Sayfa Yükleniyor...
Çeşme Projesi planlarına karşı yürütülen davada bilirkişi raporunun açıklanmasının ardından gözler mahkemenin ne karar vereceğine çevrildi. Projenin derhal iptal edilmesi gerektiğini savunan TMMOB İKK Sekreteri Akdemir, “Bir projede kamu yararı yoksa rant vardır” dedi
ÇAĞLA GENİŞ
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılması planlanan Çeşme Turizm Projesi planlarına karşı açılan dava sonucunda Danıştay 6. Dairesi, bilirkişi raporunu açıklamıştı. Raporda, projenin bölgede yaratacağı olumsuz etkileri belirtilerek kamu yararına uygun olmadığı ifade edilmişti. Karar ekoloji aktivistleri ve çevre örgütleri tarafından sevinçle karşılanırken, gözler davaya bakan mahkemenin ne karar vereceğine çevrildi. Yaşanan gelişmelerin ardından konuya ilişkin bir açıklama da TMMOB İzmir İl Koordinasyon Merkezi’nden geldi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına; İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, davanın avukatlarından Ömer Turgut Erlat ve oda temsilcileri katıldı.
HUKUK DEVLETİNDE PROJE İPTAL EDİLİR
Toplantıda ilk söz alan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Tam bir yalan ve talan projesi olan bu projeye karşı sivil toplum kuruluşları ta başından beri isyan etmiş bunun bir yıkım projesi olduğunu dile getirmişlerdi. İzmir Barosu, TMMOB, İzmir Tabip Odası’nın başvurusuyla projeye iptal davası açılmıştı. Mahkemenin atadığı bilirkişi heyeti raporunu açıkladı. İncelemede planlama ilkelerine, kamu yararına uygun olmadığı kararı verildi. Yörenin doğal yaşamına, su kaynaklarına, florasına her şeyine zarar veren yağma ve talan projesinde ne kadar haklı olduğumuzu, bu mücadelede ne kadar haklı gerekçelerimiz olduğunu bilirkişi raporunda gördük. Hukuk devletinde böyle bir rapordan sonra yapılması gereken yürütme durdurulmasına ve sonra iptaline gidilir. Biz mücadelemize vazgeçmeden devam edeceğimizi ilan ediyoruz” dedi.
UMARIZ MAHKEME KARARINA DÖNÜŞÜR
Yaşanan diğer çevre mücadelelerini hatırlatan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise, “Zeytin alanlarının talanına yönelik bir yönetmelik değişikliğe ile zeytin alanlarını talana açtılar. Korunması gereken alanlar için bir başka değişiklik yapıp madencilik faaliyetlerine açmaya çalışıyorlar. Doğanın yok sayıldığı ve bir kez elimizden gittiğinde bir daha yerine koymanın mümkün olmadığı bir tuzağın içindeyiz. Ülkesine sahip çıkan bilirkişiler varmış. Bilirkişi raporu bunu ortaya koydu. Özel sektöre kiralayacaksınız, garanti hastaneler gibi otoyollar gibi yapacaksınız yurttaşın oraya girmesi mümkün olmayacak. Buna izin vermemek için buradayız. Özel bir takım projeler sebebiyle yetkiyi de yerelden alıp belli alanları parsellemeye çalışıyorlar ve hep arkasından 5’li çete çıkıyor. Emek örgütleri olarak birlikte hareket ediyoruz. Umarız bilirkişi raporu en kısa zamanda mahkeme kararına dönüşür. Dün daha Muğla’da zeytinler sökülmeye başlandı. O yüzden bir an önce karara dönüşür diye umuyorum, mahkemeye de seslenmiş olalım” ifadelerini kullandı.
PROJE ALLANIP PULLANDI
Ortak açıklamayı okuyan TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir de, “İlk adım, “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi”nin 2019 yılının Eylül ayında Resmi Gazete’de ilan edilmesi ile atılmıştı. Bu adımı, merkezi iktidar ile yerel yönetim temsilcilerinin bir araya geldiği bilgilendirme toplantıları izlemiş, arada bölgenin sınırları yeniden belirlenmişti. Toplantıların ev sahipliği ise bakanlık tarafından İzmir Ticaret Odası’na verilmişti. Bunun gerekçesi de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yakın zamanlı açıklamasında ortaya çıkacaktı: Proje “parsel parsel ihale edilecek”ti. Tüccarlıkta deneyim önemliydi ve sayın bakan, bunu en iyi kendinden biliyordu. 2020 yılında, “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” için ortada bir proje bile olmadığı, sadece okul kitaplarındaki turizm için yapılan tanımların hedeflendiği ortaya çıktı. İstihdam sağlanacaktı, turizm 12 aya çıkarılacaktı, film platoları ve golf sahaları ile uluslararası rakipler ile rekabet edilebilecek, sağlık turizmi ile de dünyaya sağlık dağıtılacaktı. Kamuoyunun ikna olması mümkün değildi ama bakanların, belediye başkanlarının, ticaret ve sanayi odalarının yöneticilerinin yüzü gülüyordu. Ne de olsa, yarımadanın daha büyük bir yağmaya açılması ihtimali bir kez dillendirilmişti. Başlandı hazırlıklara… “Çeşme Projesi”ni meşrulaştırabilmek için, sürece üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları dâhil edildi. Yağmanın ve yıkımın boyutu örtülebilsin diye, rötuşlar öne çıkarıldı. Proje allanıp pullandı ve makyajlar yapıldı” diye konuştu.
Akdemir açıklamasının devamında projede bulunan ‘Cumhuriyet Köyü’ne atıfta bulundu. Akdemir, şunları söyledi: “20 yıllık iktidarı boyunca, Cumhuriyet’in kazanımlarını yok etmek için uğraşanlar Çeşme projesinde, ‘Cumhuriyet Köyü’ kurarken karşımıza çıktılar. Ülkemizde yağ kuyrukları oluşurken, doğalgaz ve elektrik faturaları ödenemez hale gelmişken, temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları takip edilemez durumdayken, projede yapılması hedeflenen, tüketeceği su miktarı Kutlu Aktaş Barajı'nın ortalama üretim kapasitesi düzeyinde olan 20 golf sahası için heyecan duymamızı beklediler. Böylece, dünya tarihine yeni bir yaklaşım kazandırdılar: ‘Ekmek yoksa golf oyna!’ Yetinmediler… Ülkemizin doktorlarına bilet kesip, ülke dışına yollamak isteyenler, Çeşme Projesi kapsamında, sağlık turizmi amaçlı sağlık köyü kurulmasından söz ettiler. Ne yazık ki, Çeşme projesinde, her şey, burada aktarıldığı gibi oluyor. Eksiği var, fazlası yok! Cümlelerimizin içerdiği ironi, trajedi ve komedi, tam da bu yüzden.”
DERHAL İPTAL EDİLMELİ
Bilirkişi raporunun mücadelelerinin haklılığını ortaya koyduğunu dile getiren Akdemir, “Bu hukuki süreçte sunulan bilirkişi raporunun ardından beklentimiz Yargının gecikmeksizin yürütmeyi durdurma kararı vermesidir. 20 yılda rant uğruna ülkemizin çok değerli fabrikaları, çok değerli kamusal alanlarını satan ve ülkenin geleceğini ipotek altına alanlara sesleniyoruz. İzmirliler bu projenin yapılmaması için tek yürektir. Daha önceki örneklerden rant peşinde koşanların pes etmeyeceklerini, yasa ve yönetmelik değiştirmeye varacak cüretlerle bu projenin yapılmasının önünün açılmaya çalışılacağını biliyoruz. Bir kez daha belirtmek istiyoruz. Halkın olanın halktan alınmasına da, doğanın tahrip edilmesine de izin verilmeyecektir. Ne demişti, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘Bu bir Çeşme projesi değil, Ege turizm merkezinin Çeşme etabı.’ O halde, yapılacak olan da bellidir: Ege’yi de ülkemizi de yaşatmak için, Çeşme Projesi derhal iptal edilmelidir” açıklamasında bulundu.
KAMU YARARI YOKSA RANT VARDIR
Akdemir soru-cevap bölümünde yaptığı açıklamada şu cümleyi ekledi, “Çeşme Projesi için de net bir şekilde ifade ettik. Bir projede kamu yararı yoksa rant vardır!”
Haber Merkezi