- Gündem
- 19.05.2025 16:22
TYB İzmir Şubesinde bu hafta sosyolog Murat Demir ‘Yörüklerde Günlük Hayatla İlgili Örf ve Adetler’ konulu sunumu yaptı
SULTAN GÜMÜŞ
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin bu haftaki konuğu sosyolog Murat Demir. Her cumartesi düzenlenen Kültür Sohbetleri kapsamında ‘Yörüklerde Günlük Hayatla İlgili Örf ve Adetler’ konulu sunumunu katılımcılara aktaran Demir, Yörüklerin yıllardır süregelen yaşayışını paylaştı.
Konuşmasına başlarken, “Yükseklerde yaşayan insanlardan korkmayın, yükseklik düştükçe seviye de düşer” diyor, Demir. Bu söz ile Yörüklerin özü sözü doğru insan olduğuna vurgu yapıyor. Hala daha yerleşik hayata geçemeyen Yörüklerin bulunduğunu ve bu insanların yıl boyu yayla yayla dolaştığını belirten Demir, “Yörüklerin kendilerine has adetleri bulunmakta, mesela üç şeye kına yakarlar, askere giden gence, geline ve karabaş koça. Askere giden vatanını korusun, gelin yuvasına sahip çıksın, karabaş koç da sürüsünü doğru yönlendirsin istenir. O sürüyü o koç yönlendirir, çekip götürür; uçuruma atlasa sürü arkasından gider. Yörükler, ‘Yemin iç’ derler, ‘Yemin et’ demezler. Yemin içtiler mi asla yanlış yapmazlar, sözlerini tutarlar. Türkler eğer hayvancılık yapıp yer değiştiriyorlarsa bunlara ‘Yörük’ denir; yerleşik hayata geçmişseler ‘Türkmen’ denir” ifadelerini kullandı.
YÖRÜKLERDE ÖLÜM ADETLERİ
Yörüklerin ölüm adetlerinden bahseden Murat Demir, şunları ekledi: “Hasta ölüm döşeğinde yatarken belirli bir noktaya bakıyorsa can alıcı meleğin o noktadan geleceğine inanılır. ‘Demek ki Azrail işte şuradan geliyor’ diye halkta bir inanış ve düşünce belirir. Hasta yataktayken yakınları başucundan ayrılmazlar ve durmadan su verirler veya kuruyan dudaklarını ıslatırlar. Eğer su verilmez ise şeytanın ölüm döşeğindeki hastaya en sevdiği kişi kılığında gelerek imanını su ile değişeceğine inanılır. Hastanın başında sürekli Yasin suresi okunmasına önem verilir, hastaya sık sık Kelime-i Şahadet telkin edilir. Ölmeden önce son nefesinde Kelime-i Şahadet kelimesini söylemesi için özel önem verilir, hasta bu şekilde ölürse imanlı gittiğine ve mekânının Cennet olacağına inanılır. Ağıtçı kadınlar ağıt yakar. İyilikleri, yiğitliği ağıtta yer verilir. Karakeçililerde ‘devir’ denilen bir adet vardır. Namaz, oruç borcu olduğunu bilen cenaze sahibi bir miktar parayı fakirlere dağıtır. Parayı alan fakir ölen kişiye dualar eder, böylece ölen kişinin borçlarından kurtulduğuna inanılır. ‘Alt-üst’ parası vardır. Bu parada cenazeyi yıkayan, mezarı kazan kimseler arasında paylaştırılır. Ölen kimsenin elbiseleri fakir olanlara dağıtılır.”
YÖRÜKLER İÇİN ASKERLİK ÖNEMLİ
Yörüklerin doğum adetinden de söz açan Demir, “Yörükler, erkek çocuk ocak başında doğarsa şanlı olacağına, davar başında doğarsa kutlu olacağına, odun toplarken doğarsa yiğit olacağına inanılır. Yörüklerde, erkek çocuk obanın alevi, kız çocuk evin közüdür, sözü yaygındır. Çocuk doğunca tuzlanır, mersin yapraklarına sarılır. Tombulak kökü dövülerek toz haline getirilir. Kırk gün tombulak tozu katılmış suyla yıkanır. Çocuk kırk günlük olunca vücuduna bal sürülür. Ak toprak tozu serpilerek kundaklanır. Diş çıkaran çocuk için buğday kaynatılır, süt dağıtılır. Yörüklerde, yeni doğmuş çocuğa büyükanne veya büyükbaba ad koyar. Genellikle konulan adın atalardan, dedelerden kalma olmasına dikkat edilir” dedi. “Yörükler, askerliğini yapmamış insanı yarım sayar” sözlerine dikkati çeken Demir, “Askere gidecek delikanlı askere gitmeden on beş yirmi gün önce bütün işlerden el çektirilir, dinlenip gezer. Askere gideceği günden bir iki gün önce hısım akraba, dostlarla helallaşılır. Son gün köyden askere gidecek tüm tertip toplanır. Durumu iyi olanlar ziyafet verirler. Durumu zayıf olanların harçlıkları toplanır. Askere giden delikanlıya bir lokma ısırtılır, ısırtılan lokmanın yarısı kısmetini geri çekip getirmesi için saklanır. Bundan amaç askerin sağ salim evine gelmesidir” diye kaydetti.
GÖÇEBELİKTEN GELEN ÖZELLİKLER
Göçebelikten gelen özellikleri sıralayan sosyolog Murat Demir, şunları aktardı:
1- Beklemeyi sevmez, sabırsızdır.
2- Meraklıdır, hoşgörülüdür.
3- Vatansever, dindar, Allah’a tevekkül eder, kanaatkârdır.
4- Tüketim eğilimi yüksektir. Ama gösterişe düşkün değildir. Sade yaşarlar,
5- Kadınlar erkeklerden kaçmaz. Evlerde haremlik, selamlık yoktur. Kadınlar erkeklerle rahatça konuşurlar, ancak başlarını da saçları görünecek şekilde örterler. Dinde şekilci ve aşırı kuralcı değillerdir.
6- Genelde erkekler tek eşlidir. Kadın ev yönetiminde söz sahibidir.
7- Dinin ve kanunların yasak ettiği yoldan para kazananların (hırsız, kapkaççı, eşkıya, mafyacı, terörist, kaçakçı, çete) sayısı yok denebilir. Böyle kişiler sevilmez, dışlanır.
8- Ölümü de doğum gibi normal bir olay kabul eder, yakınlarını, nerede ölürse o yerin mezarlığına gömer. Mezar başucu taşlarının çoğunda ölünün ismi bile olmaz.
9- Nankör değildir, ekmeğini yediği kapıya hainlik yapmaz, iyilik gördüğü kişiye sevgi ve saygı duyar, hatır gözetir.
10- Kendine de kötülük gelmesinden korktuğu için; ezilenin yanında yer almasa bile, zalimin yanına da geçmez, mazlumu ezmesine yardımcı olmaz, içinden zalime beddua eder, mazluma acır ve onun kurtuluşu için dua eder. Bu yüzden efeler çıkmıştır.
11- Lakapçıdır. Birbirine lakap takar, onu üzecek, küçük düşürecek, ayıracak, farklılığını öne çıkaracak şekilde hitap eder;
12- Yaşantılarının zorluğu nedeniyle yemek kültürleri yerleşik olanlara kıyasla fazla gelişmemiştir, şartlara ve elindeki imkânlara göre hayvansal gıdalardan yemek çeşitleri vardır. Yörüklerin hayvansal ürünlerle ilgili düşüncesi; "Keçinin peyniri, Koyunun yoğurdu. İneğin yağı, Camızın kaymağı makbuldür." "Koyunun kellesi, Keçinin ciğeri iyidir".
13- Kötülük yapmayı sevmez. Kendisine kötülük yapılmasını da istemez.
14-Yörükler, düşünce ve davranış açısından şekilcilik, siyasi İslamcılıktan, tarikatçılıktan daha çok laik, hoşgörülü İslamcılığa yakındır.