Trafikte aşırı sonuç odaklı olmak gerilimi artırır

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Yanartaş, trafiğin basit gibi görünen ama çok karmaşık psikolojik süreçlerin yaşandığı bir alan olduğunu belirterek, "Çok aşırı sonuç odaklı olmak gerilimi arttırır." dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 08.05.2024 07:30
  • Güncelleme Tarihi : 07.05.2024 12:17
  • Kaynak : Arun Acumsal
Trafikte aşırı sonuç odaklı olmak gerilimi artırır

İnsanların, araçların ve çevre ögelerinin karayolları üzerindeki hal ve hareketleri olarak tanımlanan trafik, bu akışın düzeni için kurallarla ilerliyor. Kurallara rağmen şehir yaşamında yer yer kaoslar yaşanabilen trafikte, sağlıklı bir yolculuk için sürücülerin psikolojik dayanıklılıkları önem arz ediyor.

Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Yanartaş, trafiğin basit gibi görünen ama çok karmaşık psikolojik süreçlerin yaşandığı bir alan olduğunu söyledi.

Yapılan bilimsel çalışmalarda, trafikteki insanların öfke yönetimi konusunda zorlandığını aktaran Yanartaş, "Burada öfkesini kontrol edemeyen, çok agresif biçimde araba kullanan, başkasının üzerine giden ya da öfkesiyle dikkatini sürdüremeyen kişilerin özellikle destek almasını öneriyoruz." diye konuştu.

Doç. Dr. Yanartaş, trafikte duygusal farkındalığın önemine vurgu yaparak, "Bazen zor ve sıkışık zamanlarda herkes patlamaya hazır bir bomba haline gelebiliyor. Orada öfkeyi yönetme, duyguyu yönetme, tetiklendiğinde birine zarar verme ihtimalini o an fark etmesi de son derece önemli." ifadesini kullandı.

Ömer Yanartaş: Başkalarının davranışlarını da öngörebilmemiz lazım

Yanartaş, trafikte seyir halindeyken sürücülerin bir yandan duygularını bir yandan da aracı yönetmeye çalıştığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Başkalarının davranışlarını da öngörebilmemiz lazım. Bu da dikkat gerektiriyor ve duygusal açıdan uyanık olmayı gerektiren bir şey. Çünkü başkasının davranışlarını öngörememekte ciddi bir sağlık sorunu ve kaza riski yaratabilir. Onun için de hem bilgili olup gereken eğitimi almak hem de insanların duygusal süreçlerini yönetmesi çok önemli. Bu trafik psikolojisinde bir nevi iletişim gibi görülüyor. Orada ne kadar çok beden diliyle aşırı şekilde öfkeli hareket edilirse, bunu bedensel olarak dışa ne kadar fazla vurursa, bu durum kişilerin dikkatini azaltır ve aynı zamanda trafik seyrinin sağlıklı bir şekilde akışını engeller."

Trafik kazalarının en önemli kısmının bireysel faktörlerden kaynaklandığına dikkati çeken Yanartaş, kişilerin çevrelerindeki sürücülere karşı yaklaşımlarına ilişkin, şunları kaydetti:

"Başkasının davranışlarına karşı insanlar bazen çok öfkelenmeye hazır halde araca oturabiliyor. Eğer çok agresif ve tetikteyse o an kendisini ve duygusunu yönetebilirse, öfkesini fark edebilirse daha esnek davranacaktır. Belki trafik kazalarının 10 katı kadar da kazaya ramak kala olay var. Onlar belki sonuçlanmıyor, dikkatimizden kaçıyor olabilir. Aslında başkasını düzeltmeye çalışanlar, başkasının davranışlarına karşı aşırı eleştirel ya da yargılayıcı, sert, saldırgan davranış sergileyen, öfkeyi bir şekilde yönetemeyen insanlar tabii ki trafik açısından risk teşkil etmekte."

Yanartaş: Bizim dışımızda ve yönetemeyeceğimiz şeylerin olduğunu bilmek esnek olmamızı sağlar

Doç. Dr. Yanartaş, bazı insanların düzeltme güdüsünün çok kuvvetli olabileceğini kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bazı insanlar kişilik olarak öfkelendiklerinde hızlıca eyleme geçebiliyorlar, saldırgan hale girebiliyorlar. Burada o duyguya eşlik eden düşünceler neler? Bu öfke duygusu nasıl tetikleniyor? Kendisine saldırı gibi mi algılıyor bunu? Ya da 'Ben onu düzelteceğim, bunu ona göstereceğim, haddini bildireceğim.' gibi mi düşünüyor? Aslında bunlar başkasının yaşam alanına müdahaledir ve çok arttığında, dengelenemediğinde, araçla önüne kırmalar, aşağı inmeler, kavgalar maalesef kaçınılmaz oluyor."

Trafikte bazen heyecan arayışı içerisinde sürücüler de olabileceğini dile getiren Yanartaş, yolların bir gösteri alanı değil, yaşam alanı olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Yanartaş, trafikte dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili olarak ise şu tavsiyelerde bulundu:

"Siz çok iyi kullandığınızda da hiç kurala uymayan biri gelip size çarpabilir. Başkasının davranışlarından emin olmak mümkün değil. Bundan dolayı eğer böyle bir risk görüyorsa, biraz ona esnek olmak ve açık olmak önemli. Bu bir kabullenmek değil tabii ki ama bizim dışımızda ve yönetemeyeceğimiz şeylerin olduğunu bilmek, bunun üzerinde biraz kendi düşüncelerimiz ve duygularımızı yönetmek, trafikte daha esnek olmamızı sağlar."

Trafikte geçirilen sürenin insana bir tatminsizlik duygusu verebileceğini de sözlerine ekleyen Yanartaş, şu ifadeleri kullandı:

"Trafikte sonuca aşırı odaklanmak, o aradaki zaman dilimini insana zehir edebilir. Bu yaşam tarzında, şehirde, genel anlamda bunu kabul etmek ve anlamak gerekiyor. Birinin hayatına zarar vermeyi ortalama hiçbir kimse istemez. Bir yayaya çarpmayı hiçbir sürücü istemez. Trafiği sonuçlarıyla da birlikte yaşadığımız hayatın bir parçası olarak görmek lazım. Çok aşırı sonuç odaklı olmak o gerilimi arttırır.''

Arun Acumsal
Yazarımız Kim ?

Arun Acumsal