Sayfa Yükleniyor...
İklim Bilimci Prof. Dr. Türkeş, Çeşme’yi yıkan felaketin klimatolojik oluşumunu anlatırken, ülkenin artık hortum diye bir gerçeği olduğunu söyledi ve ekledi: “Bina ve kentsel tasarımların değişen iklim koşullarına uygun olarak yapılması gerekiyor...”
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Türkiye küresel iklim krizinin gölgesinde felaketlere neden olan hava muhalefetleriyle çetin sınavlar verdiği bir kış mevsiminden geçiyor. Sağanak yağışların meydana getirdiği sel facialarının ardından hortum kabusları da yaşar olduk. Son olarak 11 Şubat Perşembe günü İzmir’in Çeşme ilçesinde meydana gelen hortum evleri, arabaları ve tekneleri peşine takarken 18 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Türkiye’de daha önce belli belirsiz yaşanan hortum olaylarının artan şiddeti endişe yaratırken, İklim Bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, bu gibi tablolara alışmamız gerektiğini söylüyor: “Daha önce rastgele kara içlerinde hortum olayları yaşandı ama şu an Türkiye’nin bütün deniz kıyılarında görebiliyoruz. Yani artık bir hortum klimatolojimiz var. Biz bundan sonra hortum gibi afetleri daha sık yaşayabiliriz. Sadece hortum değil yağışların daha kuvvetli ve uzun süreli ya da şiddetli sağanak şeklinde olmasını bekliyoruz. Artık bina ve kentsel tasarımların değişen iklim koşullarına uygun olarak yapılması gerekiyor.”
ARTIK HORTUM KLİMATOLOJİMİZ VAR
Türkiye’de son 20 yılda hortum olaylarında artış gözlemlendiğini belirten İklim Bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, “Bundan 20 yıl önce bir hortum klimatolojimiz yoktu. Hortum Türkiye’nin bulunduğu enlemlerde yaygın bir hava olayı değil. Hortum oluşturmayan gök gürültülü yağışlar zaten vardı. Ancak sıcaklıkların artması buharlaşmayı ve atmosferdeki nem oranını arttırıyor. Kuzeyden soğuk hava Türkiye’ye sokulduğunda, alttaki sıcak ve nemli hava ile karşılaştığında normal şartlar altında gök gürültülü olacakken, ‘süper hücre’ oluşuyor. ‘Süper hücre’ de uygun topografik koşullarda hortum oluşumuna neden oluyor. Daha önce rastgele kara içlerinde hortum olayları yaşandı ama şu an Türkiye’nin bütün deniz kıyılarında görebiliyoruz. Yani artık bir hortum klimatolojimiz var. Bu aslında beklenen bir olaydı. Daha sıcak bir dünyada yaşıyoruz, buharlaşma çok daha fazla... Özellikle denizlerden gelen nemli sıcak hava kütlesi ile kuzey bölgelerden gelen soğuk hava karşılaştığında gök gürültülü fırtınaya hatta hortuma dönüşebiliyor. İzmir’de ne oldu? Birkaç gündür fırtına vardı, orta enlemli Akdeniz siklonu yaklaşıyordu, lodos fırtınası aldık. Dün gece soğuk cephe geçişi oldu. Bu soğuk cephe geçişi, yağmurun hem dolu fırtınası hem de şimşekli fırtınalı bir hortum olayına dönüşmesini sağladı” diye konuştu.
DAHA SIK YAŞAYABİLİRİZ
Hortumların genellikle mevsim geçişlerinde görüldüğünü, soğuk bir mevsimde ise beklenmediğini kaydeden Prof. Dr. Türkeş, “Çeşme’deki hortum cephesel sistemin ürettiği bir hortum... Türkiye’de son 20 yılda görünen olaylardan en önemli farkı, kuvvetli yağışlı bir soğuk cephenin bir süper hücre bulutuna dönüşmesi ve hortum oluşturması. Bu normalde soğuk bir mevsimde beklenmez ama uzun süredir etkili olan Akdeniz siklonu nemli ve ılık hava kütlesi taşıyarak Türkiye’ye yaklaştı, kuzeyden gelen soğuk hava kütlesi ile nemli sıcak hava kütlesi Ege üzerinde karşılaştığında şiddetli bir yükselme ile bir ‘süper hücre’ye dönüştü. Bu da hortum olarak bize yansıdı. Biz bundan sonra hortum gibi afetleri daha sık yaşayabiliriz. Sadece hortum değil yağışların daha kuvvetli ve uzun süreli ya da şiddetli sağanak şeklinde olmasını bekliyoruz. Hortumlar sadece ABD’de olur sanıyoruz ama öyle değil. Meteorolojik açıdan bir hava sisteminin hortum oluşturma olasılığını öngörmek ise pek mümkün değil. Artık bina ve kentsel tasarımların değişen iklim koşullarına uygun olarak yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
UYUM ÇALIŞMALARI YAPILMALI
İklim değişikliğinin ekstrem denilen hava olaylarını daha aşırı hale getirdiğine vurgu yapan Prof. Dr. Türkeş, şunları söyledi: “Aslında biz atmosferik süreçlerin ve yerel etkilerin de içinde olduğu günlük hava olaylarını yaşıyoruz. Ama bir yanda da yaşadığımız yerde, arka planda uzun süreli etkili ve geniş etkili basınç rüzgar sistemleri denetiminde oluşmuş bir iklim var. İklim değişikliği derken, atmosfer ve hava olaylarının değişmesinden de söz ediyoruz. O yüzden artık var olan kuraklıklar, şiddetli hava olayları ve afetlerinin artık daha etkili olmaya başladığını görüyoruz. Çünkü iklim değişikliği sadece ortalamalardaki bir değişimi ifade etmiyor. Ekstrem dediğimiz aşırılıkları da daha aşırı hale getiriyor. O yüzden bir yandan kuraklığın daha sık ve geniş alanda etkili olduğu zamanları yaşıyoruz bir yandan da yağış olasılığı varsa ‘Acaba bu yağış afete dönüşebilir mi?’ diye düşünüyoruz. İklim değişikliği ile bir yandan mücadele ederken bir yandan da uyum içinde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Şiddetli hava olaylarından etkilenebilirlik dikkate alınarak uyum çalışmaları yapılmalı. Değişen iklim koşullarında yaşamayı plansal ve yaşam tarzının içinde yer vererek karşılamamız gerekiyor.”
Haber Merkezi