Türkiye’de bir ilk

İzmir Barosu’nda Türkiye’de bir ilke imza atılarak LGBTİ+ Hakları Komisyonu kuruldu. Komisyonun Eş Koordinatörü Mahmut Şeren, “Hedefimiz avukatların LGBTİ müvekkilleri ile doğru iletişimi kurmasını sağlamak” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.11.2018 07:47
  • Güncelleme Tarihi : 21.11.2018 07:47
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Türkiye’de bir ilk

YUSUF ÇAĞIRTEKİN - ÖZEL HABER
Türkiye’nin öncü barolarından İzmir Barosu’nda yine bir ilke imza atılarak, LGBTİ bireylerin hukuk alanında haklarının savunulması için LGBTİ+ Hakları Komisyonu kuruldu. Yaklaşık bir ay önce kurulan komisyonda 40’a yakın avukat aktif bir rol alarak çalışıyor. Komisyonun Eş Koordinatörü Başkanı Stajer Avukat Mahmut Şeren, komisyonun işleyişi, çalışmaları ve hedefleri ile ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Şeren, “Bir LGBTİ vatandaş avukatıyla iletişim kurmaktan zorlanmaması ve rahat iletişim kurabilmesini sağlamak istiyoruz. Nihai amacımız avukatın önüne herhangi bir dosya geldiğinde, dosyaya özgüvenle bakabilmesi, mesleki olarak görevini tam olarak yerine getirmesidir” ifadelerini kullandı.



EKSİKLİĞİ GİDERDİK
Komisyonun temel işlevlerinden bahseden Mahmut Şeren, “Komisyonun temel iki işlevi var. Bunlardan birincisi; meslektaşlarımızı LGBTİ hakları ile ilgili bilgilendirmek. Bu hem LGBTİ bireylerin az sayıda lehine olan düzenlemeler hem de aleyhine olan düzenlemeler hakkında bilgilendirmeyle ilgili. Çünkü hukuk fakültesinden mezun olduğunuzda her türlü düzenlemeye hakim olamıyorsunuz. Üstüne toplum tarafından ön yargı ile yaklaşılan bir grubun adını hukuk fakültesinde bile zikretmekten çekinilebiliyor. Zaten hukuk fakültelerinin temel sorun olarak; insan hakları bakışı kazandırma bir problemi var. Bize göre bu eksikliği baroların gidermesi gerekiyor. Barolarda staj eğitimi, yapılan seminerler, konferanslar ve paneller var. Eksikliklerin buralarda giderilebileceğine inanıyoruz. Bunun için bu alanda yıllarca çalışmış ya da çalışmamış hem komisyon içinde hem de komisyon dışında destekler alıyoruz. İkinci işlevi ise; İzmir Barosu Türkiye’nin her zaman ilklerine imza atabilen önemli bir barodur. Böyle bir baronun LGBTİ hakları konusunda söz söylemiyor olması gerçekten bir eksiklikti. Bu eksiklik diğer barolar ve Türkiye Barolar Birliği için de geçerli. Bu eksikliği ilk olarak biz giderdik. Yayılacağına da inanıyorum” diye konuştu.
“İLK ETKİNLİK 8 ARALIK’TA”
LGBTİ+ Hakları Komisyonu’nun kuruluşunun geçmişte yapılan çalışmalardan başladığını dile getiren Mahmut Şeren, “Komisyon adıyla değil ama alanda çalışan, LGBTİ ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışan örgütlerin baroda eğitim, panel, atölye talep etmesi ile başladı. Komisyonun kuruluş fikri de o atölyelerin birinde çıktı. Bu komisyonun devamını da etkiledi. Komisyon zannediyorum baronun en genç üyelerinden oluşan bir komisyondur. Çok fazla stajer avukat veya stajını tamamlamış ruhsatını bekleyen avukatlardan oluşuyor. 40 tane üyemiz var. Çeşitli dernekler tarafından etkinlikler de vardı. İlk olarak ‘biz ne kadar özümsedik ve çevremize yayacağız?’ sorusundan hareketle yola çıktık ve ilk olarak birbirimize bir şeyler aktarmaya çalışıyoruz. Komisyon dışına çıkan ilk etkinliğimiz 8 Aralık 2018 tarihinde olacak. Bu etkinlikte Prof.Dr. Melek Göregenli, ‘ayrımcılık felsefesi, homofobi, transfobi ve ön yargıları’ anlatacak. Bu etkinlikte herkese açık olacak. Aralık ayında başka bir çalışmamız daha olacak. Çalışmalarımız eğitim şeklinde ilerleyecek. Ayrıca ‘20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Gününü’ de hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.



Diğer komisyonlardan da destek aldıklarını da dile getiren Mahmut Şeren komisyonun amaçlarını ise şu şekilde açıkladı: “Hem Kadın Hakları Merkezi’nden olan hem de bizim komisyonumuzdan olan birçok arkadaş var. Zaten Türkiye’de ve dünyada LGBTİ hareketinin gelişmesi kadın hareketinden her zaman bir destek almıştır. Baroda da şaşırtıcı olmayan bir şekilde destek var. Komisyona gelmeyip dışarıdan destek veren birçok kişi de var. Genel kurulda komisyonun kurulması için 400 avukat oy verirken kabul edilmemesini sadece 15 avukat istemişti. Bu da önemli bir destek. Hedefimiz ise bir avukat bir LGBTİ müvekkili olduğunda ne yapacağını bilmesidir. Nasıl konuşacağından tutunda nasıl bir hukuki yol izleyeceğine kadar her konuda bilgili olmasını sağlamak. Bir LGBTİ vatandaş avukatıyla iletişim kurmaktan zorlanmaması ve rahat iletişim kurabilmesini sağlamak istiyoruz. Nihai amacımız bir avukatın önüne herhangi bir dosya geldiğinde dosyaya özgüvenle bakabilmesi, mesleki olarak görevini tam olarak yerine getirmesidir.”
HOMOFOBİ VE TRANSFOBİ
Mahmut Şeren, “Homofobi ve transfobi bir kültür haline gelmiş durumda. Ayrımcılık dediğimiz şey ise bana göre bir bütündür ve sadece LGBTİ olarak değerlendirmemek gerekmektedir. İnsanlar kendileri gibi olmayan bir grup gördükleri zaman önyargılı davranma eğiliminde oluyorlar. LGBTİ için baktığımızda ise erkek egemen ve toplumsal cinsiyet rollerini katı bir şekilde uyguladığımız için LGBTİ gruplar ise bunların dışında gruplar. Onların tekerine çomak sokan bir topluluk. Bu yüzden rahatsızlığın bu kadar yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple kadın hareketi ile olan işbirliği çok önemli. Kadın hareketinin her kazanımı bize de bir kazanımdır. Bizim de her kazanımız onlara da kazanımdır. Toplumsal dönüşümü ilk önce toplumsal cinsiyet rollerini yok ederek sağlayacağımızı ve ondan sonra da daha eşitlikçi ve özgürlükçü bir toplum yapısına yavaş yavaş kat edeceğimizi düşünüyorum. Toplumda LGBTİ+ fobi fazla çünkü LGBTİ+ görünürlüğü çok sınırlı alanlarda var. Medyada, iş yerinde, okulda, her sokakta LGBTİ+ görünürlüğünü bulamıyoruz. Aslında toplumun her kesiminde ve her yerde LGBT+’lar var. Ayrımcılığı yenecek en etkili aracın sosyal temas olduğunu düşünüyorum. LGBT+’lar ile temas ettikçe ayrımcılık azalacaktır” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi