- Gündem
- 21.05.2025 01:07
ESİAD tarafından organize edilen ‘Sürdürülebilir Tarım Zirvesi’ne katılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve sektörün önde gelen temsilcileri Türkiye tarımının bugününü ve yarınını ele aldı
NURETTİN BAKİ
Sürdürülebilir tarımın geleceğinin tartışıldığı ve bu yıl ilk kezESİAD SÜR-Sürdürülebilir Tarım Zirvesi İzmir’de gerçekleştirildi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açılış konuşmasını yaptığı zirveye; İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve sektörün önde gelen temsilcileri katıldı. Katılımcıları, Türkiye’nin tarımını bir sunumla bilgilendiren Pakdemirli, Türkiye’de tarımı, iktidarıyla, muhalefetiyle, STK’larıyla hep birlikte yapıcı eleştirilerle kalkındırmaları gerektiğinin altını çizdi.
ALGIYI DÜZELTMEMİZ LAZIM
Tarımın kıyıda köşede kalmış bir konu olduğunu ifade eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Herkesin, muhalefet liderlerinin sürekli eleştirdiği bir konu. Durum gerçekten böyle mi bakmak lazım. Algıyı biraz düzeltmemiz lazım. Tarımda kavga edip bir noktaya varamayız. Gerçekleri rakamlarla ortaya koyup bundan sonra ne yapacağımızı konuşmalıyız. Gerçekler düşündüğünüz kadar kötü değil ama bugün yaptığımız, 25 yıl içerisinde bizi başarıya ulaştırmaz. Bu zor ev ödevini birlikte yapmamız lazım. STK, devlet, muhalefet bir olursa bu zor ödevin altından kalkarız. Yapısal problemlerimiz var. Düzeltmemiz gereken taraflarımız var ama Türkiye samana, buğdaya muhtaç değil. Türkiye’de iki günde bir muhalefet liderleri ‘Türkiye’yi samana muhtaç ettiniz’ diyor. İthal edilen saman 10 binde 4. İthal etmenin günah olduğu bir ülkede mi yaşıyoruz? Buğday üst üste Türkiye’de 21.5 milyon ton üretiliyor. 19 milyon ton tüketim var. Her gün ağzımızda tarımı sakızla çiğneyerek başarıya ulaşamayız. Eleştiri olacak ama yapıcı eleştiri ve rakamlar konuşulmalı” diye konuştu.
İTHALAT DA YAPABİLMELİDİR
Türkiye’nin 18 milyar dolar ihracata karşılık, 12 milyar ithalat ile tarımda fazla veren bir ülke olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, “Tabii ki bazı kalemleri ithal edeceğiz. Tarım ve Orman Bakanlığının elinde güneşi açma, güneşi kapatma bulutları aralama, yağmurları yağdırma yetkinliği yok. Bazı ürünlerin planlamasında ki en iyisini yaptığımızı söylemem ama çalışıyoruz; örneğin ekim gecikmelerinden dolayı Türkiye ithalat da yapabilmelidir. Bakanlığın ilk görevi üreticiyi korumak. Tüketici de yüksek fiyatla ürünleri yememeli. Korkarak alacağımız kararlar olmamalı. Eksiklik olabilir, hatalar olabilir ama emin olun en iyi niyetimizle vatandaşa en iyi şartlarda en kaliteli ürünleri yemesi için çalışmaları sürdürüyoruz. Bundan sonra başarı istiyorsak tarım ve orman sektörü algısını yukarı çekmemiz lazım. En başta İzmir Manisa, Afyon, Uşak, Denizli sahip çıkacak. Her zaman konuşan biz olmamalıyız. Konuşan bizler adına STK’lar olmalı. STK’lar ‘durun bakalım bir hata yapılıyor bu işin doğrusu budur’ diyebilmeli” değerlendirmesinde bulundu.
“DEVLET SAHAYA İNER Mİ?”
Birlikte üretimin en önemli unsurunun kooperatifler olduğunu dile getiren Bakan Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü: “14 bin 200 kooperatif var. Dünya klasmanına giren bir tane var mı, yok. İlk 10’a, ilk 50’ye, ilk 100’e giren yok. Kooperatifte başarılı modellerine alışmamışız. Bir elin parmaklarını geçmiyor. Kooperatifin görevi, üretici ile tüketiciyi yan yana getirmek. Tanzim satışları gündemde. Devlet sahaya iner mi? İnmemesi lazım ama buradaki görev kooperatiflerin görevi. Üreticiyle tüketiciyi birleştirecek. Zinciri kısaltarak tüketiciye ulaşılabilir fiyatlar, üreticiye de maksim fayda sağlayacak fiyatlar olmalı. Bugün en büyük şikayet; tarlada 1 lira, tüketicide 4 lira. Dengeye gitmemiz lazım.” Konuşmalarının sonunda moderatörlüğünü Gazeteci Cem Seymen’in yaptığı, sürdürülebilir tarım konulu panel düzenlendi.
İNTERNETE BUNDAN SONRASI
TRAKTÖRÜN PROTOTİPİ HAZIR
Lisanslı depoculuğun önemine vurgu yapan Bakan Pakdemirli, tarımın finansal enstrümanlara ulaşması açısından son derece önemli olduğunu, bir şekilde finansal enstrümanlara ulaşılması gerektiğini söyledi. Bakan Pakdemirli ayrıca, “Ürünleri denetlenmesi ile ilgili; Alo 174 hattımız var. Bir hanımefendi bir ürünü açmış, sıcak suya atıp ‘renk verdi’ diyor sosyal medyada. Kıyma sıcak suya atıldığında renk verir. Üründen şüphelenmek normal ama şüphe varsa 174’ü arayın” ifadelerine yer verdi. Bakan Pakdemirli, Türkiye'nin ürettiği elektrikli traktörün prototipinin de hazır olduğunu açıkladı.
HEPİMİZE AYR AYRI İŞ DÜŞÜYOR
Tarım ürünlerinin marka değeriyle pazarlanması ve kooperatifleşmenin öneminin ortada olduğunu belirten ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, “Kalkınmayı sürdürülebilir kılmakta sadece hükümetlere değil, iş dünyasına, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm topluma ayrı ayrı önemli roller düşüyor. Ülkemiz, bölgemiz ve şehrimizin tarım potansiyeli açısından oldukça şanslı olduğu gerçeğinden hareketle, İzmir gerek coğrafi yapısı gerekse iklim özellikleri ile birçok bitki türünün, endüstriyel, tıbbi ve katma değeri yüksek ürünlerin yetişmesine uygun bir ortam sağlamaktadır. Geleneksel ürünlerin yanı sıra son dönemlerde organik tarım, seracılık, jeotermal seracılık, kesme çiçek, süs bitkileri, süt, narenciye, kuru yemiş, yaş meyve-sebze, şarapçılık, fidancılık, küçükbaş hayvancılık ve su ürünleri işleme yatırımları giderek artmaktadır. Bu sektörlerdeki stratejik planlama tamamlamalı; ihracat hedeflerindeki gelişim potansiyeli üreteni koruyan ve kucaklayan bilgi, teknoloji, eğitim ve araştırma ile desteklenmelidir” ifadelerini kullandı.