- Gündem
- 07.05.2025 10:49
İhracattan dönen incirler hakkında yaratılan algının ihracat rakamlarını ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Şen, “İncirin adının temizlemek istiyorlarsa hidrojen peroksit kullanımını yasaklasınlar” dedi
KEMAL ÖZKURT/ÖZEL HABER - Türkiye’den Fransa’ya ihraç edilen 6 farklı parti kuru incirde normal değerin 11 katı aflatoksin tespit edilmesinin ardından geri gönderilmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Kuru incirin sağlıklı olup olmadığı ve geri gönderilen incirlerin iç piyasaya dağıtılması gibi konular gündemdeki yerini korurken konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen, gümrükten dönen incirlerin kalıntılı şekilde iç piyasaya satıldığı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Dönen ürünler için gereğinden fazla algı yaratıldığını ve bu durumun ihracat rakamlarını ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Şen, “Karanlık odalarda yüzlerce işçiyle beraber incirin dışında olan aflatoksinleri temizlemeye çalışıyoruz ama içinde olanı biz de göremiyoruz. Geri gelen mallar zaten canımızı yakarken bir de yaratılan algıyla mücadele ediyoruz. İncirin adının temize çıkması için uğraşmak istiyorlarsa hidrojen peroksit kullanımını yasaklasınlar. İlaçlı, zehirli malı Avrupa’ya satıyorlar” diye konuştu.
BU KADAR BÜYÜTMENİN ANLAMI YOKTU
İhracattan dönen 6 parti kuru incirin 6 tona denk geldiğini bunun da yıllık 50-60 bin ton ihracat yapan bir ülke için büyütülecek bir rakam olmadığını dile getiren Şen, “Aflatoksin dediğimiz şey ortam sıcaklığı ve neme göre meydana gelen her gıda ürününde bulunması muhtemel bir maddedir. Havayla beraber birçoğu dışarı atılsa da bazıları incirin içerisinde kalabiliyor. Dışında kalan aflatoksinler UV lambalarının altında görülebiliyor. Karanlık odalarda yüzlerce işçiyle beraber incirin dışında olan aflatoksinleri temizlemeye çalışıyoruz ama içinde olanı biz de göremiyoruz. Bir konteynerin içinde 3 milyon tane incir varsa, Avrupa’da yapılan analizlerde alınan numunelerin içerisinde bir tane bile aflatoksinli incir çıksa bütün konteyner aflatoksinli olmuş oluyor. Durum böyle olunca da bir tane incir yüzünde bütün konteyner geri geliyor. Bugün bir işletme en az 20 – 30 ton mal işliyor. 50 – 60 bin ton incir ihracatının yapıldığı bir ülkede 6 tonun lafı bile olmaz. Bizim sitemimiz konuyu bilmeden bu noktalara getirenlere. İncirler hastalıklı falan değil. Böyle bakarsak arpa, buğday, hububat da hastalıklı. Bu gayet normal bir durum. İhracattan geri dönen bir ürün varsa biz ihracatçılar üzerimize düşeni yapar gerekli tedbirleri alırız. Biz neden ülke ihracatına leke sürülmesini isteyelim. Ticaret yapıyoruz sonuçta gözden kaçan durumlar elbet olacaktır fakat olayları bu kadar büyütmenin bir anlamı yoktu” şeklinde konuştu.
HASTALIKLI ÜRÜNLER İÇ PAZARA SATILMIYOR
İhracattan dönen ürünlerin kalıntılı şekilde iç piyasaya satıldığı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Şen, “İncirler geri geldiğinde Tarım Bakanlığı denetiminde elleçleniyor. Yeniden ayıklıyoruz ve bakanlık tarafından numune alınıyor. O numune temiz çıkınca bakanlık malı ihracatçıya teslim ediyor. İhracatçı yurt dışına sözleşmeli mal sattığı için öncelikle ürünleri oraya göndermesi gerekiyor. İhraç eden ülkeler sözleşmelerini buna göre yapıyor ve kontrol edilen malları zaten geri istiyor. Alıcı vazgeçmediği sürece ihracattan dönen ürünün iç pazara satılması gibi bir durum söz konusu değil. Alıcı vazgeçerse ürün iç piyasaya gönderilebilir ama bundan da şüphe etmeye gerek yok çünkü ürünler zaten temizlenmiş oluyor. Ürün iç piyasaya da gitse dış piyasaya da gitse yüzde 100 elleçleniyor. Hastalıklı mallar iç piyasaya veriliyor algısını kırmak lazım. Bu mallar zaten hastalıklı değil. Binlerce tonun içerisinde 1-2 tanesinde var. Bu kadar Aflatoksin süt, yumurta, hububat gibi birçok gıda ürününde de bulunabilir. İncirde gözle görülüp tespit edilebildiği için bu kadar konuşuluyor” ifadelerini kullandı.
HİDROJEN PEROKSİTİ YASAKLASINLAR
İncir için gündeme gelen söylemlerin ihracat rakamlarını ciddi oranda etkilediğini belirterek aflatoksinden önce incir üretiminde kullanılan hidrojen peroksit kullanımının yasaklanması gerektiğini vurgulayan Şen, “Geri gelen mallar zaten canımızı yakarken bir de yaratılan algıyla mücadele ediyoruz. Kim ister ki 150 bin dolarlık, saatlerce emek harcanan konteynerlerin geri dönmesini. İhracatçı 150 bin dolarlık malı bakmadan, kontrol etmeden göndermez. O kadar emek ve para harcandıktan sonra aflatoksinden kaçmanın ihracatçıya hiçbir yararı olmaz. İncirin adının temize çıkması için uğraşmak istiyorlarsa hidrojen peroksit kullanımını yasaklasınlar. İncirdeki en önemli madde aflatoksin değil hidrojen peroksittir. Bütün işletmelerin büyük çoğunluğu hidrojen peroksit kullanıyor. Simsiyah inciri bembeyaz yapıyorlar. Mümkün mü böyle bir şey? İlaçlı, zehirli malı Avrupa’ya satıyorlar. Asıl bunun önüne geçilmesi lazım. Bunun önüne geçilirse zaten alıcı daha kaliteli mala yönelecek, daha kaliteli mal aldığı zaman da gümrükten dönen ürün sayısı düşmüş olacak” dedi.