Sayfa Yükleniyor...
Halkların Köprüsü Derneği, çeşitli ilçelerde geçici tarım işçisi olarak çalışan mülteci ailelere temiz içme suyu sağlama konusunda çalışmalar yapıyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Tarla kenarlarında kendi kurdukları çadır alanlarında ya da terk edilmiş baraka evlerde bebekleri, çocukları, hasta ve yaşlı insanları birlikte yaşam mücadelesi veren sığınmacılar, hiçbir hizmetten faydalanamıyor.
Tarım alanlarında ucuz işgücü olarak kullanılmak üzere Ege Bölgesine getirilen ve kötü koşullarda yaşayan mültecilerin en yaşamsal sorunlarından biri de temiz içme suyu ihtiyacı. Sığınmacılar, kuyulardan ya da tarla sulama kanallarından buldukları suları içerek çeşitli enfeksiyon hastalıklarına maruz kalıyorlar. Özellikle bebekler, çocuklar ve yaşlılar için bu tür mikrobik hastalıklar ölümcül olabiliyor.
BİLGİ VERİP BROŞÜR DAĞITTILAR
Halkların Köprüsü Derneği gönüllüleri, MedVint isimli gönüllü kuruluşun temin ettiği su filtrelerini dağıtmak üzere Foçaya gitti. Gerenköyden başlamak üzere Bağarasına kadar mülteci çalıştıran tarla bölgelerini tarayarak, içme suyu olarak şehir suyuna ulaşamayan pek çok mülteci çadır alanı ve yerleşim yeri saptadılar. Toplam 50 aileye temiz içme suyunun önemi konusunda bilgi verdiler ve hazırladıkları Arapça ve Kürtçe broşürleri dağıttılar. Filtrelerin nasıl kullanılacağını her bir aile için Arapça ve Kürtçe anlatımlarla uygulamalı bir şekilde gösterdiler. Bu esnada ihtiyaç sahiplerine kuru gıda, hijyenik malzeme, bebek bezi ve maması, çocuklara oyuncak dağıtıldı. Dernek aynı uygulamayı Torbalı ve Turgutluda da yapacaklarını açıkladı.
ATEŞLENİYOR, KUSUYOR BAZEN DE CAN VERİYOR
Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof.Dr. Cem Terzi, mültecilerin temel ihtiyaçlarını karşılanmakta giderek zorlandığı dile getirerek, Binlerce mülteciden bizim ulaşabildiğimiz sadece yüzlercesidir. İnsanlara temiz içme suyu temin etmek devletin; kamu kuruluşlarının görevidir. Biz bu çalışmaları kamu kuruluşlarının görevlerini yerine getirmediklerini göstermek ve köle koşullarında yaşayan mülteciler hakkında halkı bilgilendirmek için yapıyoruz. Soframıza gelen domatesleri toplayan bu insanların bebekleri her gün içinde milyonlarca mikrobun olduğu suyu içerek ishal oluyor, ateşleniyor, kusuyor bazen de can veriyor. Yolunuz Doğançay Mezarlığına düşerse başında taş olmayan minik mezar tümsekleri görürseniz, biliniz ki bunlardan birinde 21. yüzyılda temiz içme suyuna ulaşamadığı için ölmüş bir mülteci bebek yatıyordur! diye konuştu.
Haber Merkezi