üstü tarihi ve kültürel eserlerin hızla yok olmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
KIYMETİNİ BİLMİYORUZ
Avrupa’nın birçok yerinde kentin tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkılırken, Türkiye’de tarihi eserlere aynı hassasiyetin gösterilmediğini dile getirdi. Hazman, “İtalya’nın her hangi bir kentinde Roma İmparatorluğu döneminde yapılmış bir yolun üzerinde siz motorlu hiçbir araç kullanamazsınız ama bizim İzmir’de Roma döneminden tek kalmış olan Roma yolu üzerine pazar kuruluyor ve ağır vasıtalar park ediyor. Kim kaybediyor? Tabi ki İzmir ve ülkemiz, turist pazar sergisini ve kamyonları mı görmeye gelecek? Tepecik’teki Kervan Köprüsü inanın Avrupa’nın her hangi bir ülkesinde olsaydı bırakın trafiğe açık olması üzerine çıkamazdınız bile. Karataş Köprüsü’nün önüne apartman yapılması için ruhsat verenler gelecek kuşaklara bunun hesabını nasıl verecekler. Yok etmek kolay önemli olan var olanları korumaktır. İzmir çok zengin bir tarihe sahip olmasına rağmen ne yazık ki bunu kıymetini bugüne kadar bilememiştir” diye konuştu.
TARİHE SAHİP ÇIKMAK
Kültürel mirasımız olan tarihi yapıların küçük bir yatırımla onarımı yapılıp, kentin turistik yapıları içine katılabileceğini ifade eden Abdülkadir Hazman, Türkiye’de İstanbul ve bazı yerlerde bunun yapıldığını gördüklerini ve aynı uygulamanın İzmir’de de yapılması gerektiğini söyledi. Hazman, “Çeşmelerden ille de su akması gerekmiyor, ya da sebillerden ille de geçmişteki gibi su vermemiz gerekmiyor. Önemli olan tarihe sahip çıkmaktır. Tarihe sahip çıkmak da kentine sahip çıkmak demektir. Toplumların yaşamlarında suyun önemini bilmeyen yoktur. Çeşmeler aynı zamanda o semtte yaşayanların ortak kullanım araçlarıdır ve geçmişten geleceğe köprüdürler. Dönertaş Sebili İzmir için bir simge olmasına rağmen gidin görün içler acısı son halini, Halit Bey İlkokulunun yanındaki Cumhuriyet Çeşmesi yok olmak üzere, onca çabamıza rağmen kenti yönetenlerin kılı kıpırdamadığı gibi birde plastik boya ile boyayıp tarihi esere zarar vermişlerdir. Buna benzer olumsuz örnekleri çoğaltmak mümkün” değerlendirmelerinde bulundu.
BİLİNÇLİ BİR ADAY
İzmir’de kentin tarihi ve kültürel değeri olarak günümüze ulaşmış önemli yapıların kurtarılması için yapılması gerekenleri de anlatan Abdülkadir Hazman, yaklaşan yerel seçimde kenti yönetmek için seçilen arkadaşların, kentin bu değerli yapılarına sahip çıkan bir kişi olması gerektiğini belirtti. Hazman, “Her şeyden önce İzmir’in tarih ve kültür envanteri çıkarılmalıdır. Bu envanter çalışmasına dağda ki çoban da üniversitelerde katılmalı. Bu bir seferberliktir. Devletin ilgili kurum ve kuruluşları yanında belediyeler, odalar, borsalar, bilim adamları, işadamları ve halk topyekûn bu seferberliğe katılırsa başarılı olunur. Bunu başaran birçok kentimiz var, bu başaranlardan İzmir’in neyi eksik. Diğer bir çalışmada belediyelerin halkın kentlilik bilincini geliştirecek çalışmalar yapmasıdır. Ama ne yazık ki ben uzunca bir zamandır belediyelerde böyle bir çaba görmediğim gibi kent gönüllüsü bazı arkadaşların projelerine destek vermek yerine engellemeler gelmektedir. İzmir mezarlıklarında bulunan Osmanlıca yazılı mezar taşlarının okunup kayıt altına alınması için geliştirdiğimiz projeye hala sahip çıkan yok. Yani dert çok çare de yok. Önümüzde yerel seçimler var dilerim bu eşsiz kentin tarihine kültürüne sahip çıkıp onu gelecek kuşaklara aktarma konusunda bilinçli insanlar iş başına gelir” şeklinde konuştu.
ÇAKALOĞLU İŞHANI
1805- 1806 yıllarında yapıldığı tahmin edilen ve kendi döneminde İzmir’in ticaret merkezlerinden bir tanesi haline gelen Çakaloğlu İşhanı, Kemeraltı Çarşısı Kasap Hızır Mahallesi’nde yer alıyor. 18. yüzyıl Osmanlı eseri, kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmış olan han, girişinde bir adet çeşme ve bir adet su sebili yer alıyor. Bakımsız kalan sebilin üzerinde bir adet de kitabe yer alıyor. Hanın içi ise civardaki esnaf tarafından depo olarak kullanılıyor. Hanın içindeki tarihi yapının bozulduğu gözlerden kaçmıyor.
KARATAŞ KÖPRÜSÜ
1891 yılında Halil Rıfat Paşa tarafından yaptırılan köprü uzun yıllar bakımsız ve virane bir halde bulunuyordu. Köprünün içler acısı hali medyada yer alınca harekete geçen İzmir Valiliği, köprüyü onarmak ve tekrar kent tarihine kazandırmak için harekete geçti fakat Konak Belediyesi köprünün önünde yer alan alana inşaat ruhsatı vermesi tartışma konusu oldu. Köprü yenilendiğinde, önündeki binadan dolayı görülmeyecek bir vaziyete sahip olacağı konuşuluyor.
DÖNERTAŞ SEBİLİ
Yaklaşık 200 yıllık tarihi su sebilinde günde en az 500 kişi soğuk su içip serinlediği bilinirken, dış cephesi oldukça bakımsız bir vaziyette bulunan sebile ne vatandaşlar ne de yerel yönetim gerekli önemi vermediği ifade ediliyor. 19. yüzyılda inşa edilen ve Barok tarzı mermer süslemeleri ile ünlü olan Dönertaş Sebili’nin dış cephesi, çeşmesi ve su yalağının mermerleri dökülürken, çevresi de çöplük halinde bulunuyor.
İKİ ÇEŞMELER
Eşrefpaşa’yı Mezarlıkbaşı mevkiine bağlayan yolda bulunan ve caddeye de ismini veren (İkiçeşmelik) tarihi çeşmeler, alt alta iki çeşmeden oluşuyor. Yıllarca bakımsız ve virane bir halde bulunan çeşmeler, 300 yıllık bir tarihe sahip olduğu bilinen çeşmelerin kurtulması için Konak Belediyesi 2016 yılında harekete geçmişti fakat çalışmalar halen bitirilmedi ve çeşmeler aynı vaziyette bulunuyor. Çeşmeler uzun yıllar bölgeye gidip gelenlerin soluk aldığı, susuzluğunu giderdiği bir yer olarak biliniyor.
TARİHİ ROMA YOLU
İzmir’in tarihi değerlerden yoksun illerden biri olduğunu kanıtlayan bir diğer önemli eser de Eşrefpaşa pazar yerinin de kurulduğu Tarihi Roma Yolu. M.Ö İzmir’e hüküm süren Roma İmparatorluğu döneminde ticaret yolu olarak kullanıldığı tahmin edilen yolu İzmirli vatandaşlar binlerce yıl sonra yine ticaret amacıyla kullanmaya kalkıp üzerine semt pazarı kurdu. Yerel yönetim de buna göz yumunca, tarihi bir öneme sahip olan ve korunması gereken yolun tarihi dokusuna yıllardır zarar verilmeye devam ediliyor. Konak Belediyesi yolu 2016 yılında kurtarmak için semt pazarını Yağhaneler mevkiine taşıyacağı medyaya yansırken, pazaryerinin iki yıldır taşınmadığı ve tarihi yola zarar verilmeye devam edildiği gözlerden kaçmıyor.
CUMHURİYET ÇEŞMESİ
Yıllarca görmezden gelinen eserlerden bir tanesi de hiç kuşkusuz Konak’ta bulunan Cumhuriyet Çeşmesi. 1932 yılında insanların su ihtiyacını karşılamak için yaptırılmış ünlü Cumhuriyet Çeşmesi, Konak’ta bulunan Halit Bey İlkokuluna bitişik bir vaziyette yer alıyor. Restore edilmesi için çok uğraşı verilen çeşmenin üzeri okul ile aynı renk olan plastik boya ile boyanarak, tarihi dokusuna zarar verildi. Çeşme halen aynı vaziyette bulunuyor.
Haber Merkezi