- Gündem
- 28.06.2025 00:49
Özel Eğitim Uzmanı Dr. Deniz Tirit Karaca, geç konuşmaya başlayan çocuklara ve tedavisine ilişkin bilgiler verdi. Karaca, “Çocuklarda konuşma bozuklukları kişiliği olumsuz etkileyebiliyor” dedi
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Çocuğunuz yaşı geçmesine rağmen hala konuşmuyorsa ve ihtiyaçlarını konuşamadan halletme çabası içindeyse konuşma geriliği ile karşı karşıya olabilirsiniz. Bu durumda yapılması gereken çocuğu konuşmaya zorlamak ve baskı uygulamak olmamalıdır. Peki, geç konuşma vakasıyla karşılaşan ebeveynin tavrı nasıl olmalıdır? Çocuklarda konuşma geriliğini gidermek ve gelişimini hızlandırmak için yapılabilecek egzersizler nelerdir? Özel Eğitim Uzmanı Dr. Deniz Tirit Karaca, sizler için yanıtladı.
Dille ilgili bazı kuralların olduğunu ve dilin aslında bir etkileşim - iletişim aracı olduğunu kaydeden Karaca, “Çocuk doğduğu andan itibaren annesiyle iletişimde olur. Çok zayıf ve cılız ağlayan çocuklar konuşmada geç kalır. Dil bilimcilerin açıklamasına göre dil doğuştan gelen bir yetenek. Kuşlar nasıl uçarsa insanlar da konuşur. Dilin çabuk gelişmesi için etkileşim ve etraftan uyarılar alması önemli. Fakat bazı dil bilimcilerine göre de çocuklar önce dinler, anlar içsel olarak kavramları geliştirir sonra bunu dile döker. Dil ne kadar zenginse insan o kadar zekidir. Dil bir değerdir” dedi.
İLK SÖZCÜKLER 8. AYDA
Konuşmanın bir olgunluk gerektirdiğini söyleyen Karaca, “Çocuk önce sesler çıkarır. Özellikle B ve D kolay çıkar. 8 aydan itibaren ilk sözcükler çıkıyor. İşitemeyen çocuklar düzgün konuşamaz. Çocuk 15 aylıkken 15 sözcük çıkarabilir. Sonra 18 aylıkken uzun cümle kuramaz ama üçlü cümle kurabilir. Konuşma kusurları da bu ara ortaya çıkar. Artikülasyon bozukluğu gibi. Ama 2,5 yaşındaki çocuk hiç konuşmuyorsa bu konuşma bozukluğudur. 4 yaşına kadar konuşma artarak devam eder. 4 ve 6 yaş arası sosyalleşmeye bağlı olarak çocuğun dil gelişimi çok hızlanır” diye aktardı. Oyunların ve aile etkileşiminin çok önemsenmesi gerektiğini vurgulayan Karaca, şöyle ekledi: “Uyarıcı zenginliği, oyunlar çok önemli. Aile bu konuda çocuğu teşvik etmeli. Özellikle yurtdışında yaşayan aileler ikinci dili öğretmeyi çok sorarlar. Önce 2,5 yaşına kadar ana dilde iletişim kurmak, ikinci dili sadece dinletmek ve sonra ikinci dili ön plana çıkarmak daha doğru. Diller arasındaki gramer farkını çocuk 5 yaşında kavrayabilir. Örneğin; kendi çocuklarımla Türkçe konuştum. Büyük oğlum geç konuştuğu için konuşma terapisti oldum. Türkçe konuştuktan sonra her pazar bir saat aynı hikayeyi İngilizce olarak dinlettim. Dinletmeye başlamadan önce o hikayeyi Türkçe de anlattım. Çok kolay dil öğrendiler böylece. Dil 6 yaşına kadar temelleri atılırsa çok daha kolay öğrenilir.”
ŞİDDET KONUŞMAYI GECİKTİRİYOR
“2,5 yaşındaki bir çocuk akranları gibi konuşamazsa geç konuşma diyebiliriz” şeklinde ifadelere yer veren Dr. Deniz Tirit Karaca, şöyle devam etti: “Veya konuşmanın akışında bozukluk olabilir. Kekemelik gibi. Çocuk dil kaslarını çok kolay kullanamadığında kararsız kalıyor, akış bozuluyor. Aile içi şiddet, travma konuşmayı geciktirir. Aşırı uyarı almayan çocuklar geç konuşur. Bir kavramı oturtabilmek için çocuğun en az 20 defa duyması lazım. Artikülasyon bozukluğu fiziksel gelişime bağlı olarak gelişir. B ve D harfi 0-6 yaşta düzgün çıkarken 6 yaşına kadar R sesini çıkarmakta zorlanır. S ve Ş'nin karışık kullanılması gibi. Bunlar çocukların ağız kaslarını düzgün kullanamaması veya geniz eti fiziksel kusurlardan olabiliyor.” Çocuğun bir iki adım atınca bir iki cümle de söyleyebildiğini aktaran Karaca, “Konuşma sorunlarının 5 yaşına kadar düzeltilmemesi sonrasında daha zor olur. Buna R harfini söyleyemeyenler de dahil. R'leri söyleyemeyen çocuklara aileler bol bol egzersiz yaptırmalı. Kelimeleri karıştırma çocuklarda öğrenme güçlüğüne neden olur. K, T harfini karıştıranda geniz eti problemi vardır, doktora götürmek gerekir. Dil gelişiminin geri olması çocuklarda çekingenliğe neden olur. Çocuk eşkenar dörtgen çizdiği zaman okul olgunluğuna gelmiştir, 5 yaşında ise üçgen çizer” cümlelerine yer verdi.
Bu kişilerle okul arkadaşlarının da alay edebileceğini ve öğretmenlere böyle bir davranış karşısında büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Karaca, “Çünkü farklı konuşma karşısında nasıl tepki vereceklerini çocuklar bilemeyebiliyor. Öğretmen bu durumu fark ettiğinde sınıfa konuşma yapmalı. Bu konuşma o kişinin olmadığı bir zamanda yapılmalı. Sınıfa, farklı özelliklerde olan çocuklara nasıl davranmaları gerektiğini anlatmalı. Onunla alay edilecek bir durumun olmadığı, konuşmanın şeklinden çok ne söylediğine odaklanması gerektiği konusunda telkinlerde bulunmalı. Bu durumun geçici bir özellik olduğu ifade edilmeli. Ve öğrenci kesinlikle öğretmen tarafından yardıma yönlendirilmeli” dedi.
İYİLEŞME SÜRESİ UZUYOR
Tedavide erken müdahalenin önemli olduğunun altını çizen Karaca, 5 yaşından önce başlanan tedavinin hiçbir şekilde çocuğun geleceğine yansımayacağını hatırlattı ve şöyle ekledi: “Tedavide ne kadar geç kalınırsa iyileşme süreci de o kadar uzuyor. Aksi durumda tedavi edilmeyen konuşma bozuklukları kişiliği olumsuz etkileyebiliyor. Bu rahatsızlığın tedavisinde kesinlikle çok yönlü bir yaklaşım söz konusu olmalı. Bu yüzden tedavide biz nörolojik, psikiyatrik ve psikoloji disiplinlerini bir arada kullanıyor, tetkiklerimizi bu bağlamda yapıyoruz.”