Tarımın sosyal hali kazandırıyor

“Dijital kimliğiniz yoksa yok sayıldığınız bir dünyadasınız” diyen Ziraat Mühendisi Bilge Keykubat, Ege’nin dağında, bağında ve bayırında, üretimin sıfır noktasında edindiği bilgi ve birikimini sosyal medya ile tüm dünyaya ulaştırıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 15.09.2020 06:44
  • Güncelleme Tarihi : 15.09.2020 06:44
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Tarımın sosyal hali kazandırıyor

NURETTİN BAKİ/RÖPORTAJ
Yıllardır gıda ve tarımın içinde yer alan, her daim dağda ve bağda çiftçinin yanında duran Ziraat Mühendisi Bilge Keykubat, deneyimlerini, gıda ve tarım üzerindeki yazı ve araştırmalarını sosyal medya hesabı üzerinden takipçileriyle de paylaşıyor. Bir ziraat mühendisinden çok daha fazlasını yapan, masa başından çok dağ bayır gezip gıdanın kökenini araştıran Keykubat ile Tarım ve Gıda’nın sosyal medyadaki yerini inceledik. Aynı zaman da Gıda ve Tarım Influencer’ı (sosyal medyada tanıtım) olan Keykubat, içinde yaşadığımız dönemi ‘İçocukların devri’ olarak nitelendiriyor. “Dijital kimliğiniz yoksa yok sayıldığınız bir dünyadasınız” diyen Keykubat, “Türkiye dünyanın en zengin tarım ürünlerine sahip ülkesi olmasına rağmen, bu ürünleri üretip elimiz ile katma değerli ürün haline dönüştüren yurt dışındaki yabancı firmalara resmen hediye ediyoruz” sözleriyle, markalaşmanın önemine de dikkat çekiyor.

‘ÇOCUK’LARIN DEVRİ!
Bilge Bey; sosyal medyayı iyi kullanarak tarım ve gıda sektöründe isim yaptınız. Bunu nasıl başardınız, anlatabilir misiniz?
Sosyal medya günümüzün olmazsa olmazı. Dijital kimliğiniz yoksa yok sayıldığınız bir dünyadasınız artık. Bir gazetedeki yazımda bahsettiğim gibi devir ‘İçocukların’ devri. Doğar doğmaz tablet ile gözlerini yaşama açan bir devrin çocukları. O çocuklar öyle ki maalesef internet ve sanal dünya gerçek dünyanın önünde. Doğru veya yanlış tartışılır ama artık günümüzde böyle. Koluna taktığı saat ile pek çok sağlık sorunun takip edilebildiği, o saatle kaybolma gibi bir ihtimalinin olmadığı, Ipad’ındaki “Siri” ile sohbetler ettiği, bir oyun sayesinde dünyanın öbür tarafındaki kendi yaşıtları ile tanışıp sohbetler edebildiği bir dünyadayız artık. Böyle olunca da ülkemiz tarım ve gıda sektörünün de hem sosyal medya ile hem dijital dünya ile hem de akıllı tarım uygulamaları ile barışması hatta kol kola gezmesi gerekiyor. “Gerekiyor” diyoruz “Ama böyle mi?” diye sorarsanız; hala daha sayıları çok sınırlı bir grup, günümüzün bu olmazsa olmazı ile bir arada. İşte ben bu açığı görüp kendimi tarım ve gıda sektörünün sosyal medyasına yönelik geliştirmeye çalışıyorum. Bu konuda da spesifik olarak uğraşınca epey de bir takipçim oluştu. İster istemez “Tarım ve Gıda Influencerı Bilge Keykubat” oluverdim. İnanır mısınız telefonum hiç susmuyor. Konu ile ilgili arayan arayana. Hoşuma da gitmiyor değil hani.
Bu işin püf noktası var mı?
Bu noktada iki husus var. Birincisi sektörün sosyal medya ile barışması ikincisi de ziraat ve gıda mühendislerinin sosyal medya işine daha çok girmesi. Bir ziraat mühendisi olarak ziraat ve gıda mühendislerinin kardeş meslek olduğuna ve ayrılmaz ikili olduğuna inan biriyim. Bu yüzden mühendis arkadaşlarımızın bu konuyu yeni bir iş alanı olarak görüp ilgilenmelerini istiyorum.
MARKALAŞMADAN OLMAZ!
Tarım ve gıda sektöründe dünya markası olmuş ürünlerimiz neden az?
Neredeyse dünyanın en kaliteli tarım ürünlerine sahibiz. Ege Bölgesi’nden yola çıkarsak aklımıza bir çırpıda geliveren; sultani çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kestane, çilek, narenciye, zeytin ve zeytinyağı, pamuk, tütün, sebzeler, tıbbi aromatik bitkiler gibi uzayan bir listemiz var. Bu listedeki ürünlerimiz dünyanın en aranan ve en beğenilen ürünleri. Ancak tüm bu ürünlerimizde neredeyse tamamen hammadde tedarikçisi durumdayız. Mükemmel kalitedeki ürünleri üretip elimiz ile bunları katma değerli ürün haline dönüştüren yurt dışındaki yabancı firmalara resmen hediye ediyoruz. Markalaşma artık çok önemli. Dünya devi ülkeler kendilerini tanıtırken markalaştıkları ürünleri de sıralıyorlar. Marka değeri yüksek ne kadar firması varsa o kadar prestij sahibi oluyor dünya ekonomisinde. Biz hala en kaliteli tarım ürünleri, gıda ürünleri bizde diyelim. Markalaşamadıktan sonra hepsi boş.

ÜRÜNLERİN HİKÂYESİ ÇOK ÖNEMLİ!
Markalaşma ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliği de azaltır, söylemine katılıyor musunuz?
Markalaşma aslında pek çok şeyi beraberinde getirir. Markalaşırsanız tarım ve gıda sanayisini de canlandırmış olursunuz. Bu da iş gücü imkânı yaratıp işsizliğe önemli bir çare olacaktır. Ayrıca katma değerli ürünler ile ülke ekonomisine getirisi katlanacaktır. Tarım ve gıda çok yüksek olan kayıt dışı ekonominin de azalmasını sağlayacaktır. Biz maalesef markalaşma sürecinde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Hala daha ürünlerin hikâyelerini tam olarak yaratamıyoruz. Sosyal medyayı aktif kullanamıyoruz. Katma değerli ürünler geliştirip bunları da dünya pazarına tam olarak sunamıyoruz. Albenisi yüksek satış ve pazarlama tekniklerini kullanamıyoruz. Elimizin altında Instagram, Youtube, Facebook, Twitter, Podcast, Pinterest, Linkedin gibi sosyal medya araçları var. Bu araçları hakkıyla kullanmak çok önemli. Ben bile bunları kullanarak kendimi bir marka haline getirebilmiş ve tarım ve gıda Influencer’ı olabilmişken firmalarımız çok daha rahat yapmalıdırlar diye düşünüyorum.
Bu noktada neler yapabiliriz?
İşte bu noktada bir de karşımıza ürünlerin hikâyeleri çıkıyor. Ürün hikâyeleri bence çok önemli. Günümüz tüketicisi artık ürünlerin hikâyeleri çok önemsiyor. Hikâyelerine göre evine alacağı ürünlerini seçenler bile var. Dünya markası haline gelmiş neredeyse bütün ürünlerin bir hikâyesi var.

ÜRÜNLERİMİZLE PİYASA YÖNLENDİRİLİYOR
Güvenilir tarım ve gıdanın öneminden bahsedecek olursak neler söyleyebilirsiniz?
Dünyanın en önemli sorunları arasında adil ve güvenilir gıda sorununun olduğunu düşünüyorum. Dünyada 2 milyar açlık sorunu yaşayan insan var. Gıda yönetiminde bazı ülkelerin ve bazı markaların ciddi yönlendirici olduğunu düşünüyorum. Biz hammadde tedarikçisi olmaya devam ededuralım adamlar bizden aldıkları ürünler ile piyasayı yönlendiriyorlar. Pandemi günleri gösterdi ki; gıdayı, tarımı elinde bulunduran her şeye hükmeder. Diğer şeyleri satın almaktan vazgeçebiliriz ancak yiyecek almadan duramayız. İnsanların mutlaka beslenmesi gerekiyor. Bunların yanında israfta gıda sektörünün önemli sorunları arasında yer almaya devam ediyor maalesef.
DÜNYA ANAMIZI KORUMAK İÇİN!
Tarım ve gıdada neden sosyal medya?
Bütün bunlarda sosyal medyayı iyi yönde bir araç olarak kullanmak zorundayız. Benim yaptığım da bu. Sosyal medyayı; tarımın ve gıdanın önemini anlatmak için, Türk tarım ve gıda sektörünün gücünü göstermek için, yerel ürünlerimizin kıymetinin bilinmesi için, üreticimizin-ziraat ve gıda mühendislerimizin kıymetinin bilinmesi için, dünya anamızın korunması için, israfın önlenmesi için kullanmaya çalışıyorum.

BİLGE KEYKUBAT KİMDİR?
Bilge Keykubat, Ziraat Mühendisi. Keykubat, yıllardır tarım ve gıda sektörünün de içinde olan birisi. Bilge Bey’in ilk karşımıza çıktığı nokta ise İzmir Ticaret Borsası (İTB). Burada Ar-Ge Uzmanı olarak çalışıyor. Apelasyon E Dergi (www.apelasyon.com ) tarım ve gıda alanında her ayın birinde yayında olan bir E Dergi. Apelasyon E Derginin 2 kurucusundan biri ve 8 yıldır derginin Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyor. Keykubat, ayrıca karşımıza bir tarım ve gıda araştırmacısı ve yazarı olarak çıkıyor. Zeytinyağı ve şarap tadımları konusunda uzmanlardan. Aynı zamanda tarım ve gıda Influencer‘ı. Keykubat iyi, sağlıklı ve uzun yaşamın; iyi, temiz ve kaliteli ürünlerden geçtiğini savunan, temiz tarım, temiz gıda felsefesini benimseyen araştırmacı ziraat mühendisi. Ayrıca Bilge Keykubat, ismiyle Twitter ve Instagram hesaplarıyla tarım ve gıdayı tüm dünyaya ulaştırma hedefiyle sosyal medyayı son derece aktif bir şekilde kullanıyor.

Haber Merkezi