- Gündem
- 29.06.2025 20:05
Kabine’nin belirlediği iki haftalık süre içerisinde vaka ve ölü sayıları düşerse, Ramazan Bayramı’ndan ümitli olduklarını söyleyen ETİK Başkanı İşler, “Bir sezon daha kaybetmeye tahammülümüz yok” dedi
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda alınan kararla birlikte Ramazan ayının ilk iki haftasında tedbirlerin biraz daha sıkılaştırılarak kısmi kapanma uygulamasına geçildiği kamuoyuna duyuruldu.
Açıklamaların ardından Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler’in görüşlerine yer verdik. Ramazan Bayramı’ndan ümitli olduklarını, ancak bahsi geçen iki haftalık kapanma olumlu sonuç vermediği takdirde bir sezon daha kaybetmeye tahammüllerinin kalmadığını söyleyen İşler, “2020 kayıp bir yıldı, 2021’in de kayıp gitmesine dayanamayız” dedi. Öte yandan, Kısa Çalışma Ödeneğinin kaldırılma ihtimaline de tepki gösteren İşler, “Sektör 2022 yılına ciddi bir borç yüküyle girecek. İç pazar herkese yetmeyeceği için sektörde ciddi bir kriz yaşanacaktır. Zaten sektör finansa ulaşamıyor, finans şirketleri turizme şu an kredi vermekten uzak duruyor. Böylesi bir ortamda bir de kalifiye elemanı kaybediyoruz. Haziran ayında ‘sezon başladı’ dediğimizde de çalıştıracak eleman bulamayacağız” sözlerini gündeme getirdi.
BAYRAM İÇİN BEKLENTİ YÜKSEKTİ
Çıkan genelgeye göre bayramda otellerin açık olacağını söyleyen ETİK Başkanı İşler, “Bu süre içerisinde Ramazanı geçiren vatandaşlarımız hem oruçlarını tutarken hem de evlerinde bir kapanma dönemine girecekler. Doğal olarak bayramda her biri bir yerlere gidip hava değişimi isteyecektir. Bu durum karşımıza iki şeyi çıkaracaktır. Seyahat etme düşüncesi ve bayramı ailemizle geçirme arzusu ile pandeminin o noktaya geldiği zaman ki riskinin yüzdesel olarak büyüklüğünün ne durumda olduğu…
Bayram için beklenti yüksekti ama bu iki hafta içerisinde vaka sayısı aşağıya doğru değil de yukarı doğru giderse rezervasyonların artma olasılığı düşecektir. Ancak eğer bu iki hafta içerisinde bizim vaka ve ölü sayılarımız aşağıya doğru meyil gösterirse, tedbirlerin sonuçlarını olumlu yönde almaya başlarsak o zaman insanlar dışarıya çıkmanın kolay olacağını, bir araya gelmenin daha rahat olabileceğini ve vaka sayısının risk oluşturmayacağını, bulaş riskinin azaldığı hissi ile bayram rezervasyonları yaptırılabilecek” dedi.
‘BEKLE, GÖR, UYGULA’ YÖNTEMİ
‘Bekle, gör, uygula’ yöntemi ile gitmekte fayda gördüklerinin altını çizen İşler, “Turizmci bayramdan ümitli diyebilirim. Vaka ve ölüm sayılarının hızla düşmesi, buna bağlı olarak da sektördeki aşılamanın artırılması gerektiğine inanarak turizmci bayramda işleri açacak gibi… Ümitlerini rafa kaldırmayacak. Vatandaşlarımız bayramda seyahat etmeyi, tatil yapmayı, bayramlarını aileleriyle kutlamayı isteyeceklerdir. Zaten bu alanda otellerden başka çok fazla tercihleri edecekleri yerlerde yok. Otellerin havuzları, sıpaları, masaj salonları mevcut hizmete açık olacaktır. Bunu fırsata çevirmek isteyen vatandaşlarımız olacaktır. Ancak, vaka ve ölüm oranlarının bu şekilde devam etmesi veya daha da artması sektördeki bu iştahı kapatacaktır. Belki de oteller bayramı eli boş geçirecektir. Umarız böyle olmaz. Biz umutlu ve ümitliyiz. Vaka sayılarını bu ülke yenecek, ölüm oranlarını düşürecek, aşılama oranlarını da sektörde yükselterek bayramı şeker tadında geçirecek” ifadelerini kullandı.
RUSYA PAZARINI KAYBEDEBİLİRİZ
“İç pazar 1 Haziran’da, dış pazar ise 15-24 Haziran arasında başlar” diyerek öngörülerini söyleyen İşler, Rusya’nın, Kovid-19 vaka artışları nedeniyle Türkiye’ye uçuş sınırlaması getirmesini de değerlendirdi. İşler, “Ama o kadar çok bilinmez var ki… Bakın şimdi. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim nereye evirilecek? Eğer bu evirilirse Rusya pazarını kaybedebiliriz. 30 milyon turist elimizden kayıp gidebilir. Avrupa pazarında vaka nereye evirilecek? Vaka sayısını düşüremezsek biz bu sezonu kaybedebiliriz. Bunlar masada olasılık olan şeyler. Vaka ve ölü sayısını düşürseniz dahi sezona girerken aşılama oranını arttırmazsanız eğer bu da yine turistin gelmemesi için Avrupa Birliğindeki pazarlarımız adına bir sebep… Otellerimizde güvenli otel sertifikamız var. Aslında geldikleri zaman, kaldıkları otellerde bütün hijyen tedbirleri kendi evlerinden, kendi çevrelerinden çok daha iyi alınmış olmasına rağmen maalesef biraz da bunu siyasi bir yaptırım olarak kullandıklarını düşünüyorum. Sonuçta burada kaybeden Türk turizmi ve Türk ekonomisi oluyor. Umarım bir an önce şu vaka sayılarını indiririz aşağıya doğru. Çünkü kabinenin açıklamasında radikal birtakım tedbirler olmazsa, herkesin eli taşın altında olmazsa, ekonomide ve istihdamda daha ağır bedeller ödeyeceğiz gibi gözüküyor” diye konuştu.
SEZONU KAYBETMEKTEN BAHSEDİYORUZ
İşler, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz sizinle bu konuşmayı mart ayının başında yapsaydık ‘Nisan’ın 15’inden itibaren turizm başlıyor, 30 milyonu bizler geçeceğiz, 2021 yılında 2020’nin çok üstünde olacağız’ derdim. Fakat şu an sezonu kaybetmekten bahsediyoruz. Bu kadar çok değişken etkenlerin olduğu bir ortamda ileriye bakıp da bir şeyler söylememiz bile zorlaştı. Ama bugün şu noktadan baktığımız zaman diyebilirim ki, kapanmanın sonucunda vaka ve ölüm sayılarını düşürür, sektöre ve destinasyon merkezlerine aşılama yapabilirsek biz bu durumda iç pazarı 1 Haziran, dış pazarı da 15 Hazirandan itibaren açarız. Tabi bu arada Rusya ve Ukrayna’nın durumu ne olacak? Rusya-Ukrayna gerilimi kesinlikle Güneydeki otellerimizi çok fazla etkileyecektir. Fakat ben orayı etkilediği zaman zannetmiyorum ki Avrupa’nın bu krizden etkilenmeyeceğini. O pazarda da ciddi sıkıntılarımız olacaktır. Bu pazarlardan bir tanesi Rusya-Ukrayna krizine bağlı, diğeri ise vaka ve ölüm sayısı ile artı Ukrayna’ya bağlı.”
CİDDİ BORÇLANMALAR OLACAK
“Daha sıkı bir kapanma ile vaka sayılarının düşmesini bekliyorduk ki sezonu kurtaralım” diyen İşler, “Sektörümüzde bu sıkı kapanmaya hazırlıklıydı. Eğer böyle yumuşak tedbirlerle yıl geçerse ve riski azaltamazsak biz daha sonra bu rakamı aşağıya çekme konusunda zorlanacağız. Kırmızı, amber ve yeşil dedikleri ülkeler sınıfında kırmızı da kalacağız diye korkuyorum. Bu sektörün bir sezon daha kaybetmeye tahammülü yok, gücü de yok. 2020 kayıp bir yıldı, 2021’in de kayıp gitmesine dayanamayız. 2020 yılında otel kapatanlar, güçleri yetmediği için 2021’de açacaklar. Açılan otel sayısı çok, misafir sayısı düşük olacak. İç pazar asla açılan bu otelleri doyurmaz. Kime yetecek? Hiç kimseye. Ciddi borçlanmalar ve krediler olacak. Sektör 2022 yılına ciddi bir borç yüküyle girecek” dedi. Kısa Çalışma Ödeneğinin verilmesi gerektiğini de vurgulayan İşler, son olarak, “Bazı oteller bu güvenceyi alırsa yine kapalı kalmaya devam eder, bazıları açar, hiç olmazsa kapalı kalanlarda çarkını çevirir, bu gemiyi 2022’ye kadar götürür. Kısa Çalışma Ödeneğini kaldırırsanız eğer iç pazar herkese yetmeyeceği için sektörde ciddi bir kriz yaşanacaktır. Zaten sektör finansa ulaşamıyor, finans şirketleri turizme şu an kredi vermekten uzak duruyor. Böylesi bir ortamda bir de kalifiye elemanı kaybediyoruz. Haziran ayında ‘sezon başladı’ dediğimizde de çalıştıracak eleman bulamayacağız” bilgisini paylaştı.