Sayfa Yükleniyor...
Tüketiciyi Koruma Derneği İzmir Şube Başkanı Cevdet Uçan, asgari ücretin belirlenme yöntemini eleştirerek “Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar” dedi
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun son toplantısının ardından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2020 yılı için geçerli olan asgari ücreti açıklamıştı. Bakan Selçuk, açıklamasında, asgari ücretin 2020 yılı için brüt 2 bin 943 lira, net 2 bin 324 lira olarak belirlendiğini, evli ve üç çocuklu bir işçi için de asgari ücretin 2 bin 479 lira 21 kuruş olduğunu söylemişti. Açıklamaların ardından pek çok sivil toplum kuruluşu tarafından tepki geldi. Tüketiciyi Koruma Derneği İzmir Şubesi de karar mercilerini eleştirenler arasında. Dernek Başkanı Cevdet Uçan, “Asgari ücreti belirleyenler biraz empati yapmalıydı” çıkışında bulundu. Kamuda çalışan bir memurun dahi asgari ücretliden en az iki katı maaş almasına rağmen sıkıntı çektiğini söyleyen Uçan, “Asgari ücretle çalışan birinin eline geçen miktar gerçekten insan onuruna yakışmayacak, emeğin karşılığı olmayacak kadar düşük. Asgari ücreti belirleyen komisyondakilerin hakkaniyet ve adaletle bu olaya insani ve vicdani bakması gerekiyordu” dedi.
“MİLLİ GELİRDEN DÜŞEN PAYI VERİN”!
Asgari ücretin belirlenme yöntemini eleştiren Cevdet Uçan, öncelikle şu cümlelere yer verdi: “Ülkemizde resmi rakamlara göre yüzde 15’e dayanan işsizlik rakamı var, gençler arasındaki işsizlik oranı ise yüzde 27’lerde. Asgari ücret deniyor, asgari ne? ’Vatandaşın canı çıkmasın, bir lokma ekmek ve içecek, bir bardak suyla geçinsin’ diye adlandırılan saçma bir şeydir. Ne demek asgari ücret? Cebinde kimliği olan her vatandaşa milli gelirden düşen payı verin. Kişi başına düşen milli gelir 10 bin, 12 bin dolar civarıyken, şimdi 2019 yılının ikinci çeyreği itibariyle kişi başına düşen milli gelirimiz 8 bin 811 dolara düştü. Fert başına düşen milli hasılayı verin! Asgari ücret budur.”
“VATANDAŞIN PAYINI KİM ALIYOR?”
Bir işçinin asgari geçim tutarının ağır, hafif ve orta olarak sınıflandırılmasına da tepki gösteren Başkan Uçan, “Her yıl temcit pilavı gibi önümüze konuyor. Kimisi ağır işçi diyor, kimisi ise hafif işçi diyor, saçma saçma sınıflandırmalar yapılıyor. Cebinde hüviyeti olan her insanın ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Şimdiki sistem içerisinde artık bizi yönetenler vatandaşa ne verilirse ‘Allah razı olsun’ denmesini istiyor. ‘Resmen kaderine razı ol kardeşim’ diyorlar. İnsan derinlemesine düşündüğü zaman işimiz çok zor. Milli gelirden payını alamayan vatandaşın payını kim alıyor? Buna bakılmalıdır. Asgari ücretin, en az insanların masraflarını karşılayacak düzeyde olması gerekir” ifadelerini kullandı. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmalarını ve asgari ücreti değerlendiren Uçan, “Asgari ücreti belirleyenler biraz empati yapmalıydı. Belirlenen bu zam asgari ücretle çalışanın hayatına biraz da olsa katkı sağlamalıydı ve ekonomik verilerin olumsuz seyrettiği günümüzde komisyondan çıkan karar Türkiye şartları için yetersiz kalmamalıydı” dedi.
“ASGARİ ÜCRETLİ NE YAPSIN?”
Uçan, şöyle devam etti: “Bugün en ucuz ev kirasının 700 TL olduğu, aylık en az 400 TL yakıt giderinin olduğu, hepsinden önemlisi bir kilogram meyvenin 4 TL, 1 kilogram çayın 25 TL olduğu günümüz şartlarında asgari ücreti belirleyenler biraz empati yapmalıdırlar. Okul masrafları, yol, elektrik, su parası zaten asgari ücretin çok üzerine denk geliyor. Bunun yanında hastası, cenazesi, bayramı, kurbanı ve mecburi kıyafeti var. Kısaca eşi çalışmayan, evi kira, 2 çocuk okutup ve asgari ücretle yaşayan bir ailenin geçinmesi imkansızdır. Kamuda çalışan bir memur, asgari ücretlinin en az iki katı maaş alıyor ve memurun her daim dile getirerek geçim sıkıntısı çektiğini biliyoruz. Memurla, asgari ücret alan bir işçi, ev kirası, alışveriş yaptığı market, okul, yol masrafları ve yakıtta aynı şartlarda yaşıyorlar. Şimdi sormak gerekir; iki kat ve üstü maaş alan memurun aldığı para tatmin etmiyorken, aynı şartlarda yaşayan asgari ücretli ne yapsın?”
“ÜLKEMİZİN KANAYAN YARASIDIR”
Uçan, son olarak “Bir evin 200 bin lira olduğu günümüz şartlarında, hiçbir şey yiyip içmese dahi aldığı asgari ücretle hayatı boyunca ev ve araç sahibi olamayacak asgari ücretliler ülkemizin kanayan yarasıdır. Özellikle özel sektörde çalışan asgari ücretlilerin çalışma saatleri ve şartları çok ağırdır. Bu ağır çalışma şartlarında asgari ücret, işçinin kendisi ve ailesinin tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yaşam standartlarında olması gerekir. Asgari ücretle çalışan birinin eline geçen miktar gerçekten insan onuruna yakışmayacak, emeğin karşılığı olmayacak kadar düşük. Asgari ücreti belirleyen komisyondakilerin hakkaniyet ve adaletle bu olaya insani ve vicdani bakması gerekiyordu. Komisyonun, empati yaparak ‘bu ücretle geçinebilir miyim?’ diye düşünmesi gerekirdi” cümlelerini kullandı.
Haber Merkezi