- Gündem
- 20.04.2025 16:01
Yeni Hal Yasası taslağı hakkında konuşan İZKOMDER Başkanı Orhan Doğan, haller olmazsa tekelleşme olacağını, GıdaMO İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak ise yasa taslağının 2018’de meclise gelmesine rağmen hala tartışıldığını belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Ekonomi Reform Paketi ile Hal Yasası’nda yapılacak düzenlemeler ile gıda sektörünün etkin çalışmasının sağlanması, fahiş fiyat artışlarının ve fırsatçılığın da önüne geçilmesi hedefleniyor. Ayrıca yasada yapılacak yeni düzenlemeler ile gıda sektöründeki israfın asgari seviyeye çekilmesi amaçlanıyor. Üretimden satışa kadarki süreçte maliyetlerin azaltılarak, gıda fiyatlarının düşürülmesi öngörülüyor. İzmir Sebze Ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı Orhan Doğan (İZKOMDER) Hal Yasası ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, İzmir Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak ise yasa ile gıda israfının önlenmesi ve gıda fiyatlarının artışının durdurulması hakkındaki görüşlerini açıkladı.
YÜZDE 5-10 FİYATLAR DÜŞER
İZKOMDER Başkanı Doğan yeniden hazırlanan Hal Yasası’nın içeriğini bilmediklerini belirterek, “Tabiki bizim görüşümüzü de alacaklar. Meclis komisyonlarında da konu görüşülecek. Biz katılıyoruz ve görüşlerimizi belirtiyoruz. Yeni Hal Yasası ile fiyatların düşeceğini düşünmüyorum. Fiyatlar arz ve taleple ilgilidir. Geçen sene patates soğanda sıkıntı vardı ancak bu sene de üretim fazla olunca para etmedi. Geçen sene tanzim satışlarına rağmen de fiyatlar çok düşmedi. Ancak yüzde 5-10 arasında düşme yaşanabilir” diye konuştu.
İŞİNİ BIRAKAN HALCİLER VAR
Üreticinin ürününü değerlendirdiği yerin haller olduğunu ve hallerin olmazsa olmaz olduğunun altını çizen İZKOMDER Başkanı Doğan, “Halciler üreticilerin temsilcisidir. Zaten yapılan hizmetin bedeli yüzde 3 ila yüzde 8 arasındadır. Aldığı paranın yüzde 3-4’ü de masrafa gidiyor. Eline kalan para yüzde 2-3’tür. İzmir’de ve Türkiye genelinde her sene işi bırakan halciler var. Fire ve zayiat oranları da fazladır. Yeni taslağın da şu anda içeriğini bilmiyoruz. Bu konularda nasıl bir düzenleme olacak göreceğiz. Fazla bilgimiz olmadığı için bu konularda da fazla yorum yapamıyoruz. Burada kişisel çıkarları önde tutmanın kimseye faydası yok. Devletimiz ve milletimiz açısından hayırlı olan ne ise o olsun. Türkiye’nin her tarafında haller var. Haller olmazsa bu iş tekelleşmeye gider” dedi.
TASLAK HALA TARTIŞILIYOR
GıdaMO İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak da açıklanan ekonomik reform paketinde ne yazık ki yeni bir önlem ile karşılaşamadıklarını ifade ederek, “Tarladan sofraya gıda arzı ve fiyatlarının kontrolü için neredeyse tek çözüm olarak sunulan Tarım ve gıdada erken uyarı sisteminin kurulması için 2016 yılında Merkez Bankası ile o dönemki adıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı eş güdüm içinde çalışması ve en kısa sürede teknik altyapının tamamlanması kararlaştırıldı. Bugün 2021 yılında yine çözüm olarak öne sürülüyor. Tesis ediyoruz denilen Finansal İstikrar Komitesi Türkiye’de 2011 yılında Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ek dördüncü maddesine dayanılarak kuruldu. Daha sonra ismi Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi oldu. O zamandan bugüne ne yazık ki bir değişiklik görülmedi. Tarım Ürünlerinin Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi Taslağı ise 8 Kasım 2018’de Meclise geldi ve hala tartışılıyor” şeklinde konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM
Şu an dünyada herkese kadar yetebilecek kadar gıda bulunuyor, fakat buna rağmen halen dünyanın azımsanmayacak kadar büyük bölgelerinde açlık yaşandığına vurgu yapan Başkan Toprak, “Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin dünyanın birçok bölgesinde başarılı sonuçlar elde edildiği görülmüştür. Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin yürütülmesi konusunda geri kalmış ülkemiz, coğrafik konum ve iklim koşulları yönünden tarım yapmaya oldukça elverişlidir. Bu şansı değerlendirmek ve geliştirmek adına ivedilikle sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin konvansiyonel üretimin önüne geçmesi sağlanmalıdır” dedi.
ÖZ KAYNAKLARIMIZA YÖNLENMELİYİZ
Çiftçilik teknolojileri ve yönetim tekniklerini geliştirmek için araştırma ve altyapı yatırımlarının artırılması gerektiğine işaret eden Başkan Toprak, “Tarım emekçilerine doğru teşvikleri vermek, söz konusu teşviklerle en yeni teknolojilerin yaygınlaştırılarak su yönetimi ve gübre kullanımı konusunda daha iyi düzenlemelerin hayata geçirilmesi elzemdir. Tarımda ‘milli ve yerli’ söyleminin gereği; taşıma suyla değirmeni döndürmeye çalışmak yerine kendi öz kaynaklarımıza yönelmektir. Tarım açısından zengin kaynaklara sahip olan ülkemiz, seksen üç milyon insanı rahatlıkla besleyecek toprak büyüklüğü ve verimliliğine sahiptir. Tarımsal girdi fiyatlarının ucuzlatılması ile başlayacak reform hareketi, getirilecek muafiyet ve özendirmelerle yükseltilmeli, ülke insanının ihtiyacı olan bitkisel ve hayvansal üretim gerçekleştirilmelidir” ifadelerini kullandı.