TSD İzmir’den Engelliler Haftası tepkisi: İyiyi uygulamıyorsunuz, kötüde Israrcısınız

TSD İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, engelli bireylerin vergi yükümlülüklerini yerine getirmelerine rağmen yeterli hizmet alamadığı vurgulandı ve hem yerel yönetimlere hem de merkezi yönetime çağrıda bulunuldu. Açıklamada 7 maddelik bir talep listesi de kamuoyuyla paylaşıldı.

“SİYASET, ENGELLİ HAKLARINI KISITLIYOR”

Türkiye Sakatlar Derneği(TSD) İzmir Şube Başkanı Metin Çınar, engelli haklarının yeterince gündeme getirilmediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de engelliler, her geçen gün kötüleşen yaşam koşulları ve sürekli daraltılan haklarla tamamen göz ardı edilen bir toplum kesimi haline getirildi. Ülke nüfusuna her geçen gün yeni engelliler ekleniyor. Ne yazık ki bu durumun temelinde trafik ve iş kazaları, depremler, hatalı tedaviler gibi tamamen önlenebilir sebepler yatıyor. Siyaset ise çözüm üretmek yerine engelliyi bir maliyet unsuru olarak görüp, mevcut hakları ve kamu kaynaklarını kısıtlama yoluna gidiyor. Bu kısıtlamaların ve hak kayıplarının tamamını sıralamak bu açıklamanın sınırlarını aşar. Ancak sadece başlıklarıyla bile bizlerin nasıl nefessiz bırakıldığını görmek mümkün.”

SİYASETÇİLERE 7 MADDELİK ÇAĞRI

Metin Çınar, siyasetçilere seslenerek engelli bireylerin yaşadığı hak kayıplarını şu maddelerle özetledi:
"Engelli raporları ile ilgili yönetmelik sık sık değiştirilerek uluslararası standartlardan uzaklaşılıyor. Bu değişikliklerle birçok engelli kâğıt üzerinde "engelli" olmaktan çıkarılıyor, bakıma muhtaç olanların ise destekleri kesiliyor. Engelli istihdamı, İş Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu’nda belirlenen kotalara rağmen yeterli düzeyde sağlanmıyor. 2022 sayılı yasa kapsamındaki destekler de aile geliri üzerinden hesaplandığı için birçok engelli bu yardımlardan mahrum kalıyor. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile birçok ilaç listeden çıkarılıyor. Ayrıca ortez, protez, tekerlekli sandalye, işitme cihazı, sonda gibi yaşamsal tıbbi cihazlara erişim, yetersiz destek nedeniyle imkânsız hale geliyor. Destek tutarları yıllardır güncellenmediği için engellilerin cebinden çıkan miktar ödenemez düzeye ulaşmış durumda. Kentsel altyapı ve ulaşım sistemleri, engellilerin ihtiyaçları dikkate alınmadan planlanıyor. Toplu taşıma araçlarının dönüşümüne dair yasa sürekli erteleniyor. Ulaşımı kullanamayan engelli ya evde hapis kalıyor ya da kendi aracını almak zorunda bırakılıyor. Bu noktada da engellilerin sürücü belgesi alması zorlaştırılıyor, araç alımı için sağlanan destekler de kısıtlanıyor. Engelli emekliliği şartları sürekli değiştiriliyor ve zorlaştırılıyor. Kazanılmış haklar iptal ediliyor. “Suiistimali önlemek” bahanesiyle yapılan bu düzenlemelerin faturasını engelliler ödüyor. Oysa bu suiistimaller kamu görevlilerinin ihmali veya dahliyle gerçekleşmektedir. Erişilebilirlik yasası olan 5378 sayılı kanun, 2005’te yürürlüğe girmesine rağmen 20 yıldır erteleniyor. Ne merkezi yönetim ne de yerel yönetimler bu konuda adım atmıyor. Yasa ve TSE standartları mevcutken, uygulanmıyor. Yol, kaldırım gibi kamu hizmetlerinin yapımında; planlayan, ihale eden, kontrol eden ve ödeme yapan her görevlinin, projenin 5378 sayılı yasa ve ilgili TSE standartlarına uygun olduğunu belgeleyen bir “kaşe-imza” uygulaması getirilmelidir. Eksiklik halinde sorumlu kişiden maddi zarar tahsil edilmelidir. Bu şekilde sorunlar hızla çözülebilir.

“BU UZAY ÇAĞINDA ÖNÜMÜZE ÇIKAN ENGELLERİ KALDIRALIM!”

Açıklamasını çağrıyla bitiren Metin Çınar, şu ifadeleri kullandı: “2005 yılında çıkan yasa 20 yıldır neden uygulanmıyor? Başta yerel yöneticilere, devlet yöneticilerine ve özel sektör temsilcilerine sesleniyoruz: Elinizi tutan mı var? Yasa var, standart var… Neden iyi olanı uygulamıyorsunuz da yanlışlarda ısrar ediyorsunuz? TSD İzmir Şubesi olarak çözüm de sunuyoruz. Gelin, artık bu çağda engelleri birlikte ortadan kaldıralım!”