Türkiye’nin ilk deprem müzesi 13 yıldır deprem anını yaşatıyor

Kavaklar Caddesinde yer alan sergi stantları ve sinevizyon salonu bulunan müzede, Adapazarı’nda meydana gelen 1967 ve 1999 yılı depremlerine ilişkin deprem öncesi ve sonrası fotoğraflar ile suni deprem oluşturan titreşimli elektronik bir stant, depremde yıkılan binaların yapım tekniği ile ilgili inşaat malzemeleri ve sismograf ile depremle alakalı diğer unsurlar sergileniyor. Binanın mimarisi ve iç düzenlemesi tamamen fotoğraf, tablo, resim ve bu gibi malzemelerin sergilenebileceği bir sanat galerisi şeklinde inşa edildi. Bölgenin birinci derece deprem kuşağında kalması nedeni ile Sakarya’da meydana gelen depremler öncesi ve sonrasını belgelemek, ‘Deprem olgusunu’ sürekli ve sıcak tutabilmek amacı ile 2000 yılında yapımına başlanan Deprem Müzesi 2004 yılında resmen ziyarete açıldı.

“13 YILDA 1 MİLYON KİŞİ ZİYARET ETTİ”

Fay kırığı teması işlenerek göçük şeklini andıran ve yıkık duvarları, eğik kolonları ve kırık kirişleriyle farklı bir görünüme sahip olan deprem müzesi ziyaretçi akınına uğruyor. Günde ortalama 200 kişinin geldiği deprem müzesini hizmete açıldığı günden bugüne kadar 1 milyon kişi ziyaret etti. Ücretsiz olarak hizmet veren müze, ilköğretim okulu öğrencilerine yönelik eğitim seminerleri, resim ve fotoğraf sergileri gibi birçok kültürel etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. Müzede, depremde hayatını kaybedenlerin isimlerinin yer aldığı 3 bin 894 kristal anıt bulunuyor. Müzedeki simülatör aracılığıyla 7,4 şiddetinde yapay depremler üretilerek, Sakarya’da yaklaşık 4 bin kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999´da 03.02’deki 45 saniyelik depremin büyüklüğü uygulamalı anlatılıyor.

“TÜRKİYE’DE TEK DEPREM MÜZESİ”

Adapazarı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Özkan Gümülcineli konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Deprem müzesi 2004 yılında kurulan bir müze. Türkiye’de tek ve daha sonra emsalleri açılmaya çalışıldı. Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli’nin gayretleri ile ve özel ilgisi ile deprem müzesi bugüne kadar halkımızın gezebileceği müze haline geldi. Deprem müzemiz zeminin 4 metre altındadır. Müzemiz birkaç bölümden oluşuyor. İlk bölüm plaform bölümü. Bu bölümde deprem anını yaşamış olanlar bilir ama yaşamamış olanlarda yaşasın ve unutmasın diye bir platform hazırlandı. Bu platformda 7.4 şiddetindeki depremi platforma çıkan vatandaşlarımız yaşamaktadır. İkinci bölüm fotoğraflardan oluşan, depremi gösteren Adapazarı’nın 1999’dan öncesini, sonrasını ve bugünkü halini gösteren bir bölüm var. Daha sonraki bölümde ise 1999 depreminde kaybettiğimiz kayıtlı 3 bin 894 isminin yazılı olduğu kristal platform var. Sakarya’da bu vatandaşlarımız nerede vefat etmiş ise oraya bir kristal dikildi sembol olsun diye” dedi.

“BİZLER DEPREMİ UNUTTURMAYACAĞIZ”

Depremi unutturmayacaklarını da belirten Gümülcineli, “Günlük ortalama 200 kişi Deprem Müzesini ziyaret etmektedir. Bu rakam ayda 6 bin yılda 72 bin kişi yapar. Gerek Adapazarı’ndan gerekse şehir dışından hatta ve hatta yurt dışından gelen vatandaşlarımız deprem müzesini ziyaret ediyorlar. Depremin gerçek yüzünü ziyaret bitiminde öğreniyorlar. Bilhassa depremi yaşamamış olan vatandaşlarımız bu müzeyi gezdikten sonra 1999 depreminin hangi boyutta olduğunu rahatlıkla görebiliyorlar ve daha iyi anlıyorlar. Bizler depremi unutturmayacağız. Buradaki fotoğraflarda çıkan tablo depremin can almadığını binaların can aldığını, binaların hasar ve zarar meydana getirdiği görüyoruz. Onun için burada belediyelerimize görev düşüyor. Yapılaşmada asıl görev belediyelerin. Vatandaşlarımızda bunların bilincinde olmalı. Bu yapılaşma konusunda belediye konusunda zorlamamalıdır. Her vatandaşımız yapılan bu deprem müzesini görsün ve depremin vereceği hasarı iyi anlasınlar” diye konuştu. (İHA)