- Gündem
- 01.05.2025 00:59
TBMM'de AK Parti ile CHP arasında 'Jammer' tartışması yaşandı.
TBMM Genel Kurulu, 'Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır arasında, 'Jammer' tartışması yaşandı.
TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine verilen 1'er dakikalık bölümde söz alan AK Parti Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, "'Yeterince büyük bir yalan söylerseniz ve onu sürekli tekrar ederseniz insanlar eninde sonunda buna inanacaktır.' Nazi Propaganda Bakanı Goebbels'in bu sözü bugün CHP'nin çoğu konularda olduğu gibi İstanbul'daki yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili yürüttüğü algı operasyonunu da özetlemektedir. Kasalardan çıkan yüklü miktardaki paralar kamuoyunun gözleri önündeyken CHP işi, 'Çocuk kumbarasına el konuldu' gibi asılsız bir hikaye ile sulandırma çabasındadır" ifadelerini kullandı.
AK Parti'li Mertoğlu'nun sözlerine CHP sıralarından tepkiler gelirken Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır söz alarak, "Burada bazı milletvekili arkadaşlarımız A Haber'in muhabiri gibi, bilmediği, duymadığı konularda algı yapıyor. Bilmeden duymadan yapılan kirli algılarla hiç kimseyi suçlamasınlar. Masumiyet karinesi ayaklar altına alınmış, gerçekten ayaklar altına alınmış. Bu nedir ya? Birer dakikalık konuşmalarla her çıkan, 'Bantçı' peki, bantla ilgili de söyleyeyim: 18 Ekimde başlayan soruşturma, otel görüntüleri ekimin ilk haftası, bu ülkede polis, devlet, İçişleri Bakanı mahkeme kararı olmaksızın insanları mı dinliyor? 18 Ekim’de soruşturma ama ekimin ilk haftasına ait o görüntüler" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın sözleri üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, milletvekillerine verilen 1'er dakikalık söz hakkının tamamen kaldırılabileceği ile ilgili istişarelerde bulunabileceklerini kaydetti. Zengin, "Tüm yapılanlardan anlıyoruz ki, bu bantlama işini yapan için önce ne dediniz? Genel Başkanınız dedi ki, 'Bu koruma, polis' ama anlıyoruz ki koruma ve polis değil, oradaki özel bir güvenlik. Yani sizin Başkanınızın edindiği bir güvenlik ve bu arkadaşlar hiçbir yerde uygulaması olmayan bir uygulama yapıyorlar. Ben de bu kadar yıldır siyaset yapıyorum, gidip böyle bir yere bant yapıştıran kimseyi görmedim. Kaldı ki her şeyin, herkesin izlendiği, telefonlarımızda bile ne olup bittiği belli olan bir yerde neyi bantlayacağız. Ben bunu anlayamadım yani neyi bantlayacağız, neyi kapatacaksınız?" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise 1'er dakikalık söz hakkının kaldırılmasını despotizm olarak niteledi ve Meclis'in yetkilerinin azaldığını söyledi. Başarır, "Şimdi, burada açıkça bir soru soruyorum. Ben İçişleri Bakanını ciddiyete davet ediyorum. Soruşturma 18 Ekim’de başlıyor, otel ziyareti 6 Ekim’de. Sen o arada o görüntüleri nasıl temin ettin? Belediye Başkanını neden takip ettin? Hangi mahkeme kararına göre takip ettin? Çık bunları açıkla, açıkla çünkü sen kanunsuz olarak takip ettin. Bakın, Meclis de dinleniyor, hepimiz de dinleniyoruz. Çıkartın telefonları, bakalım, niye FaceTime'dan, WhatsApp'tan konuşuyorsunuz? Çünkü siz de dinleniyorsunuz, herkes de bunu biliyor. Melih Gökçek ihale yaparken, İstanbul Belediye Başkanı, 'Jammer' ihalesi yaparken, Kahramanmaraş Belediyesi yaparken niye yapıyor? Soruyorum. Siz yapacaksınız, sizin dinlenmeme hakkınız var, bizim yok" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın milletvekillerine verilen 1'er dakikalık söz hakkı ile ilgili sözlerini çarpıttığını ve bunun makul bir zemine bağlanması gerektiğini söyledi. Ardından Zengin, "Bakın, bu, 'Jammer'ların yolda kullanılması başka bir şey, yapacağınız özel bir görüşmeyi jammerla kapatmak başka bir şey. Yolda, izde yaptığınızda bir defa hiç kimsenin hürriyetine engel olmuyorsunuz yani onların görüşme, iletişim hürriyetine bir engel getirmiyorsunuz. Sadece kendinizle alakalı bir güvenlik önlemi ve bu da eğer elzemse bunu yapma hakkına sahipsiniz. Fakat siz ne yapıyorsunuz? 'Ben, paşa gönlüm istiyor, bir görüşme yapacağım, kapatayım bantları, gelsin jammer'lar, otelde, çevrede bulunan hiç kimse görüşmesini yapamasın.' Bunu yapmaya hukuken de hakkınız yok" ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ'dan sataşma nedeniyle söz hakkı istedi. Başarır, AK Parti'li Zengin'in sözlerine cevaben, "Bizden önce görev yapan AK Parti İBB yönetimi jammer ihalesi yapıyor, oradan kalanlar bunların bir kısmı ama şimdi Sayın Ekrem İmamoğlu sorgulanıyor, ben buna kızıyorum. Beyefendinin İstanbul'da ailesiyle yediği bir yemeğin mobese görüntüleri sızdırılıyor İçişleri Bakanlığı, sonra biz kişi güvenliğinden bahsediyoruz" diye konuştu.
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, milletvekillerinin birer dakikalık bölümde yapacağı konuşmalara grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde cevaplandıracağını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ile AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin arasındaki tartışma grup başkanvekillerinin açıklamalarda bulunduğu bölümde de devam etti. Burada söz alan Başarır, "İçişleri Bakanı diyor ki, 'Vallahi ben jammer kullanmıyorum.' Ya, ben bu yüzden diyorum: Beyefendi hasta mısın sen? Dinlemeyi yapan sensin, kendi kendini mi dinleyeceksin? Sen insanların aklıyla alay mı ediyorsun? Şunu söyleyeyim: Sayın Bakanın kendi kendini dinlemeye ihtiyacı var ama ekranda söylediği saçmalıkları daha sonra oturup sakin kafayla, 'Bir tekrarını dinlemeliyiz' demeli. Çıkıp bunlara cevap vermektense bizim aklımızla alay ediyor" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, CHP'li Başarır'a cevap vermek üzere söz aldı. Zengin, "Ali Mahir Başarır'ın kullandığı ifadeler var, kendisini düşünmeye davet ediyorum. Mesela, 'Hasta' kelimesini kullanıyor. Ben eğer konuşmalarınızı biraz dinleseniz bunu söylemeyeceğinizi düşünüyorum. Bu ülkenin Bakanına, 'Hasta' demeden derdinizi anlatabilirsiniz. Kaldı ki Sayın Bakanımız işinde son derece başarılı. Kendisi, 'Ben bunu kullanmıyorum' dediği için ki ben yakın bakanlarımızda da hiç bunları kullananı görmedim. Seyahat halindekileri bilemiyorum ama bir toplantıda, gittikleri herhangi bir yerde kullananı görmedim. O yüzden, Sayın Bakanla alakalı konuşurken hakaret etmeden, çok net bir şekilde kendinizi ifade edebileceğinizi düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise AK Parti'li Zengin'e cevaben, "İçişleri Bakanının konusu çok önemli. Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ona hakkımı helal etmiyorum. Bundan 3 hafta önce yaşanan bir siyasi tartışmadan dolayı ben ilk kez Mecliste söylüyorum, 30'un üzerinde sokağa çıkma ve ölüm tehdidi, bunların birçoğu da üst düzey insanlardı. Ben bunları bir dosya yaptım. Özellikle ailem istedi, 'Biz yanındayız' dedi, koruma istedi. Korumayı istedim. Bakın, bugün Menzil şeyhine, Cübbeli Ahmet'e çakarlı araba veren, koruma veren bu zihniyet CHP Grup Başkanvekilinin koruma talebini reddetti, o kadar açık tehditlere rağmen. Bu İçişleri Bakanı hasta değil mi? Adil mi? Düzgün mü yönetiyor? 86 milyon hakkını helal etmiyor, böyle Bakanlık olmaz" ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu'nda Yeni Yol Partisi'nin Meclis Başkanlığına sunduğu, 'Soykırım suçu işleyen İsrail'e karşı Türkiye'nin tutumunu ve İsrail'le ticari ve lojistik ilişkilerinin görüşülmesi' başlıklı araştırma önergesinin görüşmeleri esnasında İYİ Parti ve DEM Parti arasında 'terör' tartışması yaşandı.
Önerge üzerine İYİ Parti adına söz alan Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, 'bölücü terör örgütü tarafından şehit edilenleri unutmayacaklarını' söylediği esnada DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, 'Onların kanı üzerinden siyaset yapacağız' diyerek imada bulundu. Türkoğlu bunun üzerine, "Onların kanını akıtanların Allah belasını versin, onların kanı üzerinden siyaset yapanların da Allah belasını versin. Devleti bölmeye çalışanların da Allah belasını versin, buna çanak tutanların da. Geçeceksiniz o işleri, bırakacaksınız ve yapamayacaksınız, yaptırtmayacağız" dedi. DEM Partili Sakık yerinden, 'Ya kimsen sen, kimsin' diyerek sataşmayı sürdürdü. Kürsüde bulunan Türkoğlu şöyle devam etti:
"Göreceksiniz. Siz kimsiniz? Yaptırtmayacağız, böldürtmeyeceğiz; şehitleri anacağız. Şehidin anılmasından niye rahatsız oldunuz? O zaman teröristi kınayacaksın, PKK'yı ve bölücübaşı, katil Abdullah Öcalan'ı kınayacaksın. Her gün gelip burada sözcülüğünü yapmayacaksınız. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, burası Gazi Meclis. Tümden bunun unutulduğunu mu zannediyorsunuz? Biz varız, unutturmayacağız."
Genel Kurul'da siyasi parti temsilcileri önerge üzerine görüşlerini paylaşmasının ardından İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez söz aldı. Çömez, "Bir sayın milletvekilimiz, 'Terörle aranıza mesafe koyun' demiş. Niye rahatsız oluyorsunuz? Bu ülke için canını feda etmiş ve bu ülkenin istikbalini temin etmek için gözünü budaktan esirgememiş ve şehit olmuş bütün Mehmetçiklerimiz bizim başımızın tacıdır. Biz anmaya, yad etmeye devam edeceğiz, siz, 'Kim oluyorsunuz?' diye sormaya devam edin. Biz kim olduğumuzu biliyoruz ama sizin de kim olduğunuzu biliyoruz" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, İYİ Partili Çömez'in açıklamalarına karşı söz aldı. Sakık, hiçbir askerin anılmasından rahatsız olmadığını vurgulayarak, "Dökülen her kanı kendi bedenimden dökülmüş gibi görürüm. Bunun içindir diyoruz ki; bu topraklarda kan akmasın, çatışma olmasın, kan üzerinden siyaset yapılmasın, feryadımız bu. Eğer silahlı güçler bir silahtan, çatışmadan kendimizi arındıracaksa, Türkiye'de silah ve şiddet olmayacaksa bundan neden rahatsızlık duyuyorsunuz?" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, DEM Partili Sakık'ın sözleri üzerine, "Vekilimiz Sayın Selçuk Türkoğlu bu ülkenin başına bela olmuş alçak bir terör örgütünü lanetlemiştir ve onların şehit ettiği bir askeri yad etmiştir. Bundan rahatsız oluyorsunuz, gocunuyorsunuz çünkü sizin talimat aldığınız yer orası. Bir kere bu Meclisin çatısı altında, 'Terörü lanetliyorum' dediniz mi? Bir kere şu yüce çatı altında, '50 bin kişinin katili olan bu terör örgütünü lanetliyorum' diyebildiniz mi? Diyemiyorsunuz, diyemiyorsunuz çünkü; onların siyasi uzantısı gibi davranıyorsunuz, onun için söyleyemiyorsunuz ve rahatsız oluyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise Türkiye de 100 yıllık bir Kürt sorunu olduğunu ve sorunun çözümü için tarihi bir eşikte olduklarını söyledi. Koçyiğit, "Bu sorunu tarihte bırakalım, Kürt sorununu çatışma ve şiddet zeminden çıkaralım. Bu sorunu hukuki ve siyasi zemine taşıyalım. Bence herkes bunun kıymetini bilmeli. Yeni şehitlerin gelmesini istemiyorsak yeni insanların yaşamını yitirmesini istemiyorsak bu ülkede askerin de Kürt'ün de Türk’ün de polisin de ölmesini istemiyorsak bence önce dilimizi değiştirmeliyiz. Bu dil demek ki engelleyemiyor yeni insanların ölmesini. Yeni bir başlangıca ihtiyacı var" diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise "Sayın Grup Başkanvekili, benim konuşma biçimimi, 'İtici bir dil' olarak nitelendirdi. Doğrudur. Ben kendisine, terör örgütüyle aranıza mesafe koyun dersem o, ona itici gelecek. Terör örgütünden talimat almayın dersem itici gelecek. Terörü lanetleyin, bu alçakları, bu katilleri lanetleyin dersem elbette itici gelecek çünkü onlar burada o alçakların siyasi uzantısı gibi davranıyorlar. O da yetmiyor, bir tehdit dili kullanıyor. 'Daha fazla şehit gelmesini istemiyorsanız' diyor. Biz o terörün kökünü kurutacağız, bu ülkede huzur gelecek, dostluk gelecek, kardeşlik gelecek, birlik ve beraberlik gelecek ve siz arkanıza aldığınız o emperyal güçlerle bu milleti, Kürtleri de kullanamayacak hale geleceksiniz, onları istismar edemeyecek hale geleceksiniz" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise barıştan korkan ırkçı bir anlayışla karşı karşıya olduklarını ve insanların ölmemesi için çalıştıklarını ekledi. Koçyiğit, "Bizim bu ırkçı, inkarcı, faşist akla söyleyecek bir sözümüz yok, durduğumuz yer belli. Biz Türkiye halklarının yanındayız, biz bu ülkede çözümün, barışın yanındayız; karşısında duranlarınla tam karşısındayız ve bu süreç nihayete erinceye kadar, bu ülkede Kürt sorunu demokratik barışçıl yollardan kuruluncaya kadar, demokratik Cumhuriyet inşa edilinceye kadar, bu ülkede yaşayan her insan eşit, onurlu bir yaşama kavuşuncaya kadar mücadele etmeye de devam edeceğiz. Bu bayatlamış, tarihi dolmuş, miladı dolmuş argümanlarla bize hakaret etmekten de men ediyoruz" diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, terörün karşısında durmaya devam edeceklerini aktararak, şu ifadeleri kullandı:
"Teröristlerin ve terör örgütlerinin arkasındaki emperyal uzantılara, onlara talimat verenlere de itiraz edeceğiz. Biz bu ülkede herkesin eşit ve birinci sınıf vatandaş olmasını, huzur içerisinde yaşamasını isterken siz Kandil'den besleniyorsunuz. Siz ağzınıza bir kere olsun terörü lanetleyecek bir tek kelime alamadınız. Utanmadan ve sıkılmadan bu Parlamentonun çatısı altında bizi faşistlikle suçluyorsunuz. Bu ülkenin 50 bin canına mal olmuş o alçak örgüte lanet edemeyecek kadar insanlıktan uzaklaşmışsınız."
İYİ Partili Çömez'in açıklamaları sürerken, DEM Parti sıralarından tepkiler yükseldi. Çömez bunun üzerine ayağa kalktı ve konuşmasını sürdürdü. İki parti arasında karşılıklı sataşmalar yaşanırken Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşime 15 dakika ara verdi. Genel Kurul aranın ardından çalışmalarını sürdürüyor.