“Ukrayna artık fiilen bölünmüş bir saha...”

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın gidişatını değerlendiren Dr. Argun Başkan, “Rus ilerlemesi Ukrayna’nın tamamı ele geçirilmeden durdurulsa bile Ukrayna artık fiilen bölünmüş bir saha halinde kalacak” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.02.2022 09:37
  • Güncelleme Tarihi : 26.02.2022 09:37
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Ukrayna artık fiilen bölünmüş bir saha...”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Dünya, Perşembe sabahı Rus birliklerinin Ukrayna’ya girdiği haberiyle uyandı. Savaşın başlamasıyla, Rusya ve Ukrayna arasında yaklaşık on yıldır devam eden gerginlikte bir eşik atlandı ve yeni bir savaş çağına kapı aralanmış oldu. Peki Rusya-Ukrayna savaşı nereye gidiyor? Putin neyi amaçlıyor? ABD, NATO ve AB çatılarından karşı tepkiler ne kadar büyüyebilir? Savaşın Türkiye’ye ekonomik ve sosyoekonomik etkileri neler olur? Türkiye iki kutup arasında ağır sonuçlar doğuracak bir seçim yapmak zorunda kalabilir mi? Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Argun Başkan, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın gidişatını ve etkilerini değerlendirdi.

KÜÇÜK ADIMLARLA TEST EDİYOR

Ukrayna’nın Rusya’nın tepkili olduğu NATO genişlemesinin en önemli halkası olduğunu belirten Başkan, “Rusya Ukrayna’nın kendi kontrolünde olmaması durumunda NATO’ya katılacağından endişe ediyor. Yani kendi açısından kendini savunma amacıyla hareket ediyor. İyimser bir senaryoda Ukrayna’nın tarafsızlık statüsünün hem Batı hem de Rusya tarafından tanınması belki bir çözüm olabilirdi ama Ukrayna dahil kimse bunu önermiyor. Tarafsızlık statüsü gerçekleşse bile en uzun vadede bir daha asla Rusya ile kriz yaşanmazdı artık demek de kolay olmazdı bu arada. Putin, ABD’nin kararlılığını küçük adımlarla test ediyor. Her seferinde küçük adımlarla bazen de nispeten büyük sıçramalarla ABD’nin bıraktığı boşlukları dolduruyor. Bunları bazen ABD ile sessiz diplomasi ile uzlaşarak da yapabiliyor. Fiilen şu anda Ukrayna’nın ABD ve Rusya arasında paylaşılması süreci yaşanıyor. ABD de fiilen bunu kabulleniyor. Bu durumu genel bir benzetmeyle Polonya’nın geçen yüzyıllarda yaşadığı büyük güçler arası paylaşılma süreçlerine benzetebiliriz. Şu anki süreçte Rusya, Ukrayna’da kontrol ettiği alanı biraz daha genişleterek bir noktada durabilir veya durdurulabilir bir sonraki raunda kadar. Rusya, dilim dilim istediklerini alıyor. ABD de Ukrayna’yı net bir şekilde NATO’ya almaktan çekindi şimdiye kadar. Sonuçta Ukrayna, ABD ve Rusya arasında fiilen paylaşılmış olacak ve paylaşım sınırının tam olarak nereden geçeceği de net değil. Yani somut bir ‘Berlin Duvarı’ da yok henüz. Şu an yaşananlar önümüzdeki yıllarda da tekrarlar şeklinde yaşanacak büyük ihtimalle. Şu andaki Rus ilerlemesi Ukrayna’nın tamamı ele geçirilmeden durdurulsa bile artık Ukrayna fiilen bölünmüş bir saha halinde kalacak büyük ihtimalle” dedi.

ABD PEK CESARET EDEMİYOR

Askeri güç kullanımı dışında Rusya’yı somut olarak Ukrayna’dan tamamen çıkarabilecek bir ekonomik yaptırım mekanizması olmadığını söyleyen Başkan, “Askeri güç kullanımı da nasıl büyük nükleer bir boyuta dönüşmeden izole bir şekilde yürütülür... O da daha büyük bir soru işareti. Sonuçta ABD, 1990’larda veya 2000’lerin başında Ukrayna’yı NATO’ya almış olsaydı işler farklı olabilirdi ama o dönem de şimdi de ABD buna pek cesaret edemiyor ve net bir irade ortaya koymuyor. O yüzden konu Ukrayna’nın ABD ve Rusya nüfuz sahaları arasında fiili paylaşımına kalıyor gördüğümüz gibi” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

Savaşın Türkiye’ye yönelik ekonomik ve sosyoekonomik etkilerinden bahseden Başkan, “Dünya buğday fiyatlarına, bölgesel turizme ve ticarete olumsuz etkisi olabilir kısa vadede. Türkiye ve Rusya çok keskin bir şekilde karşı karşıya gelmezlerse doğalgaz ticareti aksamaz büyük ihtimalle. Türkiye’ye mülteci gelmesi çok düşük bir olasılık... Belki bir grup Kırım Tatarı gelebilir. Türkiye’nin geçen senelerde attığı bazı adımlarla Rusya’ya olan gaz bağımlılığı zaten rakamsal olarak azalmaya başlamıştı. Türkiye, NATO bünyesinde ABD’nin müttefiki olduğu için en nihayetinde ABD’nin stratejisine askeri olarak ters düşmez genel hatlarla bakıldığında. Rusya’nın en büyük avantaj ve beklentilerinden birisi zaten NATO ve Avrupa Birliği içerisinde ABD karşıtı görüşlerin ve fikir ayrılıklarının artması ve arttırılması olabilir. ABD’nin bu fikir ayrılıklarını frenlemeye özel önem vermesi gerekiyor. Tüm bu durum Türkiye açısından tehditler yanında bazı sessiz pazarlık kozları ve fırsatlar da sunabilir ihtimal olarak” değerlendirmesinde bulundu.

RUSYA TARAFINA KAYMAZ

Başkan, “Türkiye iki kutup arasında ağır sonuçlar doğuracak bir seçim yapmak zorunda kalabilir mi?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Şu aşamada Rusya’nın bu seviyede ağır basan bir gücü yok. Türkiye NATO üyesi kaldığı sürece ve ABD’de NATO ve Avrupa Birliği üzerindeki etkisini sürdürebildiği sürece Türkiye ABD tarafından Rusya tarafına keskin bir şekilde kaymaz.”

TAYVAN DESTEĞİ SÜRPRİZ OLMAZ

Krizin etkilerini diğer ülkeler açısından da değerlendiren Başkan, “Çin’in Rusya’yı destekleyici tavrını sürdürmesi çok belirleyici Rusya’nın tavırlarında... Gelecek senelerde olası bir Çin-Tayvan savaşında Rusya’nın da Çin’i desteklemesi sürpriz olmaz. ABD o durumda şimdikinden çok daha büyük bir krizle karşılaşacak. Japonya da Çin’e ve Rusya’ya karşı ABD desteğiyle adımlar atabilir. Hindistan, Çin ve Rusya’ya siyasi olarak nispeten uzak ve ABD’ye göreceli daha yakın. İran üzerindeki Rusya ve Çin etkisi güçlenebilir. İsrail ve Arap ülkeleri arasında ABD’nin öncülüğünde halen devam eden yumuşama sürecini destekleyici etki yaratabilir. Ancak İsrail’in Gürcistan ve Karabağ örneklerindeki kadar isminin Rus karşıtı askeri destek sağlayıcı şekilde geçmesi biraz daha düşük olasılık... Ermenistan’daki Batı taraftarlarının adımlarını ve Türkiye ile barışma süreçlerini hızlandırabilir. Belarus’ta yönetime yeni kişiler gelse bile Batı taraftarı adımlar atabilmeleri çok düşük olasılık. Bunu yapabilseler bile şimdi Ukrayna’da yaşananlar çok daha hızlı çekimde Belarus’ta da yaşanabilir. Balkanlar’daki Rus taraflarının etkisi artabilir ama Yunanistan için bu durum düşük bir olasılık. Duruma göre Türkiye-Kıbrıs-Yunanistan sürtüşmelerini ABD’nin etkisiyle dondurucu şekilde etki yaratabilir Ukrayna konusu” dedi.

‘MARSHALL PLANI’ ORTAYA ATABİLİR

Başkan, Rusya’da dış ekonomik yaptırımların etkisiyle Putin karşıtı darbe veya halk ayaklanması olasılığının düşük olduğunu belirtti. “ABD’nin Avrupa’ya doğalgaz ve petrol ihracatını arttırması lazım ama bunun gerçekleşmesi düşük ihtimal. ABD belki esaslı bir sürpriz yaparak Avrupa için yeni bir vizyoner ‘Marshall planı’ ortaya atabilir enerji ticareti konusunda. Ancak Avrupa ve Türkiye için esas önemli petrol ve doğalgaz sahaları hala Afrika, Rusya ve Orta Doğu’da. Avrupa’da hala Rusya’ya karşı mümkün olduğunca yatıştırıcı politikalar izlenmesini isteyenler var. Batıda herkes Rusya’ya karşı eşit derecede tepkili değil. ABD’nin müttefiklerini daha uyumlu hareket etmeye sürekli uğraşması gerekiyor. Bu yüzyılda ABD içerisinde büyük bir kriz çıkıp ABD’yi en azından bir süreliğine bile dışarıyla uğraşamaz hale getirirse bu dünyadaki tüm dengeleri değiştirebilir. Rusya ve Çin şimdi yapabileceklerinin çok ötesinde askeri ilerlemeler yapabilirler emri vakiler yoluyla. Pek çok şey ABD’nin iç enerjisinin ve dengelerinin nereye kadar aksamadan süreceğine bağlı uzun vadede. Tayvan konusu kendi içerisinde hala kontrol altında tutulması gereken bir olası patlama noktası. ABD ve Rusya karşılıklı olarak daha fazla ticaret yapıyor olsalardı gerilimleri yönetmek daha kolay olabilirdi” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi