Sayfa Yükleniyor...
Teknoloji; hayatımızı kolaylaştırırken bir o kadar da zorlaştırıyor. Günümüzün olmazsa olmazı teknolojik cihazlar ailelerin en büyük sınavı. Psikolog Macit bu konuda ailelere önemli bilgiler verdi
YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER
Günümüzde telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve televizyonlar, yetişkinlerin ve çocukların hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Aileler çocuklarını oyalamak adına ellerine telefon, tablet veriyor ve bunu yapmaları çocuklarına iyilikten ziyade onların beyin gelişimi konusunda kötülük oluyor. Bu sebeple çocuklar her zamankinden daha fazla ekrana maruz kalıyor. Çocukların teknolojiyle bu kadar iç içe olmasının olumlu yanları olduğu kadar bir de olumsuz yanları var. Dijital cihazlarla erken yaşta karşılaşmaları ve fazla vakit geçirmeleri, bilişsel yeteneklerini gözle görülür biçimde azaltmakta. Uzman Psikolog Aslı Macit, aileleri uyararak ekran kullanımı çocukları arkadaşları ve aileleriyle etkileşime girmeleri konusunda kısıtladığını, çocukların yüz yüze iletişim becerileri kazanmasını sınırladığını vurgulayarak, “Çocuklar; sorunlarla baş etmeyi öğrenemiyor, yalnızlaşıyor ve sosyal bağları zayıflıyor” diye konuştu.
Teknolojinin hayatımızda bilinçsizce yer almasında ebeveynlerin çocuk yetiştirmesinde yaşayacağı olumsuz sonuçlara ilişin konuşan Macit, “Teknolojinin hızla ilerlediği bu dönemde eğitim eşitliği, etkileşim, gelişim için teknoloji olmazsa olmazdır. Çocuk kaçınılmaz şekilde teknoloji ile iç içe olacaktır. Hatta bazı durumlarda güzel içerikler çocukların gelişimini destekler. Bu durumda bizim amacımız da ekransız bir yaşam olmamalıdır. Bilinçli ve yeterli kullanım hedeflenmelidir. Ekranların olumlu özelliklerini kullanmayı önemsemekle birlikte aşırı ve bilinçsiz teknoloji çocuklar için bazı olumsuz sonuçlara yol açabiliyor” dedi. Bebeklikten, çocukluk dönemine kadar çocuğun gelişimi hakkında bilgi veren Macit, “0-6 yaş beyin gelişiminin yüzde 70’ini tamamlıyor. El-göz koordinasyonu, algı, dikkat, hafıza, dil işlevleri, mantıklı düşünme ve hayal gücü gelişimi bu yaş döneminde oldukça yoğun şekilde gelişiyor. Çocukların özelikle 0-6 yaş arasında gereğinden fazla ekrana maruz kalması onların fiziksel ve zihinsel gelişimini etkiliyor. Bu etkileri fiziksel, bilişsel ve sosyal gelişim kategoride değerlendirirsek; öncelikle ekranlar, çocukların doğasına uygun olmayan şekilde hareketsiz kalmalarına neden oluyor. Bu da obezite, diyabet ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. 5 yaşında bir çocuğun hafta sonları TV izlenme süresine eklenen her saatin, yetişkin dönemde obezite riskini yüzde 7 oranında arttırdığı bir araştırma sonucu olarak da biliyoruz. Özellikle yemek yerken çizgi film, video açılması bilinçsiz yemeğe neden oluyor. Çocuk doyduğunu anlayamayarak büyüyor ve aşırı yeme kaçınılmaz oluyor. Ayrıca hareketsiz kalmak kas-iskelet sisteminin gelişimi olumsuz etkiliyor. Ebeveynlerin en zorlandığı yaş dönemlerinden biri olan 3 yaş, insan türünün hayatı boyunca en hareketli olduğu yaşıdır. Bu dönemde kaba motor gelişimini sürdürür. Çocuk yürümede, koşmada ustalaşmaya başlar ve çift ayak zıplamayı öğrenir. Sürekli zıplayarak hem eklemlerinin gelişmesini sağlar hem de boy uzaması desteklenir. Bu dönemde uzun süreler hareketsiz kalan çocuk iskelet ve kaslarını yeterince geliştiremez. Denge sorunları yaşanabilir ve bedenini tanıması zorlaşır. Çocuk hareket eder, oyun oynar buna müsaade etmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Çocukların teknolojik cihazlarla olması gerekenden fazla zaman geçirmesinin olumsuz yanlarına değinen Macit, ekrana uzun süre maruz kalan çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerini tamamlayamadıklarını vurgulayarak şu sözleri söyledi: “Ekrana fazla maruziyet, çocukların dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve uyku problemleri gibi davranış sorunlarına da neden olabiliyor. Ekranlar normal yaşamdan daha hızlı akan bir dünyadır. Reklamlar, müzikler, renkler normalin dışında zengin ve değişkendir. Bunu takip etmeye çalışan küçük çocuk zihni dağılır, odaklanamaz ve odaklanmayı öğrenemez. Sürekli akan, sürekli hareket eden kaynaklar arar bu da dikkat ve hiperaktivite sorunları yaratabilir. Ayrıca gün içinde veya uyumadan önce teknolojik cihaz kullanımı uykuya dalma süresini, kaliteli ve derin uykuyu ve zamanında uyanmayı olumsuz etkilemektedir. Uyumadan önce ekrana maruz kalan çocuklar huzursuz ve uykulu olmaktadır. Ekrana uzun süre maruz kalma çocuklarda aynı zamanda sosyal ve duygusal gelişimini de olumsuz etkiliyor. Fazla ekran kullanımı çocukları arkadaşları ve aileleriyle etkileşime girmelerini kısıtlıyor, çocukların yüz yüze iletişim becerileri kazanmasını sınırlıyor ve sorunlarla baş etmeyi öğrenmelerini engelliyor. Çocuklar yalnızlaşıyor ve sosyal bağlarını zayıflıyor. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Pediatri Akademisi (AAP)e göre 1,5-2 yaşa kadar ekran kullanımının hiç olmaması önerilirken, 2 yaştan sonra 15 dk-1 saat arasında kontrollü ve etkileşimli tablet telefon televizyon kullanımı olabilir. 6 yaş ve üzeri çocuklar için ise günlük ekran süresi 2 saatle sınırlandırılmalıdır. Bu çerçevede ekran ve teknoloji kullanımının engellenemez bir zararı yoktur.”
MACİT’TEN EBEVYNLERE ÖNERİ…
Psikolog Macit, çocukları aşırı ekran kullanımından korumak için ebeveynlere önerilerde bulundu: “Çocuğunuzun 2 yaş öncesinde mümkün olduğunca yüz yüze oyunlar oynamasını sağlayın. Yaşına uygun sakin ve görece yavaş geçişli videolar tercih edin. Çocuğunuz video izlerken onunla etkileşim içinde olun, sorular sorun. Pasif kalmasın. Çocuklarınızın ekran karşısında geçirdikleri zamanı en küçük yaştan itibaren takip edin. Ama katı bir tutumda olmayın. Teknoloji değil teknolojinin sağlıksız kullanımı zarar verir. Çocuklarınızı fiziksel aktivitelere teşvik edin. Yemek masasında ekran kullanmayın. Çocuklarınızın izledikleri içerikleri kontrol edin. Özellikle korkutucu ve pornografik içeriklerden koruyun. Engellenemez bir ekran kullanımı varsa profesyonel yardım alın. Ebeveynlerin gerekli önlemleri alarak, çocuklarının ekran bağımlılığından korunmalarını mümkündür.”
Haber Merkezi