- Gündem
- 22.04.2025 00:45
TTB, Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu tarafından hazırlanan ‘Sellerin Yol Açabileceği Sağlık Sorunlarına Dair Bilgi Notu’nu hatırlattı
Geçtiğimiz günlerde Sinop, Bartın ve Kastamonu’da yaşanan sel felaketi hem mal hem de can kaybına yol açarken Türk Tabipleri Birliği (TTB) ‘Sellerin Yol Açabileceği Sağlık Sorunlarına Dair Bilgi Notu’nu yayınladı. Doğanın ve kentlerin rant ve kar hırsı nedeni ile talan edildiğini vurgulayan TTB, halkın can ve mal güvenliğini tehdit eden olağandışı durumlarda koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri başta olmak üzere her türlü desteği koşulsuz vereceklerini duyurdu.
TTB, resmi sosyal medya hesapları üzerinden öncelikle şu açıklamayı yaptı: “Afetlerde koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri başta olmak üzere her türlü sorumluluğumuzu koşulsuz üstleneceğimizi; doğayı ve kentlerimizi kâr ve rant hırsı ile talan eden politikalara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu tarafından hazırlanan ‘Sellerin Yol Açabileceği Sağlık Sorunlarına Dair Bilgi Notu’nu hatırlatıyoruz.”
SAMİMİYETSİZ POLİTİKALARIN ÇARPICI ÖRNEĞİ
Sellerin Yol Açabileceği Sağlık Sorunlarına Dair Bilgi Notu’nda yer alan ifadeler ise şöyle: “Türk Tabipleri Birliği olarak öncelikle Sinop, Bartın ve Kastamonu’da meydana gelen doğanın, bireylerin, toplumun ve geçim araçlarının zarar gördüğü sellerde yaşamını yitirenlerimizin yakınlarına başsağlığı ve sabır; yaralananlarımıza da acil şifalar diliyoruz. Tüm dünyada ‘doğal nedenli olağandışı durumlara’ bağlı ölümlerin yarısından fazlası sellere bağlıdır. Ülkemizde de ölüme yol açan doğa nedenli olağandışı durumlar arasında seller, 2. sırada yer almaktadır. Seller; etkilediği toplam nüfus bakımından ise olağandışı durumlar arasında ülkemizde 3. sıradadır. Küresel iklim krizinden dolayı hem ısınma hem de yağışlar, aşırı olmaktadır. Yaşananların olumsuz sonuçlarını kontrol edebilecek kapasiteye sahipken bunu yapmayıp, yaşananları afete dönüştüren ise iktidarların politik tercihleri olmaktadır. Ülkemizi yönetenler bu felaketi hem küresel iklim krizinin sonuçları ile açıklamakta hem de küresel iklim krizinin oluşmasına neden olan politikaları savunmaktadırlar. Paris İklim Anlaşması’nın gereğinin yerine getirilmemesi de bu samimiyetsiz politikaların çarpıcı bir örneğidir.”
DERELERİN AKIŞ REJİMİ BOZULDU
Açıklamanın devamında şunlar yer alıyor: “Öncelikle, felaketi doğaya değil, doğanın uyumuna kulak asmayan iktidarlara / yerel yönetimlere bağlamak gereklidir. Sel felaketlerinin, can kayıplarının, yıkımın kökenine baktığımızda karşımıza doğa-insan ilişkisini bozan, doğanın talan edilmesinin önünü açan kapitalizmin kâr ve ranta dayanan mantığı çıkmaktadır. Karadeniz’de yaşanan sel olaylarında üç ortak noktanın öne çıktığını gözlemliyoruz. İlki dere yataklarındaki yapılaşma, ikincisi Karadeniz Sahil Yolu’nun oluşturduğu setin derelerin Karadeniz’e ulaşmasına engel olması, üçüncüsü de HES’ler nedeniyle derelerin akış rejiminin bozulmasıdır.”
KENTLERİMİZİ KAR VE RANT HIRSI İLE TALAN EDEN…
“Bu üç temel sorun çözüme kavuşturulmadan, bölge halkının can ve mal güvenliğinin sağlanmasının mümkün olmadığını görmekteyiz” sözlerinin yer aldığı bilgi notunda ayrıca “HES ve dere yatağında yapılaşmaların, Sinop ve Kastamonu'daki sel felaketlerine de neden olduğu bilinmektedir. Halkımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden olağandışı durumlarda koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri başta olmak üzere her türlü desteği koşulsuz vereceğimiz; doğayı ve kentlerimizi kâr ve rant hırsı ile talan eden politikalara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu tarafından hazırlanan ve ilgili bilgi notunu bir kez daha paylaşmakta yarar görüyoruz” denildi.
Buradan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz: