“Taşeron’a karşı #DİRENİŞÇİ”

DİSK’in İzmir’de düzenlediği “Taşerona karşı #direnişçi” mitingine binlerce işçi katılarak “Taşerona hayır” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 24.09.2014 08:03
  • Güncelleme Tarihi : 24.09.2014 08:03
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Taşeron’a karşı #DİRENİŞÇİ”

DİLEK BAKIRKAYNAK

 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Taşerona karşı #direnişçi” kampanyası kapsamında İzmir Gündoğdu Meydanı’nda miting düzenledi. Mitinge, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, LİMTER-İş Sendikası Genel Başkanı Kamber Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Soma’da yaşamını kaybeden 301 işçinin arkadaşları da katıldı.

 

DİSK üyesi işçiler Basmane’de toplandı ve Gündoğdu Meydanı’na sloganlar atarak ellerinde pankartlarla yürüdüler. Gündoğdu Meydanı’na gelen işçiler, iş cinayetlerinde yaşamını yitirenler anısına gökyüzüne siyah balonlar uçurdu. Ardından saygı duruşunda bulunulan mitingde DİSK Genel Başkanı Kani Beko bir konuşma yaptı.

 

“İŞ CİNAYETLERİNDE DÜNYA ÜÇÜNCÜYÜZ”

 

Madenlerin, inşaatların, tersanelerin, işyerlerinin, fabrikaların işçiler için mezarlığa dönüştüğünü belirten Genel Başkan Kani Beko, Bartın’da yaşanan iş cinayetinin ardından madenin patronunun “Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu işin fıtratında var” sözlerine tepki göstererek, “Şıracının şahidi bozacı. İş güvenliği sağlamayan patronlara yaptırım uygulaması gereken devlettir. Peki devleti yönetenler ne yapıyor: İş cinayetine savunma hazırlıyor” dedi.

 

“BU ÖLÜMLER CİNAYETTİR”

 

Türkiye’de günde ortalama 4-5 işçi çalışırken iş cinayetine kurban gittiğini belirten Beko, “Bu ölümler fıtrat değildir, kader değildir. Bu ölümler cinayettir. Bu cinayetlerinin önlenmesi için yıllardır üç şey söylüyoruz: ‘Birincisi; iş yerleri sendikalar, meslek odaları ve uzmanlardan oluşan bağımsız bir kurum tarafından denetlenmesi. İkincisi; işçiye sendikasını seçme özgürlüğü tanınmalı ve hiçbir işçi sendikaya üye olduğu için işten atılmamalı. Üçüncüsü; taşeron çalışma sistemi yasaklanmalı. Bu savaşı açanlar işçilere aç kal diyor! Açlık sınırının altında asgari ücretle yaşayacaksın diyor. Bu savaşı açanlar 10 saat, 12 saat köle gibi çalışacaksın’ diyor. Bu savaşı açanlar, işçinin tatili olmaz, fazla mesaisi olmaz, sendikası olmaz, toplu sözleşmesi olmaz diyor. Bugün Türkiye’de her yüz işçiden sadece 5’i toplu sözleşmeden faydalanıyor. Bu durumun başlıca nedeni taşeron sistemidir. AKP iktidarının çıkardığı yasalarla taşeron zorunlu oldu. Özellikle belediyelerde, taşeron şirketler her yeri örümcek ağı gibi sardı. Taşeronu ülke topraklarından söküp atacağız. Bu bizim ölen işçi kardeşlerimize borcumuzdur. Soma’ya borcumuzdur. İnşaatlarda, tersanelerde yitirdiğimiz kardeşlerimize borcumuzdur. Bu aynı zamanda çocuklarımıza bir borcumuzdur. Taşeron işçiler için verilecek müjde belli. Nedir o müjde? Taşerondan kurtulmak! Taşeronu yasaklamak. Tüm taşeron işçileri asıl işverenin işçisi olarak istihdam etmek. Belediyede çalışan her işçi, hastanede çalışan her işçi, kara yollarında çalışan her işçi doğrudan asıl işverenin işçisi olacak. Kadrolu olacak. Güvenceli olacak! Biz bundan başka müjde tanımıyoruz!” dedi.

 

Miting sonunda dağılan bazı gruplar arasında çıkan kavgada 1 kişi ağır yaralanırken, Kordon’da bulunan bazı mekanlar kavgadan dolayı küçük hasar gördü ve polisin de müdahalesiyle kavga büyümeden dağıldılar.

Haber Merkezi