Türk futbolu Avrupa’da neden dibe vurdu

Futbol Hakemi olan ve aynı zamanda spor yöneticiliği görevini de devam ettiren Aykut Göçer, son yıllarda Türk futbolundaki düşüşün nedenleri hakkında değerlendirmelerde bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 25.12.2020 10:16
  • Güncelleme Tarihi : 25.12.2020 10:16
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Türk futbolu Avrupa’da neden dibe vurdu

Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) bağlı olarak görev yapan Hakem Aykut Göçer, son zamanlarda Türk futbolunun Avrupa’da neden dibe vurduğuna yönelik açıklamalarda bulundu. Bunun nedenlerinin tek bir sebebe bağlanmadan 4 başlık altında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Göçer, “Futboldaki sorunlar zinciri bizi şu an olduğumuz yere getirdi” diyerek, bu gidişatı dört başlık altında incelemek gerekirse; 1-Kötü yönetimler ve plansızlık yüzünden kulüplerimizin ekonomik olarak dip yapması, 2-Euro kurunun artması, 3-Ligimizin fazla yerelleşmesi yabancı antrenörlere ligi tamamen kapatmamız, 4-Transferler. Türk futbolunun Avrupa’daki durumunu bu şekilde ele almak daha doğru olabilir” dedi.

İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR GİRDAP

4 maddeyi ayrıntılı bir şekilde anlatmaya başlayan Aykut Göçer, kötü yönetim ve plansızlıkların yarattığı girdaptan bahsetti. Göçer, tarafara şirin görünmek için yapılan hatalardan bahsederek, “Özellikle 2010 sonrası on yıllık dönemde kulüplerimiz inanılmaz borçlandı bütçelerinin çok üzerinde harcamalarla sadece o günün değil geleceğin paralarını da harcayarak ekonomik olarak çıkılmaz bir bataklığa girdiler. Son iki yıl nispeten takımlarımız TFF harcama limitleri nedeni ile ayaklarını yorganına göre uzatmaya başladılar ancak buna rağmen on yıllık yapılandırma ile bu borçlarını ödeyebilecekler. Üzerine bir de pandemi yaşanması ve tribün gelirlerinden de mahrum kalmaları içinden çıkılmaz bir girdap yarattı. Tabi ki bunun başlıca nedeni maalesef taraftara şirin görünmek için yapılan hesapsız transferlerden kaynaklı olduğunu da söyleyebiliriz” diye konuştu.

Euro kurunun artmasının kulüplerin borçlarını 4 kat arttırdığına da değinen Göçer, “Birçok takım Euro kurunu sabitleme ve borçları TL’ye çevirme yoluna gitse de kayıp çok büyük oldu. Özellikle yabancı oyunculara verilen paralarda anlaşma yapıldığı dönemle günümüz kuru arasındaki farklar kulüp ekonomilerinde büyük yaralara neden oldu. Maaşlarını zamanında almayan oyuncuların yaşadığı huzursuzluklar saha içindeki sonuçları da etkiledi” dedi.

AVRUPA İLE ENTEGRE ETMEK ZORUNDAYIZ

Yabancı antrenörlere kapıların kapatıldığını futbolun yerelleştiğinin de altını çizen Göçer, “Bu konu en önem verdiklerim arasında ligimiz son yıllarda maalesef kendi yerel futbol iklimini yarattı” diyerek şu ifadelere yer verdi: “Yabancı antrenörleri tamamen dışlayan, seyir zevki çok düşük bir ülke haline geldik. Bunda futbol kamuoyu ve yerli antrenör lobisinin gücü çok etkili oldu Ezber futbol düzenleri, belli başlı teknik adamların sürekli yer değiştirdiği takımlar oyunu kısırlaştırdı gelişim azaldı. Tabi ki burada şuna da değinmeden geçemeyeceğim antrenörlerin iş kaygısı ve ilk yenilgide kovulma endişesi risk alma, yeni bir şey yaratma fırsatını ellerinden alıyor. Koltuğunu kaybetmek istemeyen teknik adamlarımız da takımlarına daha güvenilir görünen kapalı futbol oynatmayı tercih ediyor. Avrupa da top koşturan birçok lejyoner oyucumuz varken artık beş büyük lige kendi yetiştirdiğimiz teknik adamları da ihraç etmemiz gerekiyor ve bu hayati öneme sahip. Oyunumuzu ve antrenörlerimizi mutlaka Avrupa ile entegre etmek zorundayız başka türlü başarı sağlamak hayal olur.”

Maaşlar ve bonservis sorunlarına da değinen Göçer, “Günümüz ekonomisinde şampiyonluk yaşamış büyük takımlarımız bile bonservis ödeyerek oyuncu alamazken Avrupa’da bu durum tam tersine dönmüş durumda son on yıla bakacak olursak. Oyuncu bonservisine verilen paralar yükselirken maaş olarak verilen paralar ise düşüş gösterdi. Takımlarımız ise ekonomik durumları iyi olmadığı için sözleşmesi sona ermiş oyunculara ya da kiralama yöntemine gitti. Az paralar vererek ya da bedelsiz transferler ile kadroya kattıkları oyunculara çok yüksek maaşlar ödeyen takımlar hem başarıyı yakalayamadı hem de oyuncuları elden çıkartırken büyük zarar ettiler” diye belirtti.

NASIL DÜZELİRİZ REÇETESİ

Türk futbolunun nasıl düzeleceği konusunda bir reçetesi olduğunu da vurgulayan Aykut Göçer, öncelikle gerçekçi olunması gerektiğini ifade ederek, “Evet futbol ekonomimiz beş büyük lig kadar yüksek değil ve hiçbir zaman olmayacak ancak son yıllarda elendiğimiz takımların, puan olarak geçildiğimiz ülkelerin güç, taraftar sayısı ve finans olarak çok üzerindeyiz. Doğru ekonomik plan ile sürdürülebilir ekonomiler kurmalıyız. Doğru sportif kararlar ile kadro mühendisliğini yapmalıyız, oyuncu yetiştirme ve oyuncu pazarlama stratejilerimizi sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz. Her şeyden önemlisi futbolu futboldan gelen isimlere, spor yöneticilerine teslim etmemiz gerekiyor. Futbol Geliştirme Direktörlüğü, hem Tolunay Kafkas hem de Oğuz Çetin yönetiminde son yıllarda iyi işler yaptı vazgeçmeden devam edilmeli. Kendi içimizdeki çatışmaları bırakıp marka değerimizi arttırdığımızda istenen başarı gelecektir” diyerek sözlerine son verdi.

Haber Merkezi