“Türkiye’yi dolaylı olarak etkiler”

Anıl YIKGEÇ

Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan geçen pazar büyük bir karar için sandık başındaydı. Avrupa Birliği, Yunanistan’a nakit yardımı yapmak için bazı şartlar koştu. Yunan vatandaşlar kreditörlerin nakit akışının yeniden sağlanması karşılığında öne sürdüğü koşulları hükümetin kabul edip etmemesi konusunda karar vermek üzere oy kullandı. Yunan İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı sonuçlara göre, sandıktan yüzde 61,31 hayır, yüzde 38,69 evet oyu çıktı. Yunanlılar ‘Hayır’ diyerek, kreditörlerin nakit akışının yeniden sağlanması karşılığında öne sürdüğü koşulları hükümetin kabul etmemesi yönünde karar vermiş oldu.

“YUNANİSTAN VE AB AÇISINDAN DEĞERLENDİRMEK GEREK”

Dünya ekonomisinde önemli bir dönüm noktası oluşturabilecek bu oylama sonucunu Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Ekonomist Yunus Enis Musluoğlu ile değerlendirdik. Yunanistan’daki referandum sonuçlarına iki açıdan bakmak gerektiğini söyleyen Musluoğlu, “Yunanistan’da yaşanan bu olaya bir Avrupa Birliği bir de Yunanistan açısından olmak üzere iki açıdan bakmak lazım. Avrupa Birliği açısından baktığımızda Yunanistan’a verilen krediler, küresel sermaye tarafından Yunan bankalarına verilen krediler. Yunan halkının cebine giden ya da reel sektöre giden yatırım, istihdam arttırıcı tedbirlere giden fonlar değildi. Yunanistan’daki tamamen Yunan bankalarına yani özel sektör küresel sermayenin parasını kurtarma derdi. Yunan halkı dedi ki; ‘Ben bu küresel sermayenin dayattıklarına halk olarak katılmayacağım, yerine getirmeyeceğim. Yeteri kadar özveride bulundum. Sıkıntılar çektim. Ama daha fazla yapmayacağım.’ Makro açıdan dünyadaki gelişmeler açısından, küresel sermayenin artık insanlık için daha yararlı noktalarda kullanılabilecek hamleler yapması açısından doğru bir hareket. Tüm Avrupa Birliği için istihdamı arttırıcı, işsizliği düşürücü bağlamda reel sektörde yenilik sağlayacak, paradan para kazanma olayını belli bir noktada azaltabilecek, finans piyasası dışında reel sektörü kalkındıracak önlemler olması gerekiyor” dedi.

“AVRUPA BİRLİĞİ DAĞILABİLİR KAYGISI YAŞANIYOR”

Yunus Enis Musluoğlu bu sonucun Avrupa Birliği tarafından sıkıntısını şöyle açıkladı;

“Yunanistan borç ölçeği açısından küçük bir ölçek. Bir nebze sıkıntıya soksa da borçla absorbe edilebilir. Bu bağlamda onu izleyecek olan İtalya, İspanya, İrlanda, Portekiz ve Fransa’ya bile olabilir. Ölçek olarak baktığınızda İtalya ve İspanya Avrupa Birliği’nin en büyük dördüncü ve beşinci ekonomileri. Aynı yolu, bu ülkeler de izleyebilir ve birlik dağılabilir kaygısı yaşanıyor. Halkın bu davranışı oyun kurucuları tedirgin ediyor. Oyun kurucular, olayları artık biraz daha toplumsal açıdan bakmaları lazım.”

Bu sonucun Türkiye’ye, Avrupa Birliği içinde olmadığından dolaylı bir etkisi olabileceğini belirten Musluoğlu, “Türkiye, Avrupa Birliği içinde olmadığı için dolaylı bir etkisi olabilir. Halkın bilinçlenmesi anlamında, finans sektörü, paradan para kazanılması konusunda Türkiye’de bundan bir ders çıkarmalı. Bizim ihracat, ithalat dengelerimiz de muhtemelen etkilenecektir. Ama Yunanistan ölçeğinde değil, daha çok bu aşamada gelişebilecek olası İspanya, İtalya gibi ülkelerde olabilecek sarsıntılar sonucu ülkemize ticari olumsuzluklar yansıyabilir. Türkiye bunu da zaten Ortadoğu ve Afrika’ya yönelmeyle rahat aşabilir” diye konuştu.

“DOLAR VE ALTIN’DA ARTIŞ OLABİLİR”

Musluoğlu, bu sonucun döviz fiyatlarına etkisi olabileceğini söyleyerek, “Bu olay Avrupa Birliği’nin dağılma riskini ortaya koyduğu için onun para birimi olan Euro’yu olumsuz etkiler. Bu da diğer enstrümanlar olan Dolar’a ve altına yarayacaktır. Yunanistan, İngiltere modelinde olduğu gibi Avrupa Birliği’nden parasal olarak çıkabilir. Yunanistan bu kararın sonucunda elbet zorluk çekecektir. Fakat bunun üstünden bir sistem oturtabilirlerse ve doğru kararlar verirlerse uzun vadede onlar için olumsuz olmaz” dedi.

Bu olayın insanları farklı açılardan bakmaya iteceğini söyleyen Musluoğlu, “Dünya şunu görmesi lazım; paradan para kazanılması ya da küresel sermayenin insanları sömürebilmesi kolay olmayacak. Artık onlar açısından da deniz bitmekte. Neo liberal politikalar gülen yüzünü göstermek zorunda kalacaklar. Reel sektörü ve istihdamı arttırıcı daha insanca projelerle dünyaya yöneleceklerini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi