- Gündem
- 18.05.2025 12:35
19 Nisan Cuma günü 40 yaşına girecek olan ve yüzde 96 oranında özür raporu bulunan Gülcan İbiş’in tek isteği doğum gününde sağlam bir tekerlekli sandalyeye kavuşmak
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
34 yıldır kardeşi için adanmış bir yaşam. Hangimiz bir insan için hayatımızı feda edebiliriz ki? 52 yaşındaki Şenay İbiş tüm hayatını kardeşi Gülcan’a adayarak hiç evlenmedi. İki kardeşin zorluklarla dolu yaşamında şimdilerde tek bir istekleri var. Yeni ve sağlam bir akülü engelli aracı. Abla İbiş, kardeşinin yüzde 96 engelli raporu bulunmasına rağmen neden araç temin edemediklerini gazetemize anlattı. Abla Şenay İbiş, kardeşinin 2 yaşındayken yuttuğu bir boncuk yüzünden engelli kaldığını belirterek şunları söyledi: “Kardeşim 2 yaşındayken bir boncuk yutarak boğazı tıkandı. Bunu o anlarda hiçbirimiz fark edemedik ve yavaş yavaş morarmaya başladığı için doktora götürdük. Doktorlar da durumu fark etmedi ve kardeşimin kızamık çıkardığını zannederek bir iğne vurdular. Aradan geçen saatler sonunda hiçbir düzelme olmayınca bir komşumuz kardeşimin bir şey yutmuş olabileceğini düşünerek kendisini ayaklarından tutup ters çevirdi ve boğazındaki boncuk çıkıverdi. Fakat saatler boyunca beyine oksijen gitmemesi sebebiyle yüzde 96 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı özrü ve yüzde 90 oranında ağır zeka geriliği, ağır zihinsel ve ruhsal davranış bozuklukları ile ağır paraperezi yani belden aşağısını hareket ettirememe sorunları ile yaşamını sürdürmek durumunda kaldı.”
“ŞOFÖRLER DUYARLI DEĞİL”
Kardeşi Gülcan’ın 19 Nisan Cuma günü doğum günü olduğunu ve 40 yaşına gireceğini de ifade eden Şenay İbiş, “5 yıl önce annemiz vefat etti. 6 yaşından beri kardeşim Gülcan ile ben ilgileniyorum çünkü bana çok düşkün. Ben de ona çok düşkünüm. Kendisi sadece yemek yiyebiliyor. Diğer ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Ben kardeşimi bırakmayı hiçbir zaman düşünmedim ve bu yüzden de evlenmedim. Kardeşimi çok seviyorum ve iyi ki var. Onun iyi standartlarda yaşamını devam ettirmesini istiyorum. Kardeşimin durumundan dolayı altı bezlenmek zorunda ve buna harcanan para da bir hayli çok. Annemizden kalan parayı tüm ihtiyaçlarımıza yetirmek zorunda olduğum için kendisine yeni bir araç alamıyorum. Verilen özür raporunda ‘aracı kullanabilir’ ifadesinin olması gerekiyor. Ama kardeşim kendi başına araç kullanamaz. Bu sebeple devletten araç alamıyoruz. Kullandığımız tekerlekli sandalye artık hurdaya döndü. Tekerlekleri patladığı ve aküsü de bittiği için pek kullanılacak durumda değil. Bu sebeple de 2 kez sandalyeden düştü. Benim kimseden maddi bir beklentim yok. Tek isteğimiz sağlam bir akülü aracının olması ve onunla birlikte rahatça dışarı çıkabilmesini sağlamak” diye konuştu. Abla İbiş ayrıca, evlerine en yakın otobüs hattının 46 numaralı otobüs olduğunu da söyleyerek “Belediye otobüslerinde şoförler engelli rampalarını açma konusunda hiç duyarlı ve hassas davranmıyor, engellilere verilen öncelik tamamen sözde bir hikaye” dedi.
TEK DİŞİ İLE YEMEK YİYOR
Abla İbiş, 40 yıl içerisinde çok fazla zorluk yaşadıklarını, 4 buçuk yıl içinde 2 kere evlerinin yandığını fakat bunlardan en kötüsünün bir dişçi tarafından kardeşinin 24 dişinin birden çekilmesi olduğunu ise şu sözlerle anlattı: “Kardeşimin çürük dişleri henüz 23 yaşındayken bir doktor tarafından 6 defa anestezi yapılarak çekildi. Sağlam dişleri de dahil olmak üzere tam 24 tane dişini leke var diyerek çekti. Dünyanın hiçbir yerinde bir hastaya 6 kez üst üste anestezi yapılamaz. Son kalan bir tane dişini de doktor ile kavga ederek zorla bıraktırdım. Şimdi o tek dişi ile az da olsa bir şeyleri ısırabiliyor.”
MEDİKALCİ DOLANDIRDI!
2015 yılında Kura-Med isimli medikalden kardeşine akülü araç almak isteyen Şenay İbiş, medikalci tarafından bu sandalyeyi alması konusunda ısrar edildiğini ve birinci el akülü sandalye denilerek kandırıldığını iddia etti. İbiş, şöyle konuştu: “Bize 2 bin 500 liraya ikinci el bir sandalye sattılar. Bunu sonradan aracın ikide bir bozulmasıyla fark ettik. Araç bozulunca içinde olması gereken garanti belgesinin bulunmadığını ve ısrarla neden bu ürünün satılmaya çalışıldığını anladık. Şikayetçi olmak için polise gittik fakat bu konu ile valiliğin ilgilendiğini söyleyerek bizi oraya gönderdiler ama hiçbir sonuç elde edemedik.”