Sayfa Yükleniyor...
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Mustafa Oktay Tarhan, üniversitelerde eğitimin giderek birbirlerine benzediğini ve bu tekdüzeliğin ancak ihtisaslaşmış temalı üniversitelerle kırılabileceğini söyledi
NİLGÜN TAZE / ÖZEL HABER
İzmir Sağlık Üniversitesi (İSÜ) ve İzmir Dokuz Eylül Sağlık Üniversitesi (İZDESÜ) isimlerinde ihtisaslaşmış üniversiteler kurulması önerisinde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Oktay Tarhan, Türkiyede başta devlet üniversiteleri olmak üzere üniversitelerde en büyük sorunlarından birinin eğitim-öğretim programları, öğretim üyesi, öğrenci profilleri ve yönetimleri bakımından giderek birbirlerine benzemesi olduğunu açıkladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Oktay Tarhan, İzmirde kurulacak birkaç konuda ihtisaslaşmış, temalı bir üniversitenin hem kente, hem de ülkemize önemli katkıları olacaktır. Çünkü kentin nüfus yapısı ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, ihtisaslaşmış temalı bir üniversiteyi kaldırabilecek, bu nitelikteki bir üniversiteye katkıda bulunabilecek ve daha da önemlisi böyle bir üniversiteye ihtiyaç duyar niteliktedir dedi.
KISIR DÖNGÜ
Giderek birbirine benzeyen üniversitelerin yönetim kadrolarının da, uzun vadeli planlamalar ile üniversiteyi yönetmek ve geliştirmek yerine, o sıradaki istek ve arzuları doğrultusunda, günü kurtarmaya dönük, kısa vadeli plan ve projeler üretmekte olduğunu açıklayan Tarhan, Devlet devamlılığından çok, günün konjonktürüne uygun çözümler geliştirmekte, yönetim bakımından atalete sürüklenmektedirler. Mevcut üniversitelerimizin çoğunda, üniversite-sanayi işbirliği, Ar-Ge çalışmaları, bilgi ve iletişim teknolojileri, yaşam bilimleri gibi güncel ve önemli konulara odaklanmakta sıkıntı yaşanmaktadır. Yönetim kadrolarının ve akademik kadroların enerjilerinin yanı sıra, bütçenin de önemli bir kısmı, kısır döngülerin içinde kaybedilmektedir açıklamasını yaptı.
KALİTE TERCİHİ
Öğrenci penceresinden bakıldığında ihtisaslaşmış temalı üniversitelerin vaat ettiği eğitim ve öğretim kalitesinin tercih edilebilir hale gelmekte olduğunu açıklayan Tarhan, şunları söyledi: Dolayısıyla, ülkemizin yetişmiş insan gücüne verdiği katkı geometrik olarak artmaktadır. Dokuz Eylül Üniversitesi açısından durum değerlendirildiğinde, 12 değişik yerleşim biriminde toplamda 17 alanda- (Alsancak, Balçova, Buca, Karabağlar, Narlıdere, Torbalı, İnciraltı, Urla, Seferihisar, Foça, Bergama, Selçuk) fakülte ve yüksekokullara sahiptir. Bu yerleşim birimlerinde 15 fakülte, 4 yüksekokul, 6 meslek yüksekokulu, 1 konservatuvar, 10 enstitü ve 58 uygulama ve araştırma merkezi yer almaktadır. Bu fakültelerin 4ü, yüksekokulların 3ü, enstitülerin 4ü sağlık-sanat yerleşkesindedir.
70 BİN ÖĞRENCİ EĞİTİMDE
Mevcut yapıda DEÜ bünyesinde çeşitli kadrolarda yaklaşık 3 bin akademik personel ve yaklaşık 3 bin idari personel istihdam edilmekte olduğunu açıklayan Tarhan, şu ifadeleri kullandı: Bu 3 bin akademik personelin yaklaşık yüzde 40ı, 3 bin idari personelin yaklaşık yüzde 50si, sağlık-sanat yerleşkesinde görev yapmaktadır. DEÜde halen yaklaşık 70 bin öğrenci eğitim-öğretim görmektedir. Öğrenci sayısı yeni eğitim-öğretim yılında 80 bini geçecektir. DEÜnin şu andaki yaklaşık bir milyar TLsi merkezi ve özel bütçe toplamının önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık toplam 5 milyar TLsine çıkması bekleniyor. Üniversite-sanayi işbirliği açısından Dokuz Eylül Teknoparkı (DEPARK) ve Dokuz Eylül Teknoloji Transfer Ofisi (DETTO) kuruldu. DEPARKın Tınaztepe yerleşkesindeki birimleri çok amaçlı, sağlık yerleşkesindeki birimleri ise sağlık amaçlı olarak kullanılmaktadır.
01.07.2017 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 7nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine eklenen Yüksek Öğretim Kurulunun Yükseköğretim kurumlarının ihtisaslaşmasına yönelik çalışmalar yapmak ve bu konuda karar vermek düzenlemesi ile bu tekdüzeliğin aşılma yoluna gidiliyor.
Haber Merkezi