TBMM Genel Kurulu toplandı

TBMM Genel Kurulu, 'Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere toplandı.

  • Oluşturulma Tarihi : 17.06.2025 22:43
  • Güncelleme Tarihi : 17.06.2025 22:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
TBMM Genel Kurulu toplandı haberinin görseli

TBMM Genel Kurulu, 'Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl başkanlığında toplandı. Meclis Başkanvekili Bingöl, birleşimi açmasının ardından, "Meclisimiz tarihi boyunca ardında demokratik birikimler bıraktığı gibi, 105 yıllık tarihi boyunca dramatik olayların da yaşandığı bir yer olmuştur. Ne yazık ki bu dönemde de acı kayıplar yaşadık. Değerli Milletvekilimiz Hasan Bitmez, bu kürsüde, tarihin gördüğü en büyük zulümlerden birine maruz kalan Filistin halkının acılarını dile getirirken hayata veda etti. İşgalci, saldırgan, katliamlarında dur durak bilmeyen, Orta Doğu'yu adeta bir yangın yerine çeviren Netanyahu'yu ve iş birlikçilerini lanetliyordu. Sözlerinde büyük bir samimiyet, yüreğinde derin bir hüzün vardı; kürsüde diline söz geçirdi ama kalbine söz geçiremedi ve aramızdan ayrıldı. Bu koltuğa her oturuşunda esprileriyle, hitabetiyle, kendine has tarzıyla iz bıraktı Sırrı Süreyya Önder. Sanatçı kişiliğinin yanında ömrünü barışa adamıştı, o adeta barışın büyükelçisiydi. Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, 'Barış' sihirli bir sözcüktür ve hangi dilde söylenirse söylensin o dilin en kutsal sözcüğüdür. Barış, savaşın, şiddetin ve silahın panzehridir. Sırrı Süreyya Önder, barışı savunanların tarihe derin bir iz bıraktığını bizlere bir kez daha gösterdi" ifadelerini kullandı.

Can Atalay'ın hala cezaevinde tutulması çok açık bir Anayasa ihlalidir

Bingöl, milli iradenin ihlali ile ilgili birçok olayla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Halkın iradesinin hayat bulduğu, farklı seslerin ve düşüncelerin istişare edilerek milletin ortak geleceğinin oluşturulduğu yerdir ancak bu iradenin en temel dayanaklarından biri olan temsiliyet hakkı bu dönemde ciddi bir ihlale uğramıştır. Halkın oylarıyla seçilen Can Atalay'ın hala cezaevinde tutulması çok açık bir Anayasa ihlalidir. Dört duvar arasında tutuklu olan sadece Can Atalay değil, ona oy veren 75 bin Hataylı vatandaşımızın iradesidir. Milletin kayıtsız şartsız temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmeli ve bu hukuksuzluk ortadan kaldırılmalıdır. Bugün millî iradenin ihlali söz konusu olduğunda yalnızca bu örneklerle sınırlı olmayan bir tabloyla karşı karşıyayız. Seçimle göreve gelmiş yerel yöneticilere uygulanan hukuk dışı uygulamalar, kayyum atamaları halkın iradesine duyulan güveni sarsmakta, demokrasimizin işleyişini tehdit etmektedir. Hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi gibi evrensel hukuk ilkeleri hiçbir şekilde göz ardı edilemez" diye konuştu.

Genel Kurul'da, milletvekillerinin 1'er dakikalık değerlendirmeleri, grup başkanvekillerinin gündeme ilişkin açıklamaları ve grup önerilerinin görüşmelerinin ardından kanun teklifi görüşmelerine geçildi. Bu bölümde CHP grubu adına söz alan Karabük Milletvekili Cevdet Akay, "Ben bugün burada sizlere bunu göstereceğim. Kürsüde gördüğünüz sadece bir kasa değil, bu kasa bu milletin rızkı, bu ülkenin umudu, geleceğidir. Bu kasa bir çocuğun sütüdür, bir annenin duasıdır, bir babanın onurudur. İktidar maalesef bu kasayı koruyamadı, milletin kasasını 3-5 yandaşa, rant düzenine, ihaleci zümreye teslim etti. Bu kasanın içinde bir dosya ve uzun bir liste var. Bu kasanın içine sızmış, kasaya vantuz gibi yapışan kişileri herkes bilsin, görsün diye milletimizin kürsüsünden açıklıyorum. Dosya kabarık, liste uzun, 54 metrelik liste. Bu kaynakların nasıl harcandığı, nasıl heba edildiği, nasıl hiç edildiği; devletin kasasına vantuz gibi yapışanların kimler olduğu, kendi siyasi ikballeri için milletin rızkına göz dikenlerin olduğu, kapısından geçtiği için bürokrasiye yerleştirilenlerin olduğu, AK Parti'de siyaset yaptığı için devlette en üst görevlere gelenlerin, getirenlerin olduğu bir kasa, liste ve dosya var. Bakanlıktan çıkıp milyonluk ihaleyi verdiği şirkete yönetici olanlar var. Kamu kurumlarından aynı anda 3-4-5 maaş alanlar var. Aynı anda kamu kurumlarının çeşitli birimlerinde çalışıp 3-5 maaş alıp halkın sırtında kambur olanlar var" dedi.

Akay, listede yer alan kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte eski bakan, bakan yardımcıları ve bürokratların yer aldığını vurgulayarak, "Birileri lüks içinde yaşarken bu millet pazarda artıkları topluyorsa artık yeter. Birileri üçer beşer maaşla servetine servet katarken bu millet evladına harçlık veremiyorsa artık yeter. Birileri lüks makam odalarında ihale dağıtırken bu millet geçmediği köprünün parasını ödüyorsa artık yeter. Bu düzenin çarkları dönerken altta kalan hep milletin kendisi oldu ama şimdi o çarkları kırmanın zamanı geldi. Bugün burada sadece bir konuşma yapmadım, bugün burada bir hesap pusulası çıkarttım ve bu pusulanın hesabı bir gün mutlaka sorulacak. Biz, konuşup gidenlerden değil, konuşup değiştirenlerdeniz; bu ülke sahipsiz değil, bu millet yalnız değil" değerlendirmesinde bulundu.

Tezkere kabul edildi

TBMM Genel Kurulu'nda, 'Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine görüşmeler sürerken Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl, İsrail'in saldırganlığıyla başlayan ve derinleşen İran ile çatışmalı sürece yönelik Meclis Başkanlığı tezkeresini okuttu. Tezkere de şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olarak, İsrail’in uzun yıllardır sürdürdüğü hukuka aykırı, soykırımcı politikaların tüm dünyayı tehdit ettiğini hassasiyetle takip etmekteyiz. Gazze’de on binlerce masumun katledilmesine neden olan saldırıların ardından İran’a yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin bölgesel barışı topyekûn hedef alan bir çatışma stratejisi yürüttüğünü açıkça ortaya koymaktadır. On yıllardır devam eden işgal, sistematik baskı ve ayrımcılığa ek olarak artık soykırımla mücadele eden ve yardıma erişemediği için açlıkla sınanan Filistin halkı varoluş mücadelesi vermeye devam etmektedir. İsrail hükümeti ve ordusu, yardım sırasında bekleyen sivilleri ve çocukları hedef alarak insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde yer alan uygulamalarına ağır bir suç daha eklemiştir. Öte yandan İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi tırmandırmakta ve geniş çaplı savaş riskini beraberinde getirmektedir. Bu saldırı, uluslararası iş birliği ve nükleer müzakereler konusunda devam eden sürece karşı yapılmış provokatif ve tehditkâr bir adımdır. İşgalci İsrail’in bölgesel savaşın da faili olduğu açıkça görülmektedir."

Netanyahu hükümetinin çatışmayı yayma niyetinin yansımalarıdır

İsrail'in Filistin, Suriye, Lübnan ve Yemen'de sürdürdüğü saldırılara ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı tezkere de, "Netanyahu hükümetinin çatışmayı yayma niyetinin yansımalarıdır. Bu süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi, bölgemizdeki tüm masum halkların yanında, savaşın ve İsrail katliamlarının karşısındadır. Kuşkusuz, Netanyahu ve bazı hükümet üyeleri hakkında hem ülkesinde hem de uluslararası yargı organlarında devam eden hukuki süreçler, bu yönetimi soykırımcı olarak tescil edecektir. İsrail’in bu saldırganlığı ve uyguladığı devlet terörü İsrail’i ve ona destek veren emperyalist güçleri halklar nezdinde çoktan mahkum etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak; İsrail’in başta Gazze halkına karşı sürdürdüğü soykırım olmak üzere bölgesel barışı tehdit eden tüm eylemlerini ve son olarak İran’a yönelik saldırılarını en güçlü şekilde kınıyoruz. İsrail’in saldırganlığı karşısında sessiz kalan tüm uluslararası kurumları ve hükümetleri uluslararası hukuk ve diplomasi temelinde sorumluluk almaya çağırıyoruz. Bilinmesini isteriz ki; barışı önceleyen ve insan hayatını esas alan bir anlayışla, bölgede kalıcı bir çözümün tesisi için girişimlerimizi sürdüreceğiz. Bu çerçevede, uluslararası toplumdan da İsrail’in durdurulması için kararlı ve ilkeli bir duruş sergilemesini bekliyoruz. Bölgede adil, kalıcı ve hakkaniyete dayalı bir barışın tesisi için gösterdiğimiz diplomatik çabaların arkasında durduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz" denildi.

Genel Kurul, Başkanlık tezkeresinin kabul edilmesinin ardından 'Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 3'ncü maddesi üzerine görüşmeler sürüyor.