Türk basınının unutulmaz ismi Çetin Emeç: Katledilişinin üzerinden 34 yıl geçti

Türk basınında önemli izler bırakan gazeteci yazar Çetin Emeç, evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu 34 yıl önce hayatını kaybetti


  • Oluşturulma Tarihi : 07.03.2024 11:24
  • Güncelleme Tarihi : 07.03.2024 08:24
  • Kaynak : AA
Türk basınının unutulmaz ismi Çetin Emeç: Katledilişinin üzerinden 34 yıl geçti

Genç yaşta gazeteciliğe adım atan ve Türk basınında başarılı bir kariyere sahip olan Çetin Emeç'in ölümünün üzerinden 34 yıl geçti. İstanbul'da 1935 yılında doğan Emeç, Gazetecilik kariyerine babası Selim Ragıp Emeç'in sahibi olduğu "Son Posta" gazetesinde başladı ve daha sonra Hürriyet ve Milliyet gibi önemli gazetelerde çalıştı. 1986 yılında Hürriyet'e dönerek koordinatör olarak görev aldı. Emeç'in, eşi Bilge Emeç'le olan evliliğinden Mehveş ve Mehmet adında iki çocuğu oldu.

Otomobili çapraz ataşe tutuldu

Çetin Emeç, 7 Mart 1990'da Kadıköy Suadiye'deki evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Gazete binasına gitmek üzere aracına binen Emeç, çapraz ateşe tutulan otomobilde vücuduna isabet eden kurşunlarla 55 yaşında hayatını kaybetti.

Saldırı sırasında araçtan kaçmaya çalışan şoförü Sinan Ercan da saldırganlar tarafından katledildi. Saldırganlar, olayın ardından kaçtıkları otomobili Bostancı'da terk ederek izlerini kaybettirdi.

Emeç'in ölümü Türk basınında derin bir şok yarattı. Gazetecilik kariyeri boyunca gösterdiği başarılarla Türk basınının marka isimlerinden biri haline gelen Emeç'in cenazesi, düzenlenen kalabalık bir törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Çetin Emeç'in ölümü, Türk basınında sansür ve ifade özgürlüğü gibi önemli konuların yeniden gündeme gelmesine yol açtı, onun katledilmesi Türk gazeteciliğinde derin izler bıraktı.

Cinayet zanlılarından biri 6 yıl sonra yakalandı

Cinayetten 6 yıl sonra zanlılarından İrfan Çağrıcı, 2 Mart 1996'da Kadıköy'de bir banka şubesinde "Rasim Ayar" adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandı.

Çetin Emeç'in öldürülmesine ilişkin dönemin İstanbul 3 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde yasa dışı "İslami Hareket Örgütü" davası açıldı.

İddianamede, Emeç'in Suadiye Suyanı Sokak'taki evine 7 Mart 1990'da gelen örgüt üyelerinden Tamer Arslan'ın, Levent'te gasbedilen 34 FFE 21 plakalı otomobili kullandığı, İrfan Çağrıcı'nın ön, Muzaffer Dalmaz'ın da arka koltukta oturduğu, Çağrıcı'nın İran uyruklu "Mustafa" ve "Ali" adlı kişilerin verdiği çantadan çıkarttığı silahları araçtakilere dağıttığı ifade edildi.

Çetin Emeç'in evinden çıktığı anda sanıkların kar maskelerini taktığı, Tamer Arslan'ın otomobille Emeç'in otomobilinin önünü keserek hareket etmesini engellediği vurgulanan iddianamede, Çağrıcı'nın Emeç'e, Dalmaz'ın da önce şoför Sinan Ercan'a, daha sonra da Çetin Emeç'e ateş ettiği yer aldı.

İddianamede, eylemin ardından Ahmet Kerimi'nin İrfan Çağrıcı'ya 10 bin dolar verdiği ve bu paralarla çeşitli semtlerde hücre evleri tutulduğu da anlatıldı.

Gazeteci yazar Çetin Emeç ve Turan Dursun ile İran rejim muhalifi Ali Akbar Gorbani'nin öldürülmesi olaylarının da içinde yer aldığı çok sayıda cinayet, bombalama ve gasp eylemlerinden sorumlu tutulan yasa dışı İslami Hareket Örgütü'nün sözde "İcra şurası" üyesi İrfan Çağrıcı, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan idam, 4 sanık da müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Çağrıcı'nın cezası, "AB Uyum Yasaları" çerçevesinde idam cezasının kaldırılmasının ardından ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.

AA

Yazarımız Kim ?

AA