- Gündem
- 19.04.2025 20:59
Türkiye çapında üç kategoride takımlarına şampiyonluk getiren deneyimli basketbol antrenörü Mete Babaoğlu, basketbol camiasına yönelik analizlerini gazetemiz aracılığıyla dile getirdi. Babaoğlu, “Basketbolda Avrupa şampiyonluğu uzak değil” dedi
BURCU YANAR/RÖPORTAJ
Spor camiası tarafından oldukça bilinen ve birçok basketbol kulübüne antrenörlük yaparak şampiyonluk kazanmalarına vesile olan antrenör Mete Babaoğlu, hem kendi basketbol serüveninden hem de günümüzdeki takımların basketbol serüvenlerinden bahsederek “Teksüt Bandırma birkaç sene boyunca oyuncu kadrosunu korumayı başarabilirse şampiyonluğu kazanabilir. Diğer takımların oyuncu konusunda Teksüt Bandırma’yı örnek almaları gerekiyor” ifadelerine yer vererek, basketbolda Avrupa şampiyonluğunun hayal olmadığını dile getirdi. Mete Babaoğlu gazetemizin spor yazarı Hüseyin Demir ile basketbola dair diğer görüşlerini paylaştı.
Basketbola ilgisi olanlar sizi tanıyor fakat sporla pek ilgisi bulunmayanlar adına sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Mete Babaoğlu. Antrenörlüğe 1976 yılında başladım. O zamanlar Karadeniz Ereğli Türk Eğitim Derneği Kolejinde beden eğitimi öğretmeni olarak başlamıştım bu işe. İlkokullardan bir takım kurdum ve o takımdan A Milli Takıma bir oyuncu çıktı. Bu oyuncu Yalçın Küçüközkan’dır. Orada dört buçuk yıl çalıştıktan sonra teklifler gelmeye başlamıştı. Karşıyaka Spor Kulübü’nde de böyle bir açık olduğunu duymuştum ve sonrasında Karşıyaka genç takımına geldim. 1982’den 1988’e kadar her kademede çalıştım. Orada çalıştığım yıllar içinde 2 kere yıldızlarda 1 kere küçüklerde, 1 kere de gençlerde olmak üzere 4 tane Türkiye şampiyonluğumuz var. 1988 yılında TOFAŞ A Takımı’ndan bir asistan koçluk teklifi alarak oraya gittim. 6 ay sonra koçun görevden ayrılmasından sonra bu görevi bana verdiler. A takımı antrenörlük serüvenim de bu şekilde başladı. 1988’den bu yıla kadar 10 tane Süper Lig’de farklı takım çalıştırdım. 4 kez İkinci Lig’de çalıştım. Bu İkinci Lig takımlarının da üçü Birinci Lig’e yükseldi. Türkiye çapında üç kategoride de şampiyonluğu olan piyasadaki tek antrenör benim.
Türkiye’deki kulüplerin alt yapıları tekrardan bir ivme kazanabilir mi sizce?
Tabi ki kazanabilir. Bunun en güzel örneğini Teksüt Bandırma yapıyor şu an. Dışarıdan transfer ettiği hiçbir oyuncu yok. Şu anda takımlar zaten 5 yabancı oyuncuyla sahaya çıkmak zorunda. 5 yabancı oyuncuyu düzgün seçen geri kalan 7 tane kendi alt yapısından yetiştirdiği oyuncu ile şampiyon olabilir. Teksüt Bandırma kadrosunu birkaç sene korumayı başarırsa yapamayacağı bir şey değil. Diğer takımların Teksüt Bandırma’yı örnek almaları gerekiyor.
Karşıyaka’yı nasıl değerlendiriyorsunuz, şampiyonluğa oynayan bir takım olabilir mi?
Burada kulüp başkanı Turgay Büyükkarcı’nın çok büyük bir enerjisi var. Ufuk Sarıca gibi bir koçu ikna ederek getirmesi açıkçası onun başarısıdır. Ufuk da son jenerasyonun en iyi antrenörlerinden bir tanesidir. Hatta bana göre Türkiye’deki en iyi üç basketbol antrenöründen bir tanesi diyebilirim. Ufuk’u oyuncu olarak da Karşıyaka’ya ben transfer etmiştim. Daha sonra antrenör olarak çok güzel işler yaptı. Kulüp başkanının buradaki cesareti ve pozitif davranması kulübün önünü açtı. Dolayısıyla da başarı geliyor diye düşünüyorum. Avrupa kupası maçlarında da çok rahat Avrupa Şampiyonu olabileceğimizi düşünüyorum. Bütün bu organizasyonların içerisinde Türkiye’deki en iyi basketbol seyircisi de Karşıyaka’da bulunuyor. Karşıyaka Spor Kulübü 10 bin kişilik bir salon yapsa sezonun yarısında bu 10 bin kişiyi doldurur. Elimizde bulunan salon artık yetmemeye başlıyor. Karşıyaka’nın bu kültürü çok öncesine dayanıyor. Bu sene hem ligde hem Avrupa kupasında şampiyonluk gelirse benim için hiç sürpriz olmaz.
Günümüzde alt yapı takımları çözüm odaklı mı sizce?
Şu anda Türkiye’deki basketbol yapıları bir organizasyon içinde gitmiyor. Belirli bir organizasyon içerisinde gitmeye çalışan birkaç takım var. Herkes iyi niyetle emek sarf ediyor ama bu harcanan emeğe göre çıkan sonuç bana göre yeterli değil. Bugün baktığınız zaman yeterli donanım ile oynayan oyuncu sayısı az. Üç dört kulübün dışında milli takıma oyuncu verebilen kulüp sayısı yok denecek kadar az. Basketbol okullarının bu kadar yoğun olduğu ve yatırım yapıldığı bir ortamda yetişen oyuncu sayısı az bunun da en büyük nedenlerinden birisi oyuncu belirli bir noktaya geldikten sonra gideceği takımı iyi seçmesi lazım. Önünün kapalı olduğu kulüpleri cazip bularak körelmiş çok fazla oyuncu var Türkiye’de. Türk sporcusu doğru yönlendirildiği zaman çok yetenekli.
Türkiye ligi üzerinden konuşursak oyun felsefesini beğendiğiniz bir takım var mı?
Teksüt Bandırma iyi gidiyor. Zaman içerisinde taşlar yerine oturdukça daha da iyi olacaktır. TOFAŞ da iyi gidiyor. Efes’i zaten saymıyorum. Karşıyaka ile beraber ligin zaten favorisi. Bahçeşehir, Telekom, Gaziantep’e bakarsak bana göre kapasitelerinin biraz aşağısında kaldı diyebilirim. Onun dışında orta grupta 6-7 tane birbirine denk takımlar var. Galatasaray, Darüşşafaka bunlardan bazıları. Genel olarak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum takımları etkiledi. Fakat federasyonun aldığı en olumlu kararlardan bir tanesi 5 yabancılı sisteme dönmek oldu. Zaman içerisinde 4 yabancılı sisteme de dönülebilir. Bir oyuncu bile pek çok açığı kapatabilir. Bu işe bir bütün olarak bakmak gerekiyor.