- Gündem
- 05.07.2025 20:43
Mevlana’nın övgüsüne mazhar olan Tokat, tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri ile hem yerli hem de yabancı turistlere hitap ediyor. Tokat’ı gezince Mevlana’nın yüzyıllar önce söylediği ‘Tokat’a gitmek gerek’ sözünü daha iyi anlıyorsunuz
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER
Mevlana’nın “Tokat’a gitmek gerek çünkü Tokat’ta iklim ve insanlar mutedil” diye kente ve yaşayanlarına iltifatta bulunduğu Tokat şehri, Anadolu’da en çok kültür hazinesine sahip olan kentlerin başında geliyor. Tokat’ı tek seferde bitirmek adeta imkansız bu yüzden sadece gezebildiğim yerleri yazıp, gezemediğim yerlerin listesini de belirteceğim ki ne kadar çok eser olduğunu ancak bu şekilde anlatabilirim diye düşünüyorum. Mevlana’nın övgüsüne mazhar olan Tokat’ta gezilecek ve görülecek o kadar çok eser var ki hangi birinden başlayacağınızı ilk anda şaşırabilirsiniz. Ancak Tokat’a varınca iklimdeki farklılığı hemen fark ediyorsunuz. Tokat’ın Karadeniz’den İç Anadolu Bölgesi’ne geçişte oluşan elverişli iklimi ve farklı rakımlarda basamak şeklinde sıralanan 3 büyük ovasında yetişen yerli sebze ve meyveleri Tokat merkezinde ve ilçelerinde kurulan pazarlarda mutlaka görebilirsiniz.
HIDIRLIK KÖPRÜSÜ VE ALİPAŞA CAMİİ
Tokat’ın merkezine vardığınızda kenti ikiye bölen Yeşilırmak sizi karşılıyor. Yeşilırmak’ı geçmek için yapılan 700 yaşındaki Hıdırlık Köprüsü batıda Amasya ve Turhal’dan gelen yolları doğuya, Karadeniz’den gelen yolları da Orta Anadolu’ya bağlayan bir kavşakta yer alıyor. 5 gözü yer alan Hıdırlık Köprüsü 151 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliği ve kesme taşla yapılan işçiliği ile sizi geçmişten günümüze bir yolculuğa çıkarıyor.
Daha sonra Cumhuriyet Meydanı’nın güneyinde Ali Paşa Camii gözünüze takılıyor. Tokat’taki en büyük Osmanlı anıt eseri olan cami, Sultan 2. Selim zamanında Ali Paşa tarafından 1572 yılında yaptırılmış. Ali Paşa’nın Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Beyazıt’ın damadı olduğu söylenmekte. 16. yüzyıl Osmanlı cami mimarisinin özelliklerini taşıyan ve Mimar Sinan ekolünde yapılan cami, kare olan ana mekanı üzerinde tek kubbesi ve tek minaresi ile ziyaretçilerine muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Ayrıca Taşhan da şehrin merkezinde gezip görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Taşhan, geziniz sırasında dinlenip soluk alabileceğiniz güzel bir mekan. Taşhan, Osmanlılar döneminde 17. yüzyılın ilk yarısında yapılmış dikdörtgen planlı, açık avlulu, iki katlı bir han olarak hala ayakta duruyor.
TOKAT ULU CAMİİ
İlk olarak Danişmendliler döneminde 13. yüzyılda yapılmış, 1679 yılında Avcı Mehmed zamanında tamamen yenilenen cami, dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiş. Doğu ve batı yönünde iki adet son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu özelliği ile Anadolu’da tektir. Her iki tarafta da devşirme sütun ve sütun başlıkları kullanılmıştır. Güneydoğu köşesindeki taşa oyulmuş, kuş evi Anadolu’da nadir olarak görülür. Caminin köşesinde yer alan kuş evi tamamen caminin yapımında yapılmış, sonradan camiye eklenmemiştir. Caminin harimi ahşap tavan ile örtülmüş. Tavana kırmızı ve yeşil renklerin hakim olduğu fonlar arasında yalancı kündekari tekniğiyle yapılmış kare tavan göbeğinin üzeri altın yaldız ve kalem işi bitkisel bezemelerle süslenmiş. Ahşap tavanı taşıyan ayak ve kemerlerin üzeri dönemin süsleme özelliklerine uygun olarak Rumi motifli kalem işleriyle süslenmiş.
TOKAT SAAT KULESİ
Behzat semtinde kentin her yerinden görülecek şekilde, 1902 yılında yapılan Saat Kulesi ise gece ışıklarıyla birlikte ihtişamını çok daha güzel ortaya koyuyor. Kapısı güney yönünde olup yüksekliği 33 metredir. Kesme taştan yapılan Tokat Saat Kulesi, 2. Abdülhamit’in Padişah oluşunun 25. yılı için halkın yardımlarıyla, mutasarrıf Bekir Paşa ve Belediye Reisi Mütevellioğlu Enver Bey tarafından yaptırılmış.
BALLICA MAĞARASI
Tokat’a gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerin başında gelen Ballıca Mağarası da dünyanın en büyük ve en güzel mağaralarından biri. Mağaraya ilk girişte ne ile karşılaşacağınızı anlayamıyorsunuz. Loş ışıklar arasında mağaranın derinliklerine ilerledikçe dünyanın merkezine doğru bir yolculuğa çıkmış hissine kapılıyorsunuz. Mağara içinde ilerledikçe çok daha derine indiğinizin farkına varıyorsunuz. Mağarayı gezerken devasa sarkıtlar, dikitler, soğan sarkıtları, sizleri hayret içerisinde bırakıyor. Şehir merkezine 26 kilometre uzaklığında bulunan Pazar İlçesi’nde yer alan Ballıca Mağarası adını bulunduğu köy olan Ballıca’dan almıştır. Mağaranın çeşitli yerlerine dağılmış küçük gruplar halinde yaşayan yarasaların nüfusunun 2 milyon civarında olduğu söyleniyor. Mağaranın kendisine has yapısı ve oksijeni astım ve KOAH hastalarına da şifa dağıtıyor. Mağara içerisinde oturma yerleri gezerken dikkatinizi çekecektir. Her gün 2-3 saat mağaradaki havayı solumaya gelen astım ve KOAH hastaları ile karşılaşabilirsiniz. Ancak mağaradan çıkınca içerideki havanın farklı bir hava olduğunun farkına varıyorsunuz.
MAHPERİ HATUN KERVANSARAYI
Ballıca Mağarası’nın dönüşünde Mahperi Hatun Kervansarayı’nı da mutlaka görmelisiniz. 1238 yılında Alaeddin Keykubad’ın zevcesi ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in validesi Mahperi Hatun tarafından yaptırılan kervansaray mağara yolcuğunun sonrasında güzel bir dinlenme fırsatı sunuyor. 1999 yılında yapılan restorasyon çalışmaları ile tekrar ihya edildiği söylenen eserin güzel ve tarihi bir havası var.
SİLAHTAR ÖMER PAŞA CAMİİ
Tokat’ın Erbaa İlçesi’nde Selçuklular dönemine ait yaklaşık bin yıllık tarihi Silahtar Ömer Paşa Camii, klasik örneklerinden ayrılan ahşap mimarisiyle görenleri hayran bırakıyor. Erbaa-Akça Köyü’nde bulunan, 1082 yılında inşa edilen tarihi Silahtar Ömer Paşa Camii, kesme taş ve tuğladan dikdörtgen mimarisi, hiç çivi kullanılmayan ahşap bölümleriyle dikkat çekiyor. Dış yapısındaki sade görünüme karşın iç tasarımındaki el işlemeleriyle öne çıkan cami; taş, çini, ahşap, boya süslemeleri, ahşap kemerle süslü kapısı, çıtaları, boya süslü tavanda altıgenleri, göbekte kesişen şekilleriyle, batı, kuzey ve doğu yönlerinden çeviren revaklarıyla farkını ortaya koyuyor.
TOKAT YAĞIBASAN MEDRESESİ
Yağıbasan Medresesi, Danişment Beyliği’nden Nizamettin Yağıbasan’ın Tokat ve Niksar’da yaptırdığı iki medresedir. İçini gezdiğinizde taş işçiliği ve kubbesi mimarisine sizi hayran bırakabilir. Tokat’ta bulunan Yağıbasan Medresesi Çukur Medrese olarak da biliniyor. 1151 ve 1152 yıllarında yaptırılan medrese, kapalı avlulu Anadolu medreselerinin ilk örneklerinden biri olması açısından da önemli. Avluyu örten 14 metre çapındaki kubbenin ortası açıktır. Yanlarda küçüklü, büyüklü tonozlu odalar, giriş eyvanının karşısında mescit ve dershane işlevindeki ana eyvan yer alır.
ARASTALI BEDESTEN (TOKAT MÜZESİ)
Yağıbasan Medresesi’nden çıktığınızda karşınızda Arastalı Bedesten yani Tokat Müzesi’ni buluyorsunuz. Tam olarak bilinmemekle birlikte 15. ve 16. yüzyılda yapıldığı sanılmakta. Bedesten kesme taştan yapılmış cephesi tuğla dizileri ile bölümlere ayrılarak hareketlendirilmiş. Kuzey-güney yönünde kareye yakın dikdörtgen planlı olup kuzey ve güneyde dışarıya dikdörtgen çıkıntılı yuvarlak kemerli birer kapısı bulunmaktadır.
TOKAT’TA GEZEMEDİĞİM YERLER
Tokat’ta gezdiğimiz yerleri kendimize kar sayarken, gezemediğim yerlerin listesini de belirtmek isterim. Mevlana’nın da dediği gibi bu kadar tarihi eseri, güzel doğayı ve insanları görebilmek için ‘Tokat’a Gitmek Gerek’. Gidemediğim yerler; Tokat Kalesi, Ali Paşa Hamamı, Gök Medrese, Latifoğlu Konağı, Tokat Mevlevihanesi, Sebastapolis Antik Kenti, Kaz Gölü, Almus Baraj Gölü, Zile Kalesi, Zinav Gölü, Niksar Kalesi, Topçam Yaylası, Niksar Yağıbasan Medresesi, Selemen Yaylası, Reşadiye Kaplıcaları.