Sayfa Yükleniyor...
Tarımsal üretimde artan yüksek girdi maliyetleri karşısında beli bükülen küçük çiftçi, tarımdan hızla uzaklaşırken, uzmanlar; eskisi gibi her isteyenin çiftçi olamayacağına, çiftçiliğin artık zengin işi olduğuna dikkat çekti
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Tarım uzmanlarına göre, Türkiye ilkokuldan lisans eğitimine kadar coğrafya derslerinde öğrencilere verilen en belirgin ders olan ‘Türkiye bir tarım ülkesidir ve gıdada kendi kendimize yeteriz’ öğretisi, artan maliyetler ve yanlış tarım politikalarıyla yurtdışına bağımlı hale getirildi. Ayrıca eskiden ülkede en yoksul aile bile çiftçilik yapabiliyordu. Ancak geldiğimiz noktada tarımsal üretimde artan girdi maliyetleri karşısında özellikle küçük çiftçi ciddi anlamda sıkıntı yaşıyor. Parası olanın maliyetlerle az da olsa baş ettiği, parası olmayanın ya daha az maliyetli ürüne yöneldiğini ya da tamamen üretimden vazgeçtiğini görüyoruz. Tamda bu noktada TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Çakıcı ve Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi, konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Dr. Çakıcı, “Her geçen gün faal çiftçi sayımız azalıyor, ekilmeyen tarım alanlarımız artıyor. Tarım dışına çıkıyor veya el değiştiriyor” derken, Ferdan Çiftçi ise “Artık parası olmayan tarlasını ekemeyecek. Bu da üretim alanlarında mülkiyet değişimlerine yol açabilecek sonuçları doğuracak, küçük üreticiler tasfiye olacaktır” ifadelerini kullandı.
FAAL ÇİFTÇİ SAYISI HIZLA AZALIYOR
Küçük çiftçinin artan maliyetler altında ezildiğine dikkat çeken Dr. Çakıcı, önünü göremeyen çiftçinin tarımdan hızlı bir şekilde uzaklaştığına vurgu yaptı. Dr. Çakıcı, “Tarımsal üretim girdi maliyetlerinin artmaya devam ettiği bu dönemde özellikle küçük çiftçi zor durumda. Üretim maliyetleri altında eziliyor. Ürününü kaça satacağını ve ne kadar gelir elde edeceğini bilemiyor. Bu durum her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de üretimi engelliyor. Çiftçi önünü göremediği için ve üretimden uzaklaşıyor. Her geçen gün faal çiftçi sayımız azalıyor, ekilmeyen tarım alanlarımız artıyor. Tarım dışına çıkıyor veya el değiştiriyor” diye konuştu.
AMACI TARIM OLMAYAN SERMAYE GRUPLARI
Tarım dışına çıkan küçük çiftçinin yerine amacı tarım olmayan sermaye gruplarının geçtiğini de söyleyen Dr. Çakıcı, küçük çiftçinin acil girdi desteğine ve örgütlenmeye ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Dr. Çakıcı, “Amacı tarım olmayan kırsala gelmiş hobi bahçecilerinin ya da büyük sermayenin eline geçiyor. Maalesef üreticinin geçtiğimiz yıllardan kalan banka ve kooperatif borçları mevcut. Yeni sezonda üretim maliyetlerini karşılayacak parası/sermayesi yok veya çok kısıtlı. Devlet teşvikleri çok yetersiz ve geç ödeniyor. Sezona yine borçlanarak giriyor. Sermaye diyoruz çünkü her üretim için başlangıç sermayesi gerekli ve bu küçük çiftçi için çok yüksek rakamlara çıktı. Çiftçinin geliri çok düştü sonraki yılın masrafını ayıramıyor. Bir yandan da tüketici gıda enflasyonunu baskılamak adına taban fiyatlar ve diğer market satış fiyatları baskılanıyor. Bu da üreticiye yansıyor. Bugün ürünün maliyetine yakın nakliye ve ambalaj giderleri mevcut. Küçük çiftçinin acil girdi desteğine ve örgütlenmeye ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
KAMUCU TARIM POLİTİKALARI İSTİYORUZ
Halkın gıda güvenliği ve egemenliği için kamucu politikaların olması gerektiğini söyleyen Dr. Çakıcı, “Çiftçi ve tüketiciyi koruyacak Kamucu tarım politikaları uygulamak gerekli. Maliyetlerinin düşürülerek üretimin arttırılması ve fiyatların dengelenmesi sağlanmalı. Sermaye gerektiren bu yatırımlar büyük market ve holdinglerin ilgi alanına girmekte. Direk üretim veya sözleşmeli tarım şeklinde büyük sermayenin tarıma girmesi durumunda üretim deseni üretim miktarı ve fiyat belirlenmesi açısından sıkıntılı sonuçlar doğuracaktır. Tarım politikaları piyasa koşullarına ve sadece kar amacı güden sermayeye bırakılamaz halkımızın gıda güvenliği ve gıda egemenliğimiz için kamucu tarım politikaları istiyoruz” ifadelerini kullandı.
SORUNLAR KARTOPU GİBİ BÜYÜYOR
Artan girdi maliyetleri ve belirsiz tarım politikaların kar topu gibi büyüdüğüne işaret eden Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi ise şunları söyledi: “Çiftçi son 20 yıldır kesintisiz uygulanan ithalata dayalı politikalar nedeniyle, yüksek girdi maliyetleri, yetersiz ve zamanında ödenmeyen destekler, düşük ürün fiyatları kıskacında üretmeye çalışıyor. Bu sarmal bir kartopu gibi büyüyerek devam etti. Pandemi ve devamında 2021 yılında başlayan ekonomik kriz nedeniyle girdi maliyetlerindeki artışlar dayanılmaz boyutlara ulaştı. Özellikle 2021 yılında döviz kurlarındaki artış, akaryakıt fiyatlarındaki inanılmaz yükseliş, elektrik fiyatlarındaki artışlar hayatın her alanını etkilediği gibi belki de en fazla tarım sektörünü, üreticiyi, çiftçiyi etkiledi. Buna bağlı gıda fiyatlarındaki artış tüketiciyi vurdu. Mutfaklar yangın yerine döndü. Tüketici gıdaya ulaşmakta zorlanıyor. Artık kg’la değil adet, gramla alışveriş dönemi başladı.”
BU DURUM SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL
Çiftçinin girdi maliyetlerden önümüzdeki dönemde de etkilenmeye devam edeceğini belirten Ferdan Çiftçi, artık parası olmayan çiftçinin tarlasını ekemeyeceğini söyledi. Ferdan Çiftçi, “Bu durum sürdürülebilir bir durum değil. Çiftçi gübre, tohum, zirai ilaç, mazot ve elektrik gibi girdilerdeki artıştan önümüzdeki dönemde daha fazla etkilenecek. Bunun üzerine bir de yetersiz destekler ve kuraklığa bağlı sulamada yaşanacak sıkıntılar, iklim krizi nedeniyle yaşanabilecek zararlar çiftçiyi üretimden uzaklaştıracak. Özellikle küçük çiftçiler bundan en fazla etkilenecek kesim olacak. Artık parası olmayan tarlasını ekemeyecek. Bu da üretim alanlarında mülkiyet değişimlerine yol açabilecek sonuçları doğuracak küçük üreticiler tasfiye olacaktır. Ekilen alanlarda daralmalar yaşanacak ve önlem alınmaz doğru politikalar uygulanmazsa bir gıda krizine evrilecektir” diye konuştu.
Haber Merkezi