“Turizmin bir ticaret olduğu unutulmamalı”

İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, 2014 yılına göre 2015 yılında turizm ticaretinin bir daralma içerisinde olunduğunu ancak 2015 yılının yaz sezonunun gayet verimli ve başarılı bir şekilde geride bıraktıklarını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 24.10.2015 07:50
  • Güncelleme Tarihi : 24.10.2015 07:50
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Turizmin bir ticaret olduğu unutulmamalı” haberinin görseli

EMİNE YALÇIN

Her zaman Türkiye’ye ve İzmir’e en fazla turistin Almanya’dan geldiğini açıklayan İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Almanya’nın her zaman için Türkiye’de turizm açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

2015 yılını 2014 yılına göre de değerlendiren Ediz, İzmir’de turizmde ciddi bir çeşitliliğin olduğunu aynı zamanda bu çeşitlilik ile İzmir’in 12 ay boyunca insanları ağırlayabilecek iklime ve coğrafyaya sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca 2014 yılında Bergama’nın 2015 yılında ise de Efes’in bir bütün olarak UNESCO’nun kalıcı listesine girdiğini açıklayan Ediz, bu kazanımın İzmir için önemli bir kazanım olduğunu da söyledi

“TURİZM TİCARETİ DARALMA İÇERİSİNDE”

İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, turizm açısından 2014 yılına göre 2015 yılında bir yavaşlama olduğunu açıklayarak, gerek kruvaziyer gerekse hava yolu ile gelen turist sayısında daralma olduğunu da söyledi.  Yaşanan daralmanın İzmir’de yaşanan çalışmalardan ya da süreçten kaynaklanmadığını da sözlerine ekleyen Ediz, “Türkiye’nin içerisinde bulunduğu süreç, Avrupa’da yaşanan ekonomik süreç, kuzeyimizdeki özellikle Türkiye’ye turist gönderen Rusya dahil birçok ülkelerde yaşanan ekonomik olaylar 2015 yılını ciddi bir şekilde etkiledi. Bizde yaşanan bu olaylardan etkilendik. 2014 yılına göre 2015 yılında turizm ticaretinde bir daralma içerisindeyiz. İzmir olarak da tabi ki biz de bu durumdan payımızı aldık. Ama bu sene otellerin doluluk oranına baktığımızda fazla bir sıkıntımızın olmadığını görüyoruz. 2015 yılının yaz sezonu gayet verimli ve başarılı bir şekilde geride bıraktık. 2016 yılında da yine Türkiye’nin yaşayacağı süreç, Ortadoğu’nun yaşayacağı süreç, Avrupa’nın ve Rusya başta olmak üzere kuzey ülkelerin yaşayacağı ekonomik süreçlerden Türkiye artı ve eksi yönüyle etkilenecektir. Ancak olayın diğer boyutuyla baktığımızda turizm yatırımları açısından ciddi bir turizm yatırımı İzmir’de de hızlı bir şekilde devam ediyor. İzmir’de şu an için ciddi yatırımlar var. 2014 ve 2015 yılı arasında yaklaşık 8 bin yatak artış yakaladık. 2016 yılına yönelikte yoğun bir şekilde yatırım belgesi alan birçok yatırımcımız var. Bizim İzmir’de hedefimiz bugün mevcut olan 48 bin belgeli yatak sayımızı 2023 yılında 80 bin yatağa ulaşmasını öngörüyoruz. Umuyoruz ki 2016 yılı 2015 yılından daha iyi olsun” dedi.

“İZMİR BUNU FAZLASIYLA HAK EDİYOR”

2014 yılında Bergama’nın 2015 yılında ise de Efes’in bir bütün olarak UNESCO’nun kalıcı listesine girdiğini açıklayan Ediz, bu kazanımın İzmir için önemli bir kazanım olduğunun da altını çizdi. Ediz, “Bu kazanımları elde etmek için hazırlıklar devam ediyordu. Alandaki düzenlemeler halen devam ediyor. Bunu İzmir bunu fazlasıyla hak ediyor. Şu an için aday listesinde olan Çandarlı Kalesi, Foça Kalesi, Birgi yerleşim alanı var. Bu yerlerinde bir an önce kalıcı listeye girmesi için her bölge kendi kulvarı içerisinde bir çalışma içerisinde. Yine yerel yönetimler Agora’nın şehir merkezi olarak yedek listeye ardından da kalıcı listeye girmesi için çalışmaların başlattığı haberlerini duymak bizim için sevindirici. Bölgenin bütüncül olarak sahip çıkması ile yerel yönetimi ile merkezi hükümeti ile ve sivil toplum kuruluşları ile kültür varlıklarına sahip çıkılacak olursa bunları çok daha kısa süre içerisinde ayağa kaldırarak gelecek nesillere daha sağlıklı daha görselliği ile bu varlıkları kalıcı olarak devretme imkanı olacaktır. Bu konuda Türkiye’de ciddi bir gelişme var. Tüm sivil toplum kuruluşları sahip çıkmaya başladı. Yerel yönetimler yine kültür varlıklarına azami destek vererek sahip çıkıyor. Yedek ve kalıcı listeye girmesi için çalışmalar başlatıyor. Yine Tire içinde yedek listeye girmesi konusunda da çalışmalar yürütülüyor. Temennimiz bu kültür varlıklarının dünyanın tanıyabileceği ve dünyanın kabul etmiş olduğu kriterleri içerisinde UNESCO kalıcı listesine birçoğunun daha girmesi ve bilinirliğinin artmasıdır” diye konuştu.

KÜLTÜR TURİZMİNDE DE ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİ

Ediz, İzmir’de 1970’li yıllarda başlayan deniz, kum, güneş turizminin hala 629 kilometre sahil bandı ve pırıl pırıl koyları ile deniz, kum, güneş turizmi için önemli olduğunu ifade ederek, “Özellikle Çeşme plajları, Alaçatı’da bulunan sörf imkanları, yelken faaliyetleri, yat limanları bunların tamamının yakını deniz, kum, güneş turizmi dediğimiz ve sezonun daha çok tercih edilen yaz döneminde iç ve dış turizmde deniz, kum, güneş turizmi İzmir’de büyük bir etken. Ancak İzmir 8 bin 500 yılık tarihi geçmişi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmış geçmişteki 12 iyon kentinin birçoğu İzmir sahillerinde ve bunlar bugün de yaşanıyor. Binlerce yıl önce yerleşim olan yerler şimdi de yerleşim alanı. Tüm bunlara baktığımızda İzmir kültürel değerlerini ayağa kaldırır dünya ile insanlık ile paylaştığı müddetçe de dünyadaki gelişmeler paralelinde de kültür turizmine yönelik dünyada tercih edilmesi çok daha fazla. Özellikle Uzak Doğu Bölgesi’ndeki Çin ve Japonya gibi belirli ülkelerden gelen insanların azami kültür turizmi amaçlı geldiklerini de değerlendirecek olursak İzmir deniz, kum, güneş turizminde olduğu gibi kültür turizminde de önemli bir potansiyele sahip önemli bir birikime sahip” şeklinde konuştu.

İZMİR 12 AY BOYUNCA İNSANLARI AĞIRLAYABİLİR

Turizmde ciddi bir çeşitliliğin olduğuna dikkat çeken Ediz, bu nedenle İzmir’in deniz, kum, güneş turizminin yanı sıra kültür ve sağlık turizminin de önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. İzmir’in Cumhuriyet ile beraber liman şehri olması ile birlikte bir ticaret şehri haline geldiğini de anlatarak, “Ticaretin gelişmesi ile birlikte toplantı ve organizasyonların artmasıyla birlikte fuarlar yönü ile de önemli bir potansiyeli var. Yeni yapılan fuar alanı ve planlanan kongre merkezleri ile beraber de İzmir’de turizmin birçok alternatifi ve birçok hizmet alanı var. Bu nedenle İzmir turizmdeki çeşitliliğini beraberce yaşayabilecek özelliklere sahip. Gelecekte sağlık turizmine ekonomik gelir olarak baktığımızda çok daha yüksek rakamlar kazanma şansı var. İzmir turizm çeşitliliği ile 12 ay boyunca insanları ağırlayabilecek iklimi, coğrafyası ve ulaşımı var” ifadelerini kullandı.

HERHANGİ BİR ŞİKAYET ALMADIK

Ediz, İzmir’e gelen turistlerden Suriyeli sığınmacılar ile ilgili herhangi bir şikayet ya da eleştiri almadıklarının da altını çizerek, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ancak bu coğrafyada yaşanan çok ciddi bir dönem var. dışardan gelen turistlerin gördükleri karşısında bu toplumun ve bu milletin ne kadar misafirperver olduklarını düşündüklerini düşünüyorum. Toplumun evini, yuvasını ve şehrini böyle zor durumda kalan insanlara tüm imkanları ile açtığının göstergesidir diye düşünüyorum. Biz burada millet olarak zor durumda kalan insanlara insanlık görevimizi yapıyoruz. İzmir’de bu zor durumda kalan insanlar için elinden geleni yapıyor. Bu konuda turizm camiasından da herhangi bir eleştiri almadık.”

“ALMANYA TURİZM AÇISINDAN ÖNEMLİ”

Zaman zaman ülkelerin kendi içerisindeki ekonomik tedbirleri ile almış oldukları kararların vatandaşlarının farklı coğrafyalara hareket etmesine yönelik yönlendirmelerin olduğunu da söyleyen Ediz, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Almanya her zaman için Türkiye’de turizm açısından önemli bir yere sahip. Türkiye’ye ve İzmir’e en çok gelen turist sayısı Almanya’dan oluyor. Ama son dönemde komşu ülkelerden, İran’dan ya da Türkiye cumhuriyetlerinden gelen turistler var. Ama var olan artışlarda rakamlar küçük olduğu için bütün içerisinde yeri daha sınırlı. Kültür turizmi amaçlı ticari amaçlı alışveriş amaçlı gelen turist sayılarında bir artış olduğunu son yıllarda görmekteyiz. İzmir’de bu durumdan payını alıyor. Son olarak turizmin bir ticaret olduğu unutulmamalıdır. Ticarette zaman zaman artılı ve eksili dönemler olacaktır. Bu artılı ve eksili dönemlere birçok şey etken olur. Turizmde bu konuda hassas dengeler üzerinde olan bir konudur. Ama turizm ticareti insanlar yaşadığı müddetçe devam edecektir. Her geçen yıl katlanarak büyümeye devam edecektir. Kısa vadeli olaylara takılıp kalmadan bu ticaretten ülkemizin en iyi şekilde korunarak ve pazarlanarak ekonomik getirisini sağlanmalıdır. Turizm aynı zamanda insanların dostluk kurmasını sağlar. Turizm ile beraber insanlar birbirlerini tanıma imkanı buluyor. Bunun için biz 2015’in sıkıntılarını belirli ölçüde yaşıyoruz. Ama önümüzde çok daha güzel ve iyi günler var. Biz bu seneye takılıp kalmıyoruz. Geleceğe yönelik her türlü planımızı ve projemizi yapmak mecburiyetindeyiz.”