- Gündem
- 18.05.2025 18:28
Psikolog Mine Ağır, bilgisayar, iPad ve cep telefonu kullanan çocukların insanlar tarafından zeki olarak değerlendirildiğini ancak çocukların tam aksine beyin gelişimlerini tamamlayamadıklarını vurguladı
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Cep telefon, bilgisayar, iPad gibi teknolojik cihazların hayatımızda çok yer kapladığı günümüz gerçeği. Bu teknolojik cihazların günlük yaşantımızı kolaylaştırdığı doğru ancak bunların aşırı ve kontrolsüz kullanımı da teknoloji bağımlılığına yol açıyor. Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, ailelere uyarıda bulunarak “Ebeveynler çocuklarına küçük yaşlardan itibaren tablet ve telefon kullandırdıkları için beyin gelişimi tamamlanamıyor ve çocukların sosyal ortama uyum sağlamalarında sorunlar medyana gelebiliyor” dedi. Ağır, özellikle teknolojinin içinde doğan çocukların gerçek hayatta sosyalleşmeyi öğrenemeden sanal âlemde, sosyal paylaşım sitelerinde, oyun konsollarında sosyalleşmeyi öğrenmeye çalıştıklarına dikkat çekerek, “1 yaşındaki çocuğun konuşmayı öğrenmeden elektronik aletlerle tanıştığını görüyoruz. Birçok çocuk 3 ile 5 yaş aralığında motor becerilerini sağlıklı bir şekilde geliştirmek için kalem kullanır ve farklı figürleri çizmeye çalışırken, internet ile zaman geçiren çocuklar, hiçbir şekilde anlaşılır ve mantıklı figürler oluşturamıyorlar” değerlendirmesini yaptı.
“OLAYIN TRAJİKOMİK YANIDIR”
Sosyalleşme aracı olarak teknolojik aletlerin kullanılmasının küçük yaştaki çocukların gelişimini olumsuz etkilediğini vurgulayan Ağır, “Teknolojik aletlerin küçük yaştaki çocuklar tarafından kullanımının zekâ göstergesi olarak değerlendirilmesi olayın trajikomik yanıdır. Aslında bu durum daha küçük yaşta bağımlı olma tohumlarının atıldığı ve bunun büyük bir riski de beraberinde getirdiğini bizlere gösteriyor” diye konuştu. Günümüzde bazı anne ve babaların teknolojik aletleri çocukların bakıcısı gibi kullandıklarını anlatan Ağır, şöyle devam etti: “AVM’lerde, kafe ve restoranlarda mama sandalyesine oturtulan çocukların eline cep telefonu, iPad verip çocuğun yemek yemesini sağlayan ya da arkadaşlarıyla, dostlarıyla rahatça konuşabilmek için teknolojik aletleri ‘tekno emzik’ niyetine çocukların kullanımına açarak o anda susmasını sağlayan ebeveynler çocukların bağımlılıklarının altyapılarını oluşturuyorlar. Teknolojik aletler çocuğun hayatını olumsuz etkileyerek çocuğu esir almaya başladığı anda da bu çocukları bizlere getirerek çocukların neden böyle olduğunu, teknolojik aletleri elinden alamadıklarını, ne yapacaklarını bizlere soruyorlar.”
“ÇOK FAZLA GÖREV DÜŞÜYOR”
“Düşünün ki çocuğunuz sanal ortamda hazzı, mutluluğu, heyecanı, eğlenceyi yaşıyor ve orada bunları paylaştığı arkadaşları var” diyerek sözlerine devam eden Ağır, “Aslında teknolojik aletleri kullanan çocuğun yaşadıkları ve hissettikleri tam da bu. Bu noktada anne ve babalara çok fazla görev düşüyor. Çocuğa bu duygu ve düşünceleri yaşatacak ortamlar yaratmadığınız sürece bunun üstesinden gelmek çok zor. Bunun beraberinde teknoloji bağımlılığını önlemek için atılması gereken iki önemli adım var. Birincisi, çocuklara ve anne-babalara teknolojinin ve internetin sağlıklı, doğru olarak kullanılmasını sağlayacak yeterli bilgiyi vermek ve onları bilinçlendirmektir. İkincisi, teknoloji ve internet kullanımına bağlı risk faktörlerini ortadan kaldırmaktır. Bu da çocuklara gerçek hayatta yaşam alanı sağlamaktan geçiyor” cümlelerine yer verdi.
NELER YAPABİLİRİZ?
Çözüm önerilerinde bulunan Ağır, şunları sıraladı: “Çocuklarınızın arkadaşları ile görüşmelerini sağlayın. Onları bir araya getirecek aktiviteler planlayın ve kendi akranlarıyla sosyalleşmelerini sağlayın. İlgi ve yetenek alanlarına uygun spor dallarına, sosyal-kültürel aktivitelere yönlendirin. Teknolojik alet kullanımı ile ilgili sınırlar getirin. Günlük internet kullanım saatlerini değiştirin. Çocuğunuzun bilgisayar kullanımını kontrol edin. Güvenli internet uygulamalarının bilgisayarlarda olmasına önem verin. Çocuğunuz uzun süreli bilgisayar kullanıyorsa ve bunu hâla engelleyemiyorsanız mutlaka uzman desteği alın. Unutmayın sıfır teknoloji değil, sınırsız teknoloji değil, yeterince teknoloji.”