Sayfa Yükleniyor...
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve balıkçılar, denizcilik bakanlığı kurulmasını talep etti. 40 yıldır balıkçılık yapan Osman İlbay, Tarım Bakanlığının denizcinin halinden anlamadığını söyledi
NİLGÜN TAZE ÖZEL HABER
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve denizden geçimini sağlayanlar denizcilik bakanlığı kurulmasını talep etti. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan ise denizciliğin tamamen kendine özel bir bilim alanı olduğunu ifade ederek, Dünyanın birçok ülkesinde denize komşu olan ülkeler denizcilik bakanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiyede ise Tarım Bakanlığı bünyesinde kurulan balıkçılık ve su ürünleri birimi ile deniz sektörü yürütülmeye çalışılıyor. Bizim ülkemiz için arzumuz Norveç örneğinde olduğu gibi sadece denize özel bir denizcilik bakanlığının kurulması. 3 tarafı denizlerle çevrili olan ve bir iç denize sahip olan bir ülke için bu bakanlığın kurulması kaçınılmaz bir olgudur. Bizler birlik olarak şuan avcılık ve yetiştiricilikle ilgili düzenlemelerin yapılmasını istediğimiz 1380 sayılı su ürünleri kanununun çıkması için mücadele veriyoruz diye konuştu.
GERÇEKÇİ DÜŞÜNMEK LAZIM
40 yıldır balıkçılık yaptığını, denizde ve deniz dışında yaşadıkları sorunların çözüme kavuşabilmesi için başlı başına ayı bir bilim dalı olan denizler için Deniz Bakanlığının kurulması gerektiğini açıklayan Osman İlban ise, Tarım Bakanlığının balıkçıların dertlerine çözüm olamadığını söyledi. 16 yıldır mezat kültürü içinde yaşayarak dede mesleğini devam ettiren İlban, 1918 yılında dedesinin İzmire gelmesi ile balıkçılık serüvenine başlayarak aynı zamanda Mavişehir Su Ürünleri Kooperatifine bağlı olan Mavişehir kafeteryasının işletmeciliğini de yapıyor. Etrafı denizlerle çevrili bir ülkede denizciliğin Tarım Bakanlığına bağlı olmasının açıklanamayacak bir durum olduğunu ifade eden İlban, Sınırları içerisinde 4 denizi bulunan bir ülke düşünün, ancak bu ülkenin bir Denizcilik Bakanlığı olmasın. Deniz çok ayrı bir dünya ve bilim dalıdır. Toprakla, tarımla bir bağlantısı olmayan oldukça kendine özgü bir alan olmasına rağmen maalesef balıkçılıktan Tarım Bakanlığı sorumlu. Biz balıkçılar olarak ne kadar deniz içinde ve dışında yaşadığımız sorunları anlatsak da yetkililer işin içinde olmadıkları ve denizden de anlamadıkları için bizlere yardımcı olamıyorlar. Açıkça görülüyor ki ülkemizin daha bilimsel ve gerçekçi düşünmeye ihtiyacı var dedi.
LİMAN İHTİYACI
70 yıldır azmak içlerine kayıklarını bağlamak zorunda kaldıklarını ve İzmirli balıkçıların bir limana ihtiyacı olduğunu açıklayan İlban, Atakentte bağlı olan kayıklarımız itile itile Mavişehir kıyılarına kadar geldi ve burada da 20 yılımızı doldurduk. Milli Emlak bizden her yıl kira alıyor. Limanlarda bugün yıllık kiralar 15 bin civarında iken bizim kiramız 85-90 bin civarında oluyor. Bizimle oturup bir sözleşme yapmadığı içinde burada işgalci olarak görünüyoruz. Bu nedenle dışarıdan gelen kayıkçılar bize işgalci muamelesi yapabiliyorlar. Elimiz kolumuz bağlı olduğu için her kayık alan ücretsiz olduğu için buraya akın ediyor dedi.
YASAK TAKIM KATLİAMI
9 metrelik bir kayığın aylık liman ücreti olarak 180 lira civarı ödeme yaptığını ancak Mavişehir azmağında ücretsiz bağlama yapılabildiğini ifade eden İlban şunları söyledi: Bu güne kadar görüşmediğimiz yetkili kalmamasına rağmen aldığımız tek cevap İlgileniyoruz oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi buraya bir liman planlaması yaparak Ankaraya göndermiş olsa limanın yapılması netleşmiş olacak ancak maalesef Büyükşehir Belediyesi projeyi hazırlamıyor. Balıkçılar olarak en çok karşılaştığımız kısım yasak takım olarak kabul edilen troller ve şebekeler. Bu takımlar yumurtaları da dahil olmak üzere tüm deniz canlılarını yok ediyor. Karada yaşadığımız sıkıntıların başında ise mazot fiyatları geliyor. Yatlar 1.75e mazot alırken bizler 4.50 TLye alıyoruz. Bunun nedenini sorduğumuzda ise Zenginler yatlarını senede bir kez kullanıyor açıklamasını yapıyorlar.
Haber Merkezi