- Gündem
- 22.09.2025 23:35
Kurye davasında emsal niteliğinde bir karara imza atıldı. Platformlar artık işten atılan çalışandan kaçamayacak, tazminattan da.
Dijital ticaretin ve teslimat ekonomisinin çehresini değiştirecek nitelikte bir yargı kararı Adana’dan geldi. Türkiye’de lojistik hizmetlerini çoğunlukla taşeron firmalar aracılığıyla yürüten dijital platformlara karşı açılan bir davada, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi önemli bir hükme vardı: Artık sadece taşeron değil, hizmeti doğrudan kullanan platform şirketi de işçilik alacaklarından sorumlu tutulacak.
Bu karar, Amazon, Alibaba, Temu gibi global devlerin yanı sıra Türkiye'deki yerli dijital platformların da içinde bulunduğu iş modelini doğrudan ilgilendiriyor.
Davaya konu olay, Adana’da faaliyet gösteren bir taşeron lojistik firmasında çalışan motokuryenin işine son verilmesiyle başladı. Küçülme gerekçesiyle işten çıkarılan kurye, kendisine kıdem ve ihbar tazminatları ödenmesine rağmen, hem taşeron firma hem de hizmet sundukları platform şirketine karşı işe iade davası açtı.
Ancak platform şirketi, motokurye ile doğrudan bir iş ilişkisi bulunmadığını savunarak hukuki sorumluluğu reddetti.
İlk derece iş mahkemesi, işten çıkarmanın geçersiz olduğuna ve çalışanın işe iadesine hükmetti. ayrıca işe başlatılmaması durumunda 4 aylık brüt maaş kadar tazminat ödenmesine karar verildi. ancak mahkeme, platform şirketinin bu alacaklardan sorumlu tutulamayacağına hükmetti.
İşçinin avukatı bu karara itiraz ederek istinaf yoluna gitti. Dilekçede; kurye ile platform arasında doğrudan talimat zinciri bulunduğu, çalışanın günlük görevlerinin platformun mobil uygulaması üzerinden belirlendiği ve platform yetkililerinin sahada aktif rol aldığı vurgulandı. Avukata göre, bu durum fiili bir iş ilişkisini açıkça ortaya koyuyordu.
İtirazı değerlendiren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin kararını bozarak tarihi bir hükme imza attı. Mahkeme, platform şirketinin faaliyetlerinin doğrudan satış ve teslimat hizmetine dayandığını, bu nedenle taşeron firma üzerinden yapılan işin aslen platformun kendi işi olduğunu belirtti.
Gerekçede, taşeron firma ile platform şirketi arasında “asıl işveren – alt işveren ilişkisi” bulunduğu ifade edilerek, bu çerçevede işçilik alacaklarında her iki tarafın da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verildi.
Mahkeme ayrıca, işçilik alacaklarının tamamının brüt ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini vurguladı. İlk derece mahkemesinin ücretlerin bir kısmını net, bir kısmını brüt olarak belirlemesi usule aykırı bulundu. Böylece, yalnızca hukuki sorumluluk değil, ödeme yöntemi konusunda da önemli bir içtihat oluştu.
Karar yalnızca bu dosya özelinde değil, Türkiye'de platform ekonomisinde çalışan binlerce motokurye, paket dağıtıcısı ve benzeri pozisyonlarda görev yapan emekçiler için emsal oluşturabilecek nitelikte. Artık platform şirketleri, taşeron firmalarla çalışıyor olmalarını bir “hukuki kalkan” olarak kullanamayacak. Bu durum, dijital ekonomi için iş gücü politikalarında yeni bir sayfanın habercisi olabilir.
Kaynak : HABER MERKEZİ