Sayfa Yükleniyor...
Turizmin son 5- 6 yılda darbe üstüne darbe aldığını belirten TÜRSAB Ege Yöre Temsil Kurulu Başkanı Osman Tolga Gencer, dolar-euro yükselişlerinin bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi
NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Ege Yöre Temsil Kurulu Başkanı Osman Tolga Gencer, gazetemize doların aşırı yükselmesi ve dalgalanmalarının turizmi nasıl etkilediğini açıklayarak sektörün durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Son 5-6 yılda bombalama, Suriyeli akını ve dolar artışı nedenleri ile turizmin aşırı zarar gördüğünü ifade eden Gencer, özellikle yurtdışına gidecek olan Türk turistlerin rezervasyonlarını iptal ettirmeye başladığını söyledi.
Türkiye’nin ekonomisini çökertmeye yönelik bir saldırı olduğunu ve bu durumun sadece turizmi değil diğer sektörleri de olumsuz etkilediğini belirten Gencer, “Turizmde iki ayak vardır. Biri yurt dışındaki turistleri Türkiye’ye getirmeye çalışır, diğeri ise Türkiye’deki turistleri yurtdışına çıkarmaya çalışır. Yurt dışına gidecek olan bir insanı düşünelim. Bir ay önce 4.5 lira olan dolar birden bire 7 liraya çıkınca gitmekten vazgeçiyor. Vatandaşlarımız turu satın almış olsalar bile rezervasyonlarını iptal ediyorlar çünkü yurtdışında bir kahve dahi içseniz 5 euro vermek zorundasınız. Bunu 7 ile çarptığınızda ise 35 lira yapıyor. Bu örneğin en düşük örnek olduğunu göze alırsak yurtdışında bir haftalık tatil için en az yine 2-3 bin lira gibi bir cep harçlığınızın yanınızda olması gerekir. Euro- dolar dalgalanmaları elbette sadece turizmi değil tüm Türkiye’yi etkiledi. Dövizin bu denli artması spekülatif bir durum, seyrinde olan bir şey değil” dedi
ERKEN REZERVASYON AVANTAJI
Dolar-euro yükselişinden zarar görmüş her sektör gibi turizminde bu sürecin geçici bir durum olmasını ümit ettiklerini belirten Gencer şunları söyledi: “Olay sadece turizm ile ilgili değil. Şu an başta ticaret ve ithalat yapan sektörler olmak üzere birçok sektör çok kötü etkileniyor. Bu artış sadece turizmi etkilemedi. Şu an otellerimiz dolu çünkü insanlar doların artmasından çok önceleri rezervasyonlarını yaptıkları için erken rezervasyon yapılmasının avantajını yaşadık. Bu bayramda ve yazın kalan kısmında otellerimizin boş kalması gibi bir durum yaşamayacağız. Dolar ve euro krizi bu yaz dönemini şükür ki çok kötü etkilemedi. Tek sıkıntı insanların huzurunun tam olmayacağı. Tatillerinde harcamalarını kısmak zorunda kalacak ve dolar- euro dalgalanmalara karşı dikkatli olmaları gerekecek.”
DARBE ÜSTÜNE DARBE
Gencer, turizmi son 5-6 yılına bakıldığında tüm otelleri boşaltan bombalama olaylarından, Suriyelilere ve döviz yükselmesine kadar birçok farklı konunun vurduğunu hatırlatarak, “Geçen bir iki yılda Suriyelilerin Türkiye’ye alınması ile başta Bodrum olmak üzere palmiye ağaçlarının altında konaklamaları nasıl zaman içerisinde çözülmüşse bu sorunda çözülecektir. Ben öğrenciyken Antalya’da bir otelde bir bomba patlatılmıştı ve o yaz turist gelmemişti. Eskiden sadece bir iki bomba patlar, 3-5 kişi yaralanır ya da ölürdü. Ancak şimdi o kadar çok ki bu sayı artık bu durum olağanmış gibi karşılanıyor. Halbuki gerçeğe baktığımızda bu durum kabul edilemez bir nitelikte. Ben 20-25 yıl önce Antalya Sheraton Otel’de bir bomba patladı diye Türkiye’nin ve dünyanın ayağa kalktığını hatırlıyorum. Şimdi ise dediğim gibi bu gayet sıradan bir olay haline geldi” açıklamasını yaptı.
PAMUK İPLİĞİNE BAĞLIYIZ
Türk vatandaşlarının aile bütçesini düzenlerken ilk kestiği ihtiyacının tatil olduğunu söyleyen Gencer, “İnsanlar ekmek ve yiyecek almaya, giyinmeye, kışın kışlık bot, yazın yazlık ayakkabı almaya devam ederler. Eğer şu an ki durum gibi sürpriz bir kriz olmuşsa ilk kesilen harcama kanalı ‘Bu yıl tatile gitmeyeyim’ diyerek turizm olur. Bu da demek oluyor ki biz turizmciler pamuk ipliğine bağlıyız. Bu nedenle işimiz çok zor. Hepimiz çalışan insanlarız ve genelde en fazla bir ay ve 15 gün civarında çalışanların tatil yapma fırsatımız olur. Bu kadarcık kısa zaman dilimlerinin bile ekonomik yetersizlikten dolayı tatilsiz geçirilmesi insan doğasına da aykırı bir durumdur. Hiçbir gelişmiş ülkede bir çalışan tatilinden vazgeçmek zorunda kalmaz. Bir yıl öncesinden programını yapar ve siz ‘Şu tarihlerde buluşabilir miyiz?’ diye sorduğunuzda size ‘Üzgünüm o tarihlerde tatilde olacağım’ cevabını verir. Yabancılar tatile kendilerine hak görürler. Türkiye de ise ekonomik şartlar tatili televizyon karşısında geçirtmek zorunda bırakıyor” şeklinde konuştu.
TÜRSAB LOGOSUNA DİKKAT
Erken rezervasyon yaptırma alışkanlığının son 4-5 yılda yüzde 50 oranında artmış olması olduğunu belirten Gencer, “Biz bunu yüzde yüze çıkarmaya çalışacağız. Bunda bazı firmaların erken rezervasyon avantajlarını reklamlarda sık sık döndürmüş olmasının da payı büyük. Benim seyahat edeceklere önemle vurgulamak istediğim konu TÜRSAB onaylı bir seyahat acentesi ile tatile gitmeleri. Çünkü biz sigorta yapıyoruz ve eğer her hangi bir hayal kırıklığına uğrayacak olurlarsa paralarını geri iade alabilirler. Bu çok çok önemli bir konu. Bir turizm şirketinin TÜRSAB onaylı olup olmadığını TÜRSAB’ı arayarak veya firmanın internet sitesindeki logaya bakarak anlayabilirsiniz” dedi.
Haber Merkezi